Psikoloji konulu diziler psikolojimizi bozuyor mu?

Son iki yıl içinde birçok televizyon kanalında psikolojik sorunların konu edindiği diziler izleyici ile buluşuyor. İnsan psikolojisi temalı bu yapımlar izleyiciler tarafından ise büyük ilgi görüyor. Peki, bu yapımlar izleyicinin psikolojisini nasıl etkiler? Psikoloji temalı diziler izleyicide farkındalık mı oluşturur yoksa travmalarını mı tetikler? İşte tüm bu soruları ve merak edilen her şeyi Psikolojik Danışman ve Terapist Ayşegül Keskin yanıtladı.

SAĞLIK 11.04.2022, 14:32 23.04.2022, 16:51
Psikoloji konulu diziler psikolojimizi bozuyor mu?

Kırmızı Oda, Masumlar Apartmanı, Camdaki Kız derken hemen hemen tüm televizyon kanallarında psikolojik sorunların konu edildiği diziler yayınlanmaya başladı. Bu dizilerin sayısındaki artış öyle fazla ki biri reyting kurbanı olunca yerine diğeri hemen hazır. İzleyicinin bu yapımlar ilgisi ise yadsınamaz bir gerçek. Psikoloji temalı dizilerin hayatına olumlu katkısı olduğunu söyleyende var kendi travmasını dizideki karakterin travması ile bir tutan da var. Gün geçtikçe artan bu tür yapımlar karşısında izleyici olarak nelere dikkat etmeliyiz diye merak ettik ve işin ehline sorduk. İşte Psikolojik Danışman Ayşegül Keskin ile gerçekleştirdiğimiz o röportaj;

Psikolojik Danışman Ayşegül Keskin

Ayşegül Hanım, bugün birçok televizyon kanalında psikolojik sorunları olan karakterlerin hikayesinin anlatıldığı diziler yayınlanıyor. Bu diziler izleyicide farkındalık mı oluşturur yoksa kişinin travmasını mı tetikler?

Farkındalık önemli bir şey fakat dizilerle ne kadar farkındalık sahibi olunur o da ayrı bir konu. Mesela bana gelen danışanlar bir sürü dizi izleyip etkilenip geliyorlardı. Bazı danışanlarıma hatta birçoğuna o dizileri bırakmasını söyledim. Çünkü danışan ‘Bende de aynı problemler var’ diyerek var olan kaygısını daha da çok yükseltiyor. Yani diziler farkındalıktan ziyade evham ve kaygıya yükseltecek bir şey oluyor. Danışan ‘Aynısı bende var’ diyerek kendi kendini sabote edebiliyor. Kişinin bir psikolojik sorunu varsa takıldığı bir nokta varsa bunu zaten fark etse bile kendi çözemez. Bu dizilerle de beraber daha çok üstüne eklemeler yapabilir. Kafasında kurar, düşünür, büyütür. İzlediği sahneden etkilenir. Acaba bende öyle olacak mıyım der. Mesela ataklar varsa, krizler varsa, dizileri izlerken de olabilir. Birçok psikolojik problemlerde ataklar olur. Aynısı bende mi olacak diye kendi kendini de doldurabilir. Tabi bu dizilere kişinin nereden baktığıyla alakalı farkındalık oluşturması. Eğer kişide rahatsızlık varsa farkındalıkla birlikte sıkıntıyı da arttırabilir.

Kişinin hiçbir sorunu yoksa izlediği diziden etkilenmez. ‘Bunlarda da böyle oluyormuş’ der geçer. Zaten kendi hayatında böyle bir durum yoksa bu dizilerle de ilgilenmez. Genelde o dizileri karakterler ile özdeşim kuranlar veya yakınlarında benzer sorunlar olanlar izlemeyi tercih ediyor ve oradan çıkarımlar yapıyorlar. Çok da sağlıklı olmuyor bu çıkarımlar. Olumsuza maruz kalmak zaten insanın ruhuna iyi gelen bir şey değildir. Sürekli sorun var. Problem var. Sürekli çözümsüzlük var. Bu durum insana ne kadar iyi gelebilir ki? Üstelik kişi kendi de benzer sorunlar yaşıyorsa!

Sizi geren, tedirgin eden, huzursuz eden ne varsa lütfen uzak durun!

İzleyici, psikoloji temalı dizileri izlediğinde farkında olmadan olumsuz etkileniyorsa hangi davranışları sergiler?

Kişi izlediği dizide kendinde benzer şeyler buluyorsa veya etkileniyorsa eşleştirme yapar. Eşleştirme yaptığında da bu durumu normalleştirebilir. Mesela; ‘Bende bu problem var, bunu yapmam normal demek ki. Birilerinin beni idare etmesi lazım’ diye düşünebilir veya ‘bunu yapmamam lazım’ diye baskı oluşturabilir. İnsanın kendine uyguladığı baskı ve vurduğu ket daha fazla ortaya çıkar ve patlar. Benim her zaman tavsiye ettiğim bir şey var. Sizi geren, tedirgin eden, huzursuz eden ne varsa lütfen uzak durun!

Danışanlarımdan bunu ısrarla rica ediyorum. Çünkü bir sistem kuruyoruz. Eski sistem zaten yeteri kadar negatif. Onu yıkıp yerine daha sağlam daha düzenli bir şey kurmaya çalışıyoruz. Yıkmasak bile düzenleme yapıyoruz. Yani insanın hayatında düzenleme yaparken kalıplaşmış ve kuvvetli olan olumsuz halleri tekrar yatırım yapsın diye dizilerle pekiştirmemesi gerekiyor. Peki kişinin ne yapması gerekiyor? Kişinin evinin içinde, arkadaş çevresinde, sosyal çevrede kendini yoran hemen etkileyen, durumlardan kendini koruması lazım. Ben hep diyorum dışarı çıktığınızda yağmur ve kar varsa sıkı giyineceksiniz. Bu sizin sorumluluğunuz. Yağmur'un, soğuk havanın, kışın sorumluluğu değil. Bu sebepten dolayı insanın kendini tanıması çok önemli. Kişi olumsuz durumlardan çabucak etkileniyorsa kendini korumaya alması ve olumsuz durumlarla arasında mesafe koyması gerek. Buna diziler de dahil.

Dizideki uzmanların yaklaşımında abartı var!

Psikolojik sorunlar dizilerde anlatıldığı kadar abartılı şekilde yaşamı etkiliyor mu? Dizilerde ki anlatım size abartılı geliyor mu?

Bu dizi olduğu için elbette ki abartılacak. Çünkü çok fazla izlenilsin isteniliyor. İşin sonunda doğal olarak medyatik kaygılar var. Herkes kendi sektöründe önce kendini düşünecektir ve kendine yatırım yapacaktır. Fakat dediğim gibi farkındalık noktasında toplumun genelinde yardım alma, destek alma gibi konularda bir olgunluk oluşturdu. Dizilerin bazı yönlerini çok abartılı buluyorum. İzleyici bunu ne kadar fark eder bilmiyorum ama abartılı kısım var. Mesela dizideki uzmanların yaklaşımında abartı var. Uygun olmayan davranışlar var. Olmaması gereken yaklaşımlar var. Aynı şekilde danışanların da öyle. Ama orada bir hikâye bir kurgu var. Tabi reytingler de çok önemli. Onun için bu tür dizilerde abartılar kesinlikle var.

Psikolojik sorunları olan dizi karakteri ile kendi iç dünyasını benzeten bir kişinin yaklaşımı nasıl olmalı? Bu doğru bir yaklaşım mı?

Bu dizilerden olumsuz anlamda etkilenenler kesinle bu dizileri izlemeyi bırakmalı ve mesafe koymalı. İnsan çabuk etkilenen hassas bir ruha sahiptir. Bu yüzden özellikle kaygı problemleri olanlar, anksiyetesi olanlar, çok katı ya da mükemmeliyetçi olanlar bu tür dizilerden çok çabuk etkilenebilir ve sonrasında kendince tedbir almak için etrafına katı kurallar koyabilir.

Zaten çoğunlukla bu dizileri izleyenler kendilerinden bir parça bulup etkilendikleri için izlerler. Bazıları bu dizileri kendine yol haritası çizmek için izliyor. Ne yapacağını bilmiyor. Bir uzmana da gitmek istemiyor veya imkanlar elvermiyor. O dizileri izleyerek kendince ne yapacağını çıkarmaya çalışıyor. Tabi bu durum sağlıklı değil. Çünkü dizi gerçeği her zaman ifade etmez. Yine ilişkilerde de öyle. İkili ilişkilerde de bakıyoruz dizilerde karı koca hayatı olsun, iş arkadaşlığı olsun inanılmaz nazik, inanılmaz kibar, inanılmaz anlayışlı, hiç kimse olayı büyütmüyor falan filan… Hayat böyle bir şey değil. Yeri gelince hayatın içinde kavga var, tartışma var, sıkıntı var, küslük var. Bunları onayladığım için demiyorum. Hayat böyle olsun anlamında da demiyorum. Doğal şartlar da dizilerde uçlarda örnekler var. Mükemmele oynuyor herkes.

Diziler psikolojik açıdan bir yandan çok ağır yaşamları gözler önüne sererken bir yanda da mükemmel hayatları ve karakterleri izleyiciye sunuyor. Çok genç yaştaki karakterler dizilerde patron veya büyük şirketlerin CEO’su. Halbuki gerçekte böyle değil. Örneğin; bugün bir kişi üniversiteyi 22 – 23 yaşında bitiriyor. Sonrasında yüksek lisans, master, doktora, yurt dışı eğitimi derken yaş ilerliyor. Yani bu işleri yapabilmek için belli bir birikim gerek. Öyle dizilerdeki gibi 30 yaşına gelmeden tüm bunları yapıp, lüks yaşama sahip olup, kariyer anlamında çok ileride olmak kolay iş değil. Bunlar çok üst hedefler. Tabi k bu izleyiciyi motive ediyorsa sorun yok ama gerçeklerde var. Bu yüzdende bu durum sıkıntılı bir konu.

Bu tür yapımlar aynı zamanda psikolojik desteğe ihtiyacı olan ama bir uzmana gitmeye çekinenlere de bir yol açtı diyebilir miyiz?

Aslında bu diziler toplumda bir farkındalık oluşturdu. Bu bir gerçek. Nasıl farkındalık oluşturdu? İnsanlar ‘Bizim sorunumuz var, bir uzmana gitmemiz lazım.’ demeye başladı. Bu noktada normalleştirdi. Çünkü bizim toplumumuzda bir uzmana gitmek inanılmaz sıkıntılı ve ayıp sayılan bir durum. Bu dizilerle birlikte yardım alınması, destek alınması noktasında olumlu gelişmeler var. Ama dediğim gibi insanların o dizilerdeki karakterlerle kendini bağdaştırıyor olması hem kendine ağır hasta olduğu intibasını verebilir hem de kendinden ümidi kesebilir. Bu çok hayırlı olmaz. Biz çalışıyoruz. Bir şeyleri yoluna koyuyoruz. O gidip dizisini izleyince ‘Hocam ben düzelmem galiba. Bak oradaki karakterle aynıyım. Benim düzelme ihtimalim yok sanki’ diye kendiyle ilgili olumsuz algıları oluşuyor. Kendi kendiyle ilgili ön yargıları oluşuyor. Kendine güveni gidiyor. Kendinden ümidini kesiyor. Onun için terapilerde özellikle steril ortama dikkat ederiz. Çünkü biz bir işlem yapıyoruz. Tabiri caizse bir ameliyat gibi düşünün. Hastanın mikrop kapmaması lazım. Mikrop kapmaması için de biraz üzerinde titiz olmak, bakmak, temizlemek dezenfekte etmek gerekir. Onun için de sosyal çevre, aile çevresi, arkadaş çevresi dikkatlice şekillendirilmelidir.

Siz uzman olarak bu tür yapımları izleyenlere ne tavsiye edersiniz?

Diziler, bir şeyi tespit etmek adına, anlamak adına veya sosyolojik değerlendirme yapmak adına izlenirse eğer o noktada iyi. Fakat izlediğinizde etkilenip elinde olmadan o rollerin içine giriyorsanız özellikle olumsuz rollerde kendinizden pay biçiyorsanız ve bu sizi kendinize kötü hissettiriyorsa uzak durmakta fayda var. Hatta ben diyorum ki haberleri bile izlemeyin. Yani sizin moralinizi bozan, sizi düşüren, enerjinizi düşüren performansınızı düşüren, motivasyonunuzu düşüren ne varsa uzak durun. Kötü haberleri de dinlemeyin. Olumsuz dizileri sizi üzen geren dizileri de izlemeyin. Çünkü insan etkilenmeye çok müsaittir. Duygusal bir yaratıktır. Etten, kemikten yaratılırız ama duyguyla yaşarız. Duygularımızı yönetemezsek bütün hayatımızı mahvedebiliriz. Duyguları yönetmek ve mantıkla hareket etmek lazım. Çok yoğun duygu etkisinde yaşayanlarda mantık devre dışı kalır. Bu sebepten dolayı hata yapma riski ve kendimize duygusal anlamdan da zarar verme riski çok yüksek olur. Bu yüzden de kişi eğer izlediklerinden olumsuz etkileniyorsa kesinlikle o ortamda bulunmamalı ve izlememelidir.

Evlilik dışı ilişkiler dizilerde normalleştirilmeye çalışılıyor!

Ayşegül Hanım, sadece psikolojik temalı diziler de değil birçok dizi de abartılı yaşamlar seyirciye aktarılıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dizilere baktığımızda empoze edilen bir kimlik var. Kültürün dışında doğal ortama, doğal diyaloglara, doğal ilişkiye aykırı bir sürü ilişki var. Öncelikle kadınlar, gençler inanılmaz bakımlı. Evde de çok bakımlılar, dışarıda da çok bakımlılar. Yani her an toplantıya girecek vaziyette, inanılmaz bakımlı karakterler var. Genç karakterler, dizilerde patron olmuş, yönetici olmuş ve gayriahlaki bir sürü ilişkiler var. Evlilik dışı ilişkiler, evlilikten önce yaşanan aldatmalar, bir sürü araya sıkışan gizli işler, birinin ayağını kaydırmak için ilişki adına yapılan bir sürü hatalar var. Orada entrikalar zinciri olarak dizide empoze edilen bir görüntü var ve bu neredeyse her dizide yer alıyor. Herkes çok genç, herkes patron, herkes aşırı bakımlı, herkes inanılmaz imkanlara sahip, müthiş zengin ortamlar ve benzeri durumlar… Ben bu tip dizileri hayatın gerçeklerinden uzak buluyorum. Özellikle evlilik dışı ilişkilerin dizlerle normalleştirildiğini düşünüyorum. Özellikle gençler ve orta yaştakiler bu dizileri çok izliyor, ilgilerini çekiyor, o sebepten dolayı sıkıntı olabilir.

HABERNEDİYOR.COM / KÜBRA ÖZGÜ - ÖZEL HABER

Yorumlar (0)