ECB'nin ilk kadın başkanı görevine başladı

18 Ekim'de ECB Başkanı olarak atanan Uluslararası Para Fonunun (IMF) eski başkanı Christine Lagarde bugün yeni görevine başladı.

EKONOMİ 01.11.2019, 14:03
ECB'nin ilk kadın başkanı görevine başladı

Mario Draghi, 8 yıldır sürdürmekte olduğu Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanlığı görevini Christine Lagarde'ye devretti. Uzmanlara göre, Lagarde yeni başkan olarak ECB'deki görüş ayrılıklarını büyük ihtimalle yatıştıracak. 

Mario Draghi'nin 31 Ekim'de sona erecek ECB Başkanlığı görevi yerine getirilecek isim konusunda, AB liderleri, uzun süren müzakereler sonucu IMF'in ilk kadın başkanı Lagarde üzerinde uzlaşmıştı.

ECB başkan adaylığı sebebiyle IMF'deki görevinden ayrılan Lagarde yerine Bulgar asıllı Kristalina Georgieva seçilmişti.

Lagarde'nin, özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından ileri sürülmesi, ECB'nin yapısının siyasetçilerin şekillendirme çabası olarak yorumlanmıştı.

Fransız kökenli avukat ve iş kadını 63 yaşındaki Lagarde Fransa'da Maliye Bakanlığı yapmasına rağmen merkez bankası tecrübesinin olmaması sebebiyle, piyasalar Lagarde'nin ECB Başkanlığı'na "mesafeli" yaklaşmıştı. 

"Büyük bir arabulucu"

Uzmanlar, Lagarde'ın ekonomist olmadığının altını çizdi ve kendisinin büyük bir arabulucu olarak tanındığını belirtti. 

Lagarde'ın yeni başkan olarak ECB'deki görüş ayrılıklarını büyük ihtimalle yatıştıracağını bekleyen uzmanlar, asıl sorunun Lagarde'ın piyasanın stres altında olduğu dönemlerde hızlı hareket edip edemeyeceği olduğunu bildirdi.

Lagarde'ın merkez bankacılığı deneyimsizliğini siyasi tecrübesi ile yer değiştirmesi bekleniyor.

Lagarde'ın göreve başladığı zaman, İtalyan ECB Başkanı Draghi'nin son dönem uyguladığı para politikalarında ciddi bir değişiklik yapması beklentiler dahilinde değil.

IMF başkanı olarak Lagarde

Lagarde, Yunanistan, İrlanda, İspanya, Portekiz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi ülkelerin borçlarını ödeyemez duruma geldikleri Avrupa borç krizi döneminde IMF Başkanı olarak çalışmıştı. Aynı zamanda, ABD'nin artan korumacı politikaları ile Çin'le yaşadığı ticari gerginliklerde de yapıcı ve uzlaşmacı tutumuyla dikkatleri üzerinde toplamış, taraflara sıklıkla daha ılımlı olmalar konusunda çağrılarda bulunmuştu.

Uzmanlar, son zamanlarda ECB'nin strateji ve para politikasının sorgulandığı bir periyottan geçtiğine dikkati çekti ve ECB’nin para politikasının bütçe politikasıyla tamamlanması gerektiğini ifade etti.

Avro Bölgesi'ni kurtaran yönetici

Tecrübeli bir merkez bankası yöneticisi ve iktisadi bilimler profesörü olan Mario Draghi, 2008 finansal krizinin hissedilmeye devam ettiği 2011'de ECB'nin başına geldi ve Avro Bölgesi'ni kurtaran yönetici olarak beğeni kazanmıştı. Draghi, Avro Bölgesi krizinde, ECB'nin ortak para birimi olan Avro'yu savunmak için ne gerekiyorsa yapacağını duyurmuştu. 

Draghi, 2011’de ECB'de başkanlık görevine başlamadan evvel de merkez bankacılığı alanında uzun yıllarla ölçülebilecek bir tecrübeye sahipti. Finansal piyasaları iyi tanımasıyla bilinen Draghi, ECB'ye pragmatizmi ve bütünüyle yeni para politikası araçlarını tanıttı.

Birçok uzmana göre , Draghi’nin bu politikası, avroyu kurtarmıştı. Böylece Draghi, "Avro Bölgesi'ni ekonomik krizden kurtaran isim" olarak büyük takdir toplamıştı. 


Her ne kadar küresel finans piyasasında en çok takip edilen kişiliklerden biri olan Draghi'nin dönemi sona erse de düşük faiz dönemi hala devam ediyor. Draghi, kendi döneminde geleneksel olmayan para politikalarını ECB’nin kullandığı standart araçlar haline getirmesiyle dikkat çekmişti.

Sorunlar

2011 senesinde görevinin başına geçtiği zaman, Draghi, "Ne gerekiyorsa yapacağız" demişti ve bu sözlerle özleşmişti. draghi, Avro Bölgesi'nin zor zamanlarında göreve gelmiş ve attığı adımlarla küresel finans piyasasının en önde gelen kişiliklerinden biri olmuştu. Görevinin sonuna geldiği şu sıralarda ise piyasaların en çok odaklandığı konu ECB'nin yönetim kurulundaki anlaşmazlıklar.

Draghi giderken...

ECB'nin eylül ayında mevduat faizini 10 baz puan düşürerek yüzde eksi 0,50'ye çekmesi, varlık alım programlarına 1 Kasım itibarıyla aylık 20 milyar avro seviyesinde tekrar başlanmasına karar vermesi sebebiyle Draghi büyük eleştiriler almıştı.

Lagarde'ı ne bekliyor?

Göreve yeni başlayan Lagarde'yi, jeopolitik belirsizlikler, artan korumacılık tehdidi, küresel piyasalardaki kırılganlıklar, görüş ayrılıkları ve ekonomik yavaşlama gibi halen süren sorunlar karşılayacak.

Lagarde'ı, Avro Bölgesi ekonomisini destekleme doğrultusunda, gevşek para politikası uygulayan bir ECB karşılayacak. Lagarde'ın göreve başladığı zamanlar için Avro Bölgesi para politikasında önemli bir değişiklik beklentiler dahilinde değilken, Lagarde'nin Draghi'nin müdahaleci tutumunu sürdürmesi bekleniyor.

Uzmanlar, Lagarde'ın, uzun vadede, para politikası araçlarına büyük bir bağımlılığı tercih etmediği, Avro Bölgesi ülkelerini gelecekte yaşanabilecek ekonomik krizlerden koruyacak ortak bir fon kurmasını tercih ettiği belirtiyor.

Lagarde'ın siyasi rolü

Lagarde'ın, özellikle Avrupa ekonomilerinin daha dayanıklı ve üretken hale gelebilmeleri için gerekli yapısal reformlara odaklanması gerektiği yönünde bazı açıklamalarının olduğu biliniyor.

Uzmanlar, Lagarde'ın, IMF kaynaklarını finansal kriz sırasında bazı Avrupa ülkelerine büyük miktarda sunduğunu hatırlatarak, gereken durumlarda Lagarde'ın avroyu korumak için de harekete geçmekte tereddüt etmeyeceğini bildirdi.

ECB başkanlarının görev süresi 8 yıl. Uzmanlara göre, Christine Lagarde'nin siyasi ağırlığı, Avro Bölgesi hükümetlerinin kendisi üzerinde baskı kurmasını zorlaştıracak. Uzmanlar, Avro Bölgesi'nin büyük bir ekonomi olduğunu, ve tek bir ayak olan ECB'nin üzerinde durduğunun altını çizerek, Lagarde'ın ECB Başkanı olarak yanlış kararlar vermesi durumunda Avrupa projesinin çökmesine neden olabileceğini belirtti. Fakat, uzmanlara göre bu durum, aynı zamanda sürdürülebilir ve etkili bir projeye de dönüştürebilir.

Bütçe fazlası ülkelere yatırım önerisi

Lagarde, 30 Ekim’de Fransız RTL televizyonuna verdiği demeçte, bütçe fazlası olan Almanya ve Hollanda gibi Avro Bölgesi ülkelerinin bunu yatırıma harcamaları gerektiğini söyledi. Bahsi geçen yatırımların büyümeye yardımcı olacağını belirtti.

Lagarde'a göre, küresel ekonomik büyümenin kırılgan ve ticaret savaşları ile siyasi krizlerin bu kırılganlığa daha da katkı sağlıyor.

Yorumlar (0)