Akşener: HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyorum

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, sözlerine şu cümlelerle başladı: “Türkiye’de kadın olmanın zor olduğu zamanlardan geçiyoruz. Her gün bir kadın, hayat mücadelesi ve yaşadığı zorluklar sebebiyle hayatını kaybediyor. İşte bu yüzden bıkmadan usanmadan ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demeye devam edeceğiz. Bu sözleşmenin hayatlarımızı kurtaracağını bildiğimiz için yaşattığını söylüyoruz. İstanbul Sözleşmesi, geldiğini adım adım belirten cinayetlerin önleyicisidir; şiddet tehdidi alan kadınların çevresinde bir güvenlik bariyeri oluşturur. Tam olarak uygulansaydı şimdi yüzlerce kadın hayatta olacaktı ama ülkeyi yönetenler hiç utanmadan bu sözleşmeyi yırtıp attı. Bu ülkenin kadınlarının yanında olmaktansa birkaç Taliban kafalının aklına uymayı tercih ettiler. 21’inci yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten şu zihinlere de bakın!” 



“İktidar uzun zamandır destansı başarısızlıklar içinde” 

Akşener: “Bu iktidar uzun zamandır destansı başarısızlıklar içinde. Bunun sorumluluğunu üstlenmek yerine de üzerine kapatmak için uğraşıyor. Hemen suçlayacak birini bulup nefrete ve kutuplaşmaya davet ediyorlar. Milletimizi, geçmişi, bürokratları ve muhalefeti sürekli suçluyor ama asla başarısızlıklarıyla yüzleşmiyor. Bu bakış açısının duayen ismi Sayın Erdoğan, sarayınca ancak uçan Türkiye masallarıyla oyalanıyor. Ülkenin gerçeklerini konuşanlara ise terörist damgası vuruyor. Fakat biz şerbetlendik. Bu dümenleri artık tanıyoruz. Dün milletin adamı olduğunu söyleyenlerin bugün millete nasıl sırt çevirdiğini görüyoruz.” 



“Kürdistan diyaloğu”  

Akşener: “Batman ve Siirt illerimizi geçtiğimiz günlerde ziyaret ettik. AK Parti ve küçük ortağı da milletle temasımızdan çok fazla rahatsız oldu. Milletimiz bizi çağırıyor ama nedense onları kaşıntı tutuyor. Bu yüzden de ziyaretlerimizi baltalamak için her yolu deniyorlar. Bazen Cengiz İnşaat çalışanlarına parayla slogan attırıyorlar bazen de esnafın içine insan yerleştirip propaganda yaptırıyorlar. Havuz medyası da bu anları çekmek için her yerde hazır bulunuyor. Fakat geçen sefer değişiklik oldu. Siirt ziyaretimizde HDP’li bir çalışan, dükkanına gittiğimiz esnafın yanına gelip bize ‘Burası Kürdistan’ dedi. İçişleri Bakanı ve küçük ortakları da şoke olmuş şekilde çıkıp feveran etmeye başladı. Neye şaşırdınız bu kadar? Bu kişi bir HDP çalışanı. Biz de aylardır HDP’yi PKK’nın yanında konumlandırdığımızı ve HDP’nin, PKK’dan bir an önce uzaklaşması gerektiğini dile getiriyoruz. Kürdistan ifadesi kimin? PKK’nın. Bu yüzden de bizce şaşırılacak bir şey yok. İşin şaşılacak ve acı olan tarafı, Cumhur İttifakı’nın bize sallamak için PKK ajandasını Türkiye gündemine taşıması.” 



“Terör örgütü değirmenine su taşımaktan vazgeçin” 

Akşener: “Siirt ve Batman’daki ziyaretlerimizde gördük ki vatandaşların derdi geçim fakat ne yazık ki iktidar hamaset peşinde koşuyor. Cumadan bugüne kadar kaç gündür PKK gündemini konuşuyorsunuz yazıktır günahtır. Bu cıvıklığa ve akılsızlığa inanamıyorum. Abdullah Öcalan ve Sayın Bahçeli arasındaki mektup arkadaşlığını zaten biliyorduk. Sayın Soylu’nun da bu sistemin paydaşı olduğunu diyaloglar ile öğrenmiş olduk. Terör örgütü değirmenine su taşımaktan vazgeçin. PKK’nın değil milletimizin gündemini konuşun.” 



“Bana ve partime saygı gösterilmiyor” 

Akşener: “MHP’den ayrıldığımı bilirsiniz. Fakat MHP’nin fikrine ve mensuplarına duyduğum saygıdan dolayı kimseye saygısızlık yapmadık. Fakat aynı tavır ve saygı bana ve partime gösterilmedi. Onlar istedikleri dümeni çevirsinler, istedikleri olayı çıkarsınlar, istedikleri hamaseti yapsınlar ama biz vatandaşlarımızla görüşünce olay çıksın öyle mi? Biz, birleştirmeyi devam ettireceğiz. Biz, bu ülkeden Kürt’ün ve Türk’ün karşı karşıya getirilmesini istemeyenlerdeniz. Kimse kusura bakmasın. Vatandaşımız derdi geçinmek olmuş ama onların yaptıklarına bakın. Daha öncesinde evini geçindirmek için alyansını, küpesini satanları duymuştuk. Şimdi de insanların altın kiralamaya başladıklarını öğrendik. Milletimize bunu layık görenlere yazıklar olsun. İktidar, üretime devam eden çiftçilere de salgın döneminde sahip çıkmadı. Tarım politikası, tutarsızlıklardan ibaret.”