Metin Feyzioğlu: S-400 egemenlik sorunu!

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "S-400 Türkiye için bir egemenlik sorunu haline gelmiştir" diye konuştu.

GÜNDEM 23.06.2019, 10:48
Metin Feyzioğlu: S-400 egemenlik sorunu!

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "S-400 hava savunma sistemleri Türkiye açısından bir tercih olmaktan çıkmış, 82 milyonun can güvenliğini korumak adına bir egemenlik sorunu haline gelmiştir." ifadelerini kullandı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Gündem Özel" canlı yayın programında, Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal, Ufuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencer İmer, Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen ve Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, "S-400 hava savunma sistemleri" ve "Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların çıkarılması"nın da aralarında bulunduğu, Türkiye'nin gündemine ilişkin konuları masaya yatırdı.

Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alınmasının önemine vurgu yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Türkiye, derhal hava savunma sistemini en güçlü şekilde kurmak zorundadır. Ankara'da yaşıyorsunuz, güvenliğiniz için... Atatürk Barajı'nın, köprülerimizin, fabrikalarımızın, şehirlerimizin, 82 milyonun güvenliği için. Türkiye'yi füzeyle saldırıp büyük yıkım yaratabilecek ülkeler, ABD ve Rusya'yı bir kenara bırakıyorum, İran... İran'ın eğer isterse Türkiye'ye saldırıp ağır bir yıkım açma gücü var. Şaşıracaksınız, Suriye... Suriye'nin elindeki füzeler Türkiye'ye ağır zarar verebilecek güçte. İsrail'in ve Ermenistan'ın elinde var. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin bunlara karşı etkili savunma sistemi NATO'dan talep edip, NATO artık hangi ülke bize o sırada gönderebilirse onların askerleriyle birlikte Türkiye'ye gelecek Patriot sistemleri..." şeklinde konuştu.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "S-400 hava savunma sistemleri Türkiye açısından bir tercih olmaktan çıkmış, 82 milyonun can güvenliğini korumak adına bir egemenlik sorunu haline gelmiştir." ifadelerini kullandı.

"S-400'leri Türkiye alırsa NATO komuta sistemine entegre etmeye çalışır. Türkiye'deki radar üslerine entegre etmeye çalışırsa bu F-35'ler için çok büyük bir tehlike yaratır." şeklinde bir iddia bulunduğunu ama bunun gerçek dışı olduğunu dile getiren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Türk hükümetinin pozisyonu, hiçbir zaman S-400'leri mevcut radar sistemine entegre etmek olmamıştır. NATO sistemine entegre etme iddiasında bile bulunmamıştır." diye konuştu.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bunun Türkiye'nin kesin ve net taahhüdü olduğunu da açıklamalarına ekledi.

Prof. Dr. Sencer İmer: Önce 'Türkiye' diyeceğiz

Dünyanın bir değişim sürecinden geçtiğine ve devletler açısından milli menfaatlerin her zaman öncelikli olduğuna vurgu yapan Ufuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencer İmer ise, "(ABD Başkanı Donald) Trump bunu çok açık söyledi; 'Önce Amerika' denilen şey, 'Önce Amerikan çıkarları' demektir. Biz de 'Önce Türkiye' diyeceğiz. Bundan daha doğal bir şey olamaz." yorumunda bulundu.

Prof. Dr. Sencer İmer, askerî güç olmadığı sürece, bir ülkenin güvenliğini emniyette hissedemeyeceğini; bunu sadece ittifaklara yüklemenin ülkeyi koruma altına almayacağını belirterek, "Bir NATO ülkesine yapılan hücum, bütün NATO ülkelerine yapılmıştır." maddesinin, NATO tarafından Türkiye için fiilen uygulanmadığının altını çizdi.

Türklerin, bir teknolojiyi öğrendikten sonra onu geliştirme kabiliyetlerinin bulunduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Sencer İmer, "Batı bize karşı yalnız askeri değil, sivil teknoloji transferinde de daima cimri olmuştur. Türkiye'ye bir teknoloji transferi olursa Türkiye onu alır daha sonra kendi milli sistemini yaratır. Çok önemli bu." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Sencer İmer: Türkiye, caydırıcı bir güç oluyor!

Prof. Dr. Sencer İmer, Türkiye'nin Rusya ya da Amerika Birleşik Devletleri tarafı bir devlet değil, bağımsız bir devlet olduğunun altını çizerek sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Rusya ile Türkiye'nin müşterek çıkarları vardır. Bunlar stratejik çıkarlardır. Rusya'nın yumuşak karnı Karadeniz'dir. Dolayısıyla Karadeniz'in Montrö Anlaşması ile güvence altına alınması ve bir barış denizi olarak muhafaza edilmesi, Rusların en büyük çıkarıdır. Bizim de çıkarımızdır. Dolayısıyla S-400'ü Rusların bize vermesi, akabinde daha gelişmiş S500'ü vermesi, Türkiye'nin füze, uzay teknolojisine girmesi çok önemli.

Türkiye, böylece caydırıcı bir güç oluyor. ABD ise burada şu endişeyi taşıyor; 'Ermeni, Kıbrıs, PKK, IŞİD, FETÖ sopalarını gösterdim mi, bunları yola getiririm'. Bunu yapamayacak. Türkiye ilk defa egemenlik hakkını Mustafa Kemal Atatürk'ten ve İsmet Paşa'nın özellikle 64 harekatından sonra ortaya koyduğu gibi 'defacto' olarak ortaya koymuştur. Bu, bir varlık meselesidir."

Prof. Dr. Sencer İmer, bu varlık meselesinin 15 Temmuz'da görüldüğünü, Ankara'nın FETÖ tarafından bombalandığını hatırlatarak sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Türkiye, kendini havadan kontrol, güvence altına almak mecburiyetinde. Bu bir savunma sistemi, bir taarruz sistemi değil. Amerika'nın bütün davası, yalnız silah satma değil, aynı zamanda Türkiye'yi 'höt' dediği zaman istediğini yapan, 'dur' dediği zaman duran bir ülke yapmak. Türkiye'nin Çin'le, Rusya'yla olan iş birliği ABD'yi çok rahatsız ediyor. Özellikle 'bir kuşak, bir yol' projesinde Türkiye'nin aktif rol alması da rahatsız edici hususlardan birisidir."

Prof. Dr. Hasan Ünal: Türkiye kendi kutbunu oluşturmaya çalışıyor

Dünyanın çok kutupluluğa doğru evrildiğini, Türkiye'nin bu noktada kendi kutbunu oluşturmaya çalıştığını ifade eden Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal da, S-400 hava savunma sistemlerinin alınmamasıyla ilgili Türkiye'de büyük bir dezenformasyonun yapıldığını belirterek, "Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda sadece S-400 sorunu yok. S-400, Amerika'yla aramızdaki sorunlar yumağının bir parçasıdır. Biz S-400 projesinden vazgeçsek bile bu ekonomik tehditler ortadan kalkmaz." yorumunu yaptı.

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen: Türkiye'nin etrafı ateş çemberi

Küresel ekonomik düzende ABD ile Çin'in rekabetine dikkat çeken Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen ise Çin'in amacının küresel liderliği Ameriak Birleşik Devletleri'nin elinden almak olduğunu ifade etti. Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, "Burada Çin'i Avrupa'ya bağlayan en kestirme yol, Türkiye üzerinden geçen orta kuşak. Amerika Birleşik Devletleri hem Rusya hem Çin'i tehdit olarak gördüğü için yakınlaşması Amerika Birleşik Devletleri'nin aleyhine gelişiyor. Peki bunlar Türkiye'yi nasıl etkiliyor? Afro Afrika coğrafyası Avrasya, Avrupa, Asya, artı Afrika dünya güç mücadelelerinin cereyan ettiği coğrafya. Türkiye bunun tam merkezinde. Türkiye coğrafi konumuyla Atlantik ve Avrasya bloklarının ara kesitinde. Dolayısıyla biz bütün gelişmelerden etkileniyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'nin etrafı ateş çemberi" ifadesini kullanan Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, "Tehdit kaynakları Doğu'dan gelmiyor, Batı'dan NATO içinden. Silah sistemlerimizi de bu tehditlere göre seçmemiz lazım." şeklinde konuştu.

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ın kuzeyinde PKK'yı ve Suriye'yi parçalamak isteyen PKK-YPG'yi desteklediğini, Doğu Akdeniz'deki gelişmelerde Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Yunanistan, İsrail ve Mısır'ın yanında yer aldığını ve Ege'de yine Yunanistan'ı desteklediğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri'nin, Türkiye'yi kendi yörüngesinde görmesinin hata olduğunu dile getiren Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, "Türkiye sadece F-35 ve Patriotlarla güvenliğini sağlayamaz. Bizim S-400 hava savunma sistemine ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk: Global oyunlar Türkiye olmadan başarılı olamaz

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk da Türkiye'nin bölgede 'oyun kurucu' olmaktan ziyade, 'kurulmuş oyunları bozacak' kabiliyette bir ülke olduğunun altını çizdi.

Amerika Birleşik Devletleri ile yaşanan F35 savaş uçakları krizini değerlendiren Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, "F35'in birinci sıkıntısı yüksek maliyetli olması. Biz F16'ları 20 milyon dolara ithal ettik. 24 milyon dolara yerli ürettik. F35'in maliyeti 160 milyon dolarla başladı. Şimdilerde 180'lerde sürüyor. Hayalet olacak diye bütün silah sistemi karna konmuş, manevra kabiliyeti düşük. Satışı az olduğu için fiyatı çok yüksek. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump bile bunun çok maliyetli olduğunu söylüyor." dedi.

Rus S-400 sisteminin ise 'biz hayalet uçak tanımayız' dediğini aktaran Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Radar yaparız, bu hayalet uçağı yakalar, deneme bonusu veren siteler vurur indiririz... Rusların iddiası bu. F35 gerçekten bir hayalet uçak mıdır? Değilse, 5 misli 7 misli fiyat vermenin anlamı kalmıyor. Ruslar 'hayaletse bile olsa biz onları yakalarız.' diyor. Sahip olduğumuzda bunu anlayacağız tabii. Bu anlaşıldığı an, dünyadaki pazar altüst olacak."

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, dış politikasını şirket çıkarları bazına indirgeyen bir Amerika Birleşik Devletleri politikasına maruz kaldığında Türkiye'nin 'hayır' deme gücünü kullanacağını belirterek, "Bir ülkenin dış politikada 'hayır' deme gücünü kullanma kabiliyeti yoksa, başkasının esiridir. Türkiye'nin başı dik, bağımsız bir dış politika uygulama imkanı vardır." ifadelerini kullandı.

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk sözlerini şöyle tamamladı:

"S-400, doğru sistem. Sıralama yaparsak bir numarada S-400 var, iki numarada Çin füzesi var, üç numarada Patriot var. Biz S-400 aldığımızda dünyada başka alan yoktu. Şimdi Hindistan almaya çalışıyor. Türkiye savunma silahı alıyor. Müttefikiniz olan bir ülke nasıl savunma silahı almanıza nasıl karışır? NATO Genel Sekreteri 'alamaz' demiyor. 'Uyumlu olsak iyi olur' diyor. Yerden göğe kadar haklı Türkiye. Amerika Birleşik Devletleri, S300'u kullanan Yunanlılarla Girit Adası'nda tatbikat yapıyorlar. Slovakya S300 sahibi."

Yorumlar (0)