Eyvah travmam var! İşte travmalardan kurtulmanın yolları…

Son yıllarda insanların psikolojiye merak salmasıyla birlikte kişiler kendi yaşamlarında da daha iyi gözlem yapmaya başladı. Travması olanlar bu durumu tespit ettiğinde ya endişeye kapılıyor ya da direkt çaresini arıyor. Peki, travma nedir? Travmamız varsa ne yapmamız gerekiyor? Travmalardan kurtulmak mümkün mü? Çocukluk travması ileriki yaşlarda sorun olur mu? İşte tüm bu soruların ve daha fazlasını Psikolojik Danışman ve Terapist Ayşegül Keskin yanıtladı. İşte travmalardan kurtulmanın yolları…

SAĞLIK 28.04.2022, 20:17 29.04.2022, 17:03
Eyvah travmam var! İşte travmalardan kurtulmanın yolları…

Bizi biz yapan duyguların ve davranışların temelleri çok küçük yaşlarda atılıyor. Herkesin yetişkinlik dönemindeki yaşantısında çocukluğundan izler var. Bu izler eğer olumlu duyguların temelini oluşturuyorsa ilerideki yaşlarda daha keyifli ve mutlu bir yaşam mümkün oluyor. Fakat çocukluğumuzdaki izler derinse ve acı veriyorsa o izleri taşımamak en doğrusu olacaktır. Bu hafta, Psikolojik Danışman ve Terapist Ayşegül Keskin ile travmalarımızı konuştuk.

Ayşegül Hanım, herkes ‘‘travmam var’’ diyor. Peki, travma nedir?

Travma, genel olarak yaşadığımız olumsuz olaylarda, hissettiğimiz duyguların kayda geçerek bizi tesiri altına alması diyebiliriz. Belli zamanlarda ve olaylarda ortaya çıkar. Neden çıktığını ve nasıl yöneteceğimizi ise bilmeyiz. Hatta çoğu kez bunun bir travma olduğunu dahi bilmeyiz. Bu sebepten dolayı da duygusal tepkiler veririz ve kendimizi kötü hissederiz. Bunun dışında değersizlik hissederiz, korkarız, büyük abartılı tepkiler veririz. Yani memnun olmadığımız halde tekrar eden davranışlar sergileriz. Bu davranışların kökenine baktığımızda da genellikle travmaların kalıplı düşüncelerin olduğunu fark ederiz.

Çocukluk döneminde ilk yedi yıl çok önemli!

Travmalar neden genelde çocuk yaşlarda yaşanır?

Çocuklarda ön beyin gelişmediği için olayları daha vahim algılar. Sebep, sonuç ilişkisi yoktur. Bu yüzden ilk yedi yıl bizim için çok önemlidir. Sonra ergenlik dönemi önemlidir. İlk yedi yılda ön beyin gelişmediği, mantık devrede olmadığı için yaşadığı olayları çocuk, dehşet olarak algılar ve o duyguyu yoğun olarak yaşar. Bu yorumlama problemlidir. Bu sebepten de travmalar oluşur ve kayıtlar insanın bilinçaltına negatif, abartılı olarak geçer.

Keskin: ‘‘Her istediği olan çocuklar da travmaya maruz kalır.’’

Özellikle çocukluk döneminde her çocuğun bir travması oluşur mu?

El bebek gül bebek büyüyen, çok özenle büyüyen çocuklarda bile travma mevcuttur. Hiçbir sorumluluk verilmemiş, hiç üzülmeyen, hiç ağlatılmamış, her istediği olan çocuklar bu davranış kalıbından dolayı da travmaya maruz kalırlar.

Çocuklar kendini korkutarak travma oluşturabilir!

Çocukluk döneminde neler travmaya neden olabilir?

Çocukluk döneminde çocuğa zarar veren, onu korkutan, inciten, panikleten hırpalayan, duygusal ve fiziksel şiddet dahil her şey kesinlikle travmadır. Bununla birlikte çocuğun kendi yorumladığı olaylar vardır. Biraz önce de dediğim gibi çocuğun ön beyni gelişmediği için mesela köpeğini havlamasını farklı yorumlayabilir. Sanki köpek kendini ısırmış gibi hayal edebilir. Hayal ettiğinde gerçek sanabilir. Bu da travmayı oluşturabilir. Çocuklar kendini korkutarak travma oluşturabilir. İşte bu sebepten ilk yedi yıl çok önemlidir! Çocuklar doğru bir şekilde olayları yorumlayamadıkları için de duygusal olarak zarar görebilirler. Ama dediğim gibi çocuğa vurma, sıkıştırma, baskıda tutma, hırpalama, incitme, hakaret etme şiddet uygulama direkt tacizdir. Bununla birlikte taciz ve tecavüz olayları da direkt çocuğa travma oluşturur.

Travma, kendi elimizle, kendi hayatımızı zora soktuğumuz tekrar eden davranışlardır!

Olumsuz davranışlarımızın altında çocukluk travmaları olabilir mi?

Olumsuz davranışlarımızda travma elbette vardır. Bununla birlikte davranışlarımızı iyi analiz etmek lazım. Yani kişinin bazen kasti yaptıkları vardır. Bu travma değildir. Bazen beceriksiz olduğu konular vardır. Bu da travma değildir. Her şey travma değildir! Fakat travma dediğimiz şeye baktığımızda kendi elimizle, kendi hayatımızı zora soktuğumuz tekrar eden davranışlardır.

Travmanın bir yetişkindeki karşılığı: tekrar eden olaylar, davranışlar, tepkilerdir!

Travmanın bir yetişkindeki karşılığı: tekrar eden olaylar, davranışlar, tepkiler ve sürekli bunlar yüzünden zor durumda kalma halidir. Yani sürekli hayatımda bir şeyler, olumsuz gidiyorsa, tekrar ediyorsa ve aynı tepkileri veriyorsam, o tepkilerden zarar görmeme rağmen hala aynı şeyi yapıyorsam yani kendime söz geçiremiyorsam burada bir travma vardır! Duygu, düşünce yönetme problemi vardır.

Dikkat! Şikayetçi olduğunuz konular travmanız olabilir

Kişi travması olduğunu nasıl anlar?

Kişiler aslında köşeye sıkışmadan kendi sorunlarını ciddiye almıyor. İyice bir zarar görünce ‘‘evet bunu halletmem lazım ve bende bir problem var’’ diyor. Bazen ‘‘karşı taraflı yönetemiyorum, karşı tarafla baş edemiyorum, bu evliliği götüremiyorum, çocuğumla geçinemiyorum, patronumla olayları yönetemiyorum şeklinde sorunlarla danışanlar bize geliyorlar. Peki kişi bunun travma olduğunu nasıl anlar? Bu sorunlar tekrar eden ve her tekrarda kendi başını ağrıtan konular ise kişi bu şekilde anlar. Kişi rahatsız olduğu durumlar karşısında ‘‘ben bunu hep yapıyorum, şikayetçiyim, kendime söz geçiremiyorum bu durumdan da memnun değilim ama yine yapıyorum’’ diyorsa dikkat etmesi lazım. Bir nevi alkol bağımlılığı sigara bağımlılığı gibi memnun değilim ama yapıyorum! ‘‘Memnun değilim, bana zarar veriyor ama yine de tekrarlıyorum’’ farkındalığı önemli. Çünkü tekrar etmesidir önemli olan. Kişinin yönetemediği, hükmedemediği, müdahale edemediği ve her defasında zarar gördüğü yerde travmanın ne olduğunu anlarız.

Kişinin travması yetişkinlik döneminde de oluşabilir mi?

Yetişkinlikte travmalar olur tabii. Çok ağır şiddetli bir kaza geçirilirse, bir kayıp ya da iflas olursa, depremler, yangınlar, seller, gibi olaylara maruz kalınırsa bunlar travmayı oluşturabilir. Ölüm depresyonu veya yaz süreci dediğimiz yetişkinlerin de yaşadıkları travmalar vardır. Ama bu travmalar depresyon, içine kapanma, bunaltı ve bunalım şeklinde ortaya çıkar. Yani ilk asıl travma dediğimiz şey çocukluktaki ilk yedi yıl ve ergenlik önceliktir. Onların getirileri olarak tepkilerimiz, yetişkinlikte ortaya çıkar. Travmaların şekil değiştirmiş halleri vardır. Davranış olarak ortaya koyduğumuz haller vardır. Yetişkinlikte yaşananlara da travmatik olaylar dersek daha sağlıklı cümle kurmuş oluruz. Dediğim gibi iflaslar, ölüm, kayıp, şehir değiştirme, mesela Ukrayna ve Rusya savaşında herkes yerini değiştiriyor, Suriye savaşında herkes ülkesini terk etti, işte bunların hepsi ayrı ayrı şok etkisi yapar ve travma oluşturur. Aynı zamanda savaş zamanlarında kadınların maruz kaldığı şiddet ve tecavüz olayları da travmadır. Yetişkinlik dönemlerinin travmasıdır VE travmatik olaylarıdır iz bırakır.

Travma hep olumsuzdur!

Her travma hayatı olumsuz etkiler mi?

Travma dediğimiz şey negatif olduğu için hep olumsuz etkiler maalesef. Travmanın olumlu yanı, faydası gibi bir şey söyleyemeyiz. Şöyle bir şey söylenebilir belki; benim yaşadığım bu olay beni büyüttü. İşte bu takıldığım nokta bu travma aslında başka bir yönden olayları değerlendirmemi sağladı. Ben bu problemim için de çabalarken sebebini öğrenmeye çalışırken, çözmeye çalışırken çok güzel güzel dostlarım oldu. Onlar bana destek oldu. Farklı farklı yollar denemeyi öğrendim gibi bu şekilde bir artısı olabilir. Ama travma kendi başına hep olumsuzdur.

Keskin: ‘‘Travmalar destek alındığında farkındalık oluşturduğu için çözülür’’

Travması olan kişinin terapi desteği ile travmasını çözmesi mümkün mü? Bu anlamda kişiler nasıl bir yol izlemeli?

Zaten travmalarda kişi zorlanır, işleri yoluna koymakta sıkıntı çeker. Onun için terapi desteği çok kıymetlidir, çok önemlidir ve işinin ehline gittiklerinde kısa sürede patinaj yaptıkları, tekrar eden, sürekli aynı şeyleri yaşadıkları bu konulardan sıyrılmayı başarabilirler. Terapi desteği gerçekten çok önemli. Israrla söylüyorum. Hiç geciktirmeyin, tekrar eden sizin başınızı ağrıtan, kendi elinizle hayatınızı zindan ettiğiniz, tadınızı, tuzunuzu kaçırdığınız, hayat kalitenizi düşürdüğünüz her ne varsa lütfen bir danışmanlık hizmeti alarak bunları çözmeye çalışın. Kesinlikle travmalar destek alındığında farkındalık oluşturduğu için çözülür. Kişinin daha doğrusu hafızası sıfırlanmasa bile yönetebilir. Yani o yaşanan olay mesela her neyse yönetilebilir. Bir insanın tecavüze uğradığını düşünün veya babasını annesini üç yaşında, beş yaşında kaybettiğini ve bundan çok zarar gördüğünü bir şekilde etraf tarafından hırpalandığını, zor bir çocukluk geçirdiğini düşünelim. Bunları unutur mu? Tabi ki unutmaz. Terapiyle de unutulacak şeyler değildir. Fakat bu travmaların kişi üzerindeki olumsuz etkisi devreden çıkar. Hatırlar, yine hüzünlenir, yine üzülebilir, hafif duygusallaşabilir fakat bunu bütün hayatına yansıtacak bütün hayatını etkileyecek şekilde istemeden de olsa uygulamaya koymaz. Çünkü travma neydi? Kontrolümüz dışında negatif olayların, duyguların, hislerimizin sürekli tekrar etmesi ve kendi başımıza iş açmasıydı. İşte terapi aldıktan sonra bu negatifliklerimizi kendimiz fark ederiz ve yönetmeye başlarız. Yönetmekte de hiç zorlanmayız. Farkındalığımız oluşmuştur çünkü. Bu noktada terapi alındığında çok ciddi hafifleme olur. Üstünden yükler kalkar insanların. Affedememe, öfke duyma, büyük öfke problemleri, yüksek kaygı problemleri, değersizlik hissi, yoğun olarak özgüven problemleri, yetersizlik hisleri, panik ataklar, sürekli eskiler akla geldiğinde sanki o anı yaşıyormuş gibi aynı derecede etkilenmek, tekrar eden sorunlar, memnun olmadığımız halde tekrar yapılan eylemler, dışlanmışlık ve sevgisizlik hissi travmaların getirisi olarak değerlendirilebilir.

HABERNEDİYOR.COM / KÜBRA ÖZGÜ - ÖZEL HABER

Yorumlar (0)