MHP'nin Türkiye siyasetindeki "kilit" rolü

"ABD'nin hazımsızlığı" olarak tanımlanan meşhur "tweet" Türkiye-Amerika ilişkileri, MHP ve Cumhur İttifakı'yla ilişkili soruları gündeme taşıdı.

GÜNDEM 06.10.2019, 15:12 06.10.2019, 16:03
MHP'nin Türkiye siyasetindeki "kilit" rolü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Kızılcahamam'da "Cumhur İttifakı çatısında MHP ile çalışmalarımız memnuniyet verici şekilde sürüyor. Çok daha kapsamlı ve yakın olarak çalışmayı sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.

Erdoğan'ın Cumhur İttifakının geleceğine yönelik olumlu tutumunun yanısıra kamuoyunun merakını celbeden en önemli gündemlerden biri de Cumhur İttifakının "kilit partisi" MHP lideri Bahçeli'nin sağlığıyla ilgili Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ankara Büyükelçiliği'nin sonrasında "ilgisiz" diye betimlediği bir tweet'i beğenmiş olması oldu.

MHP'nin Türkiye siyasetinde kilit rolü

Yaptığı erken seçim çağrısıyla 24 Haziran 2018'de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri sürecinde siyasal gündemi belirleyici rol oynayan ve Cumhur İttifakının temellerini atan Bahçeli'nin siyasi hamlesinin, bugünkü Türkiye siyasetinin şekillendirici harçlarından birini oluşturduğu yorumları basında yer almıştı.

O dönem yapılan yorumlar parlamentoda, MHP'nin "yöneteni yöneten" ve "denetleyici" bir rolü olacağı şeklinde açıklanıyordu. 

2018 seçimleri sonrası uzmanların yorumları, milliyetçi seçmen oyunun Türkiye tabanında yüzde 20 oranında olduğu yönündeydi ve MHP bu oyların yarısından fazlasını alarak ittifaktaki rolünün öneminin altını çiziyordu. Meclisteki koltuk dağılımında da AK Parti tek başına çoğunluğu elde edememiş olduğundan, Erdoğan'ın Cumhur İttifakındaki ortağı Bahçeli'nin partisine ihtiyacı olduğu ve hem koltuk sayısı hem oy oranlarını arttırarak bu süreçten başarılı çıktığı yorumlarını da beraberinde getiriyordu.

İttifak o gün kurulmuştu

15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece El Cezire'den Gonca Şenay'ın yaptığı habere göre MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Başbakan'a "Biz bu yaşananlara karşı iktidarın yanındayız." mesajı vermişti.

Bu mesajın önemi MHP kanadında darbeye karşı demokrasinin yanında durulup darbe sürecinin gidişatında etkili olunması bağlamında değerli görülürken, bu duruşun darbecileri moralman çökertip halka psikolojik destek sağladığının da altı çiziliyordu.

2019 yerel seçimleri öncesi seçim çalışmaları sırasında yaptığı Sancaktepe Mitingi'nde Binali Yıldırım'ın "Cumhur İttifakı esasında 15 Temmuz gecesi kurulmuştur." demesi de ittifakın ömrünü 2023'e kadar götüren MHP lideri Bahçeli'nin iktidara stratejik ortaklığının bir cisimleşmesi olarak yorumlanıyordu.

25 Eylül'de yaptığı açıklamalarda da MHP'nin ittifaka yaklaşımını açık bir şekilde vurgulamış olan Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın "Cumhur İttifakı, Cumhuriyet tarihimizin geleceğe dönük en büyük ve kapsayıcı siyasi iş birliği adımıdır." yorumlamasında bulunmuştu.

15'ten 24'e MHP

SETA'nın analizinde belirtildiği üzere MHP, FETÖ kaynaklı başarısız darbe girişimi sonrasındaki süreç de dahil olmak üzere, kriz anlarında öncelik olarak istikrardan yana tavır olan bir parti olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın henüz Başkanlık Sistemi öncesinde fiilî olarak bir başkan gibi davranmasını "mahsurlu ve tehlikeli bulmuş" ve başkanlığın anayasal çerçevesinin hazırlanmasına vesile olmuştu. Türkiye'yi Başkanlık Sistemine yönelten süreçte MHP de AK Parti'nin yanında yer alarak "Evet" cephesinde yer almıştı.

Bahçeli bekâdan yana tavır aldı

Dönem siyasi gündemi açısından şaşırtıcı bulunan bir başka konu, devletçi refleksleri yüksek olan ve milliyetçi-muhafazakar taban içinde kuvvetli bir organik seçmene sahip MHP'nin hangi sebeplerle Başkanlık Sistemine karşıt tavrının değiştiği ve kilit parti konumuna geldiğiydi. Bu sürecin ilk adımının FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ gibi dış ve iç terör odaklarının Türkiye açısından getirdiği tehditlerin MHP tarafından da farkedilmesi olarak yorumlanıyor. Bahçeli de bu süreçte 21 Haziran 2018'de yaptığı konuşmada iç siyasete daha aktif müdahale edebilecek, kararları hızlı bir şekilde hayata geçirebilecek bir sistemin gerekliliğinin Türkiye açısından bir bekâ sorunu haline geldiğini vurgulamıştı.

1 Kasım 2018'de basına yansıyan haberlerde de Cumhur İttifakını "kuru bir ortaklığın" ve "Türk tarihinde bir tesadüf yahut siyasi pazarlık sebebiyle çıkmış olan bir heves"in ötesinde gördüğünü ifade eden Bahçeli'nin dış siyasette de AK Parti'nin yanında yer alması yine devletçi ve yerli, milli reflekslerinin bir ifadesi olarak yorumlanıyor.

Suriye Meselesi ve MHP

ABD'nin Suriye'deki PKK/YPG güçlerini örtülü yahut açıktan desteklediğinin hem iç hem dış basındaki haberlerde yer aldığı biliniyordu. Suriye krizi dahilinde Türkiye'nin bölgede yürüttüğü dış politikayı iç siyasette açıktan destekleyen MHP'nin lideri Bahçeli, geçtiğimiz Ağustos ayında güvenli bölgenin yalnız Türkiye'yi değil Suriye'yi de güvene ve istikrara kavuşturacağını belirterek "Türkiye bölgesinde parlayan yıldız, uyanmış devdir." demiş ve Fırat'ın doğusuna yönelik operasyonları da desteklemişti. Aynı açıklamada "ABD müttefiklik ahlakıyla çelişmemelidir." ifadelerinde bulunmuştu.

Bahçeli, Türkiye’nin güney sınırında yaşanan krizin sorumlusunun ABD olduğunu konuşmalarında dile getirmiş, güvenli bölge çağrılarını ve desteğini tekrarlamış ve yapılması planlanan yerleşim alanına Suriyeli sığınmacıların "peyderpey" iskân ettirilmesi ihtiyacına dikkat çeken Bahçeli “Artık başka bir seçenek kalmamıştır.” demişti.

İlerleyen dönemlerde yaptığı başka bir konuşmada "ABD bir yanda güvenli bölge için Müşterek Hareket Merkezi’nde Türkiye ile eşzamanlı çalışmalar yürütürken, diğer yanda terör örgütü PKK/YPG’ye silah yardımına devam etmektedir." ifadelerine yer vermişti.

S-400 ve MHP

ABD ve Türkiye arasında hâlen devam eden diplomatik krizler silsilesinin ve Suriye krizinin bölgedeki çatışan çıkarlar hasebiyle çözümsüzleştirilmesi sürecinin de zeminini hazırlayan S-400 krizinde de Bahçeli'nin tutumu iktidardan yana olmuş, S-400'lere karşı çıkanlara karşı "ülke savunmasından rahatsız olanlar", "cahil,köhne, kişiliksiz,köksüz, işbirlikçiler" ifadelerini kullanmıştı.

ABD'ye karşı ise krizin ilk zamanlarında tavrını Türkiye'nin S-400'ü alacağı ve bu işin bitip, konunun kapandığı yönünde gösteren Bahçeli, gerisini ABD'nin düşünmesi gerektiğini söylerek sert bir çıkış yapmıştı.

Yeni parti iddiaları

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti'den istifa eden Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın yeni parti iddialarıyla ilgili olarak da AK Parti'yle ve Cumhur İttifakıyla olan ortaklığının samimiyetini göstermiş, bu arayışların ölü doğmaktan başka çaresi olmadığını da vurgulamıştı. Son dönemde 2018 seçimlerine benzer bir tabloya işaret eden anketler de Cumhur İttifakının istikrarının devam etmesi halinde MHP'nin yine kilit bir rolü koruyacağı yönünde yorumlanıyordu.

T24'ün haberine göre 6 ayrı anket firmasının raporundan bir çıkarım yapıldığında, Cumhur ittifakı yüzde 47,8 seviyesine geriliyor ancak 6 şirketin 2'sinde ittifakın yüzdesi 50 oranının üzerinde seyrediyor.

İttifakın karşı karşıya olduğu sorunların en önemlilerinin ekonomik kriz ve Suriyeliler krizi olduğu bilinmekle beraber, her iki konuda da ABD ile ihtilaflı ve sürekli gergin devam eden ilişkiler kamuoyunun malumu olarak ifade buluyor.

Uzmanların ifadelerine göre, Cumhur İttifakı'nın zayıflamasının yolu MHP'nin de siyaseten zayıflamasından geçiyor çünkü yukarıda da bahsi geçtiği gibi milliyetçi tandansın seçmen içinde yüzde 20'lik bir tabana sahip olduğu addediliyor.

Gündeme oturan Tweet'i atan Ergun Babahan kim?

"Devlet Bahçeli'siz bir siyaset" tabirini kullanan FETÖ firarisi Babahan kariyerinde geçmişte Sabah gazetesinin yazı işleri müdürlüğü ve genel yayın yönetmenliği görevlerini icra etti. Ergun Babahan 2009'da da Star gazetesinde köşe yazarlığı görevi üstlenmiş, 2011'de MHP lideri Bahçeli karşıtı yazısı sebebiyle protesto edilmişti. 

Babahan'a ait internet sitesi Artı Gerçek'te yer alan yazısında Babahan yurtdışına (Kanada) çıkmaya 15 Temmuz'dan bir yıl önce karar verdiğini ve Türkiye'nin giderek "İslamîleşen havasının", "boğucu" hale gelmeye başladığını vurguluyor.

ABD Büyükelçiliğinin yapığı "beğeni"nin ise yankıları hâlen sürüyor. Dış politikada gergin olduğu bilinen ABD-Türkiye ilişkileri bağlamında ABD'nin hamlesi bir yanlışlık olmaktan öte Türkiye iç siyasetine dair bir duruş, dış politikada ve Ortadoğu'da çıkarları bir makas halinde açılmaya başlayan ABD ve Cumhur İttifakı arasındaki çatışmanın bir ifadesi olarak yorumlanıyor.

Bilindiği üzere 2016'da gerçekleşen 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası ABD'nin FETÖ konusunda Türkiye ile ortaklıktan kaçınan tutumları ABD ve Türkiye'nin stratejik ortaklığına zarar veren bir tutum olarak yorumlanmış, Burhanettin Duran'ın ifadesiyle ABD FETÖ ve YPG ile mücadele konusunda hasmane bir yaklaşım içinde tanımlanmıştı.

Büyükelçiliğin yaptığı yahut yaptırdığı "beğeni" hamlesinin ilerleyen dönemde neler getireceği ve MHP ile Cumhur İttifakının Türkiye iç siyaseti açısından istikrarı tesisinin önüne geçme politikası mı olduğu soruları ise kamuoyunun gündeminde kalmaya devam edeceğe benziyor.

Umur Gerenli / Habernediyor.com

Yorumlar (1)
Zeki Toptaş 5 yıl önce
Türk'e kefen biçmek kimin haddine adriyatikten çin seddine Türk mührü vurmak bizim boynumuzun borcudur. Yüce Allah Türkü ve Türk yurdunu korusun