Şehit annesi Ayşe Bülbül'ün evlat hasreti: 'Eren'siz geçen 7. bayram'

Bayram sabah oğlu, Şehit Eren Bülbül’ün mezarını ziyaret eden ve gözyaşı döken anne Ayşe Bülbül, oğlunun her Ramazan Bayramı’nda sabahları namaza gittiğini ve ağabeylerini namaza kaldırmak için kendisini tembih ettiğini anlattı.

YAŞAM 13.05.2021, 17:32 14.05.2021, 18:19
Şehit annesi Ayşe Bülbül'ün evlat hasreti: 'Eren'siz geçen 7. bayram'

Şehit Eren Bülbül'ün annesi Ayşe Bülbül, bayram sabahı oğlunun mezarını ziyaret ederken dualar etti ve gözyaşı döktü.

11 Ağustos 2017’de şehit olmuştu

 11 Ağustos 2017’de, Trabzon’un Maçka ilçesinde terör örgütü PKK’nın saldırısı sonrası 15 yaşındaki Eren Bülbül şehit olmuştu.

Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül, bugün bayram sabahında oğlu Eren Bülbül’ün mezarında gözyaşı döktü ve dualar etti.

“Evlatsız bayram nasıl olur?”

Evinin yakınında bulunan oğlunun mezarında dua eden ve oğlu olmadan geçirdiği yedinci bayram olduğunu söyleyen anne Ayşe Bülbül, duygularını şöyle anlattı:

“Bir evlatsız nasıl bayram olabilir? Sabah namazı saatinde bugün kalkıp mezarına geldim. Bana bir şey der belki diye. Bir annenin yavrusunun şehit olması, şehit annesi olmak nasıl güzel bir duygu. Çok gurur verici bir durum. Ama insan bir yandan da evladını, yavrusunu düşünüyor. 15 yaşında bir çocuk ne rahat gördü ne de hayatı. Babalarının ardından eve ekmek getirmek için hemen hemen her gün gayret etti, çalıştı ve ekmek parası kazandı. Çok sıkıntılar ve yokluklar çekti. Şehitliği o da çok istedi, Rabbim de ona şehitlik nasip etti. Allah evladımın mekanını cennet eylesin”

“Camiden gelinceye kadar ona kahvaltı hazırlardım”

Anne Ayşe Bülbül, oğlu Eren ile geçirdikleri eski bayramları hatırlatırken oğlunun hiçbir namazını ve orucunu atlatmadığını anlattı ve şöyle devam etti:

“Yavrum Eren Ramazanlar’da hiç namazını ve orucunu geçirmezdi. Evimiz çok küçüktü, abdest alacak ve namaz kılacak doğru dürüst bir yer bile yoktu. Fakat o gider kapıda abdestini alır ve içeri gelinceye kadar toz toprak ayakları ile kapı dibinde köşede namazını sürekli kılardı. Orucumuzu hep birlikte tutardık, ama babamız yoktu. Ben sanki bir tavuk onlar da benim civcivlerimdi ve onlar benim kanatlarımın altındaydılar. Ramazan Bayramı için hep sabah kalkıp namaza giderdi, bana da hep abilerini namaza kaldırmam için tembihte bulunurdu. O camiden gelinceye kadar kahvaltı için çayı önceden demlerdim. O gelinceye kadar evdeki hayvanları yemlerdim. En sonunda beraber çay içer, kahvaltı yapardık”

Yorumlar (0)