Aslıhan Gürbüz: Birlikte neşe ile büyüyeceğiz kızım, hazır mısın?

Oyunculuğa bir süre önce ara vererek Ege'ye yerleşen Aslıhan Gürbüz, 37. yaşına Hindistan'da girdi. Yaş gününde hislerini takipçileriyle paylaşan güzel oyuncu, "Ruhumdaki o küçük kız... Birlikte neşe ve şifa ile büyüyeceğiz kızım, hazır mısın?" ifadelerini kullandı.

MAGAZİN 17.02.2020, 15:09 17.02.2020, 15:13
Aslıhan Gürbüz: Birlikte neşe ile büyüyeceğiz kızım, hazır mısın?

Merve karakterini canlandırdığı, "Ufak Tefek Cinayetler" dizisinin final yapmasının ardından Ege'ye yerleşerek, doğayla iç içe bir yaşamı seçen oyuncu Aslıhan Gürbüz, 37. yaşını Hindistan'da karşıladı.

Doğum gününü geçirdiği Hindistan'da denize girdiği anları paylaşan Gürbüz, paylaşımın altına "İlk defa bir doğum günümde denize girdim. Teşekkürler hayat, teşekkürler okyanus" notunu düştü.

Hindistan tatilinde çekilen kareleri sosyal medya hesabından sevenleriyle paylaşan Gürbüz, hislerini şu ifadelerle dile getirdi:

"Hoş geldin 37... Tam vaktinde ve olması gerektiği gibi... Hoşça kal canım 36... Çok hızlı geçtin, çok şey öğrettin, ders aldırdığın hatalar, bırakmakta zorlandığım alışkanlıklar, içimi acıtan tüm yaşanmışlıklar için teşekkür ederim.

İyi bir öğretmendin. Yaşlanmıyorum, yaş alıyorum. Ruhumda ki o küçük kız; seni çok ama çok seviyorum. Bundan sonra kulağım ve kalbim hep sende. Birlikte neşe ve şifa ile büyüyeceğiz kızım, hazır mısın?"

Geçtiğimiz günlerde hayatının yeni döneminden de bahseden güzel oyuncu, Instagram hesabından yaptığı paylaşımla başına gelenleri anlatmıştı. Hayatını düzene soktuğunu ve spor yaparak, sağlıklı yaşadığını belirten Gürbüz, şunları yazmıştı:

"Tam bir sene önce bugün bir karar vermiştim. İstanbul’dan uzaklaşacak ve sağlığıma kavuşacaktım. Son 6 seneye 4 ameliyat ve 3 ayrı sakatlık sığdırmış, yaşımdan beklenmeyecek bir performans ile tüm omurgamı haşat etmiş, bedenimdeki tüm ihtiyacım olan hormon ve vitaminleri tüketmiştim. Üstüne üstlük psikolojim son ameliyatla yerlerdeydi.

Dile kolay 2 bel fıtığı ameliyatı, 2 adet köprücük kemiği platini takma-çıkarma, 1 adet fizik tedavisi 7 ay süren donuk ve çatlak omuz, bir adet diz kapağında kemik iliği ödemi ve menüsküs yırtığı ve yıllar önce ki trafik kazamdan yadigar boyun düzleşmem. 

Şimdi yazarken bile nefessiz kalıyorum. 'Nasıl oldu bunlar?' derseniz ben hepsinin yanıtını biliyorum ama 'Nasıl geçti?' derseniz işte onu anlatırım.

İstanbul'u terk edip hayatıma düzenli sporu ve sağlıklı beslenmeyi sokmadım sadece, bana faydası olmayan her türlü eşya ve insanı da hayatıma sokmadım mesela.

Sadece tüm sahteliklerden uzak, gerçek doğada aylar, günler geçirmedim. Bana ait olmayan, başkalarının tüm yargılarını asla kabul etmemem gerektiğini ve kusurlarımla önce kendimi kabul etmem gerektiğini öğrendim mesela.

Kendimi en çok sakatlıklarım ve marazlarımla da sevmeyi öğrendim mesela, o düz durmayan dizimi her sabah öpüp, okşadım. Sabahları yataktan zor kalkmama sebep olan o belime her sabah şefkat gösterdim.

Durmayı öğrendim, bir de durmanın da en zor eylem olduğunu, sabretmenin aslında benim de başarabileceğim bir şey olduğunu. Ve her gün ve her gün yeniden, yeni baştan başlasam da bedenin inanılmaz bir güce sahip olduğunu öğrendim.

Yogayı ve pilatesi öğrendim. Her yerde her zaman bedenimi dinlemeyi de öğrendim tabii ki. Mesela bana iyi gelmeyen bir ortamı, insanı, bir işi, bir şehri bırakmam gerektiğini, eğer bırakamıyorsam söylenmemeyi de öğrendim ki en zor öğrendiklerimden biri buydu.

'Sağlık sahip olunması gereken en zaruri ihtiyaçtır ve kişinin bu ihtiyacını hiçbir iş, hiçbir insan ve kişisel hiçbir hata engelleyemez' demeyi de öğrendim. Ben öğrendikçe işlerim kolaylaştı, şifa her yerime bulaştı ve bir sene önce oturamayan, çorabını bile giyemeyen o kız şimdi her gün pilatesini, yogasını yapıyor.

Evet, belki her hareketi olması gerektiği gibi ve kusursuz yapamıyor ama 'olduğu kadar' deyip elinden geleni deniyor ve çok daha güçlü bir bedene sahip olduğu için her gün şükrediyor.

Bazen ayağı hala uyuşup, aksıyor bazen hala ağrıları onu uyutmuyor ve hala eskisi gibi esnek bir bedene sahip değil belki ama yine de kendini iyi hissediyor.

Hatamızla, günahımızla, kusurumuzla sevelim kendimizi. Başımıza gelen talihsizliklerle, sakatlıklarla, hastalıklarla sevelim bu hayatı. İnanın o zaman daha da kolaylaşıyor işler. Kendime not; aferin Aslı, bunu da başardın! Seviyorum kız seni..."
 

Yorumlar (0)