Onur Yaser Can davasında karar çıktı!

Narkotik operasyonunda gözaltına alındıktan sonra intihar eden ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can’ın gözaltı evrakında sahtecilik yapmaları nedeniyle 9 yıldır yargılanan iki polis, "Resmî belgede sahtecilik" suçundan 6 yıl 5 ay 15'er gün hapis cezası aldı.

YAŞAM 25.10.2019, 16:12 25.10.2019, 16:59
Onur Yaser Can davasında karar çıktı!

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya sanık polis Soner Gündoğdu ve taraf avukatları katıldı. Duruşmaya  ayrıca CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İl Başkan Yardımcısı Saniye Yurdakul ve çok sayıda yurttaş da katıldı.

Duruşmada önce Onur Yaser Can’ın kız kardeşi Ezgi Sevgi Can söz aldı. Babası Mevlüt Can'ı 8 Ekim günü ani bir şekilde kaybettiklerini, annesinin ve babasının ecelleriyle ölmediklerini kaydederek, "Babam güçlü bir insandı, siz tanıdınız. Babamı öldüren, annemi öldüren şey evlat acısının yanı sıra adaletsizliktir. Babam mahkemenin, avukatların ortaya çıkarması gereken delilleri 9 yılda tek tek ortaya çıkardı." ifadelerini kullandı.

Polislerin işkenceyi örtbas etmek amacıyla resmî belgede sahtecilik yaptıklarını belirten Ezgi Sevgi Can, "Bu dava basit bir evrakta sahtecilik davası değildir. Yapılan sahtecilik, işkenceyi örtbas etmek için yapılmıştır. Bunların hiçbiri amirlerinin emri olmadan hareket dahi edemez. Sanık polislerin o dönem abileri olan amirleri bugün FETÖ'den ceza aldı. Bu polisler amirlerinin emriyle evrakta sahtecilik yapmıştır." dedi. 

"Bu sahtecilik örgütlü bir işkencenin kamuflajıdır"

Ağabeyine karakolda yapılan işkenceyi sırasıyla aktaran Can, İşkence yapılmadığını söylüyorlar. Madem işkence yapmadılar bunu kanıtlasınlar. Bunu kanıtlamak bizim mi onların mı görevi? Neyse ki biz işkenceyi kanıtladık. Elimizde görüntüler var. Kamera kayıtları var.Abime işkence sonrası imzalatılan ifade tutanaklarının değiştirilmiş hali, tarih ve saat hatası var denilerek, ertesi gün tekrar karakola çağrılıyor. Karakol yerine loş bir kafeteryada yanında avukat olmadan 11 sayfa belge imzalatılıyor. İlk tutanaklar imha ediliyor. Bilirkişinin evrakta sahtecilik yapıldığına dair raporu var, evrakların nüshaları imha ediliyor, bir nüsha suç işleyen kişiye veriliyor. Bütün bunlar delil. Ölmüş abime sahte evraklarla mahkeme celbi gönderdiler. 9 yıldır bunları tek tek anlattık. Bu sahtecilik örgütlü bir işkencenin kamuflajıdır. Mahkemede çok sayıda heyet değişti.Siz annemi tanımadınız, ama babamı gördünüz. Bu adliye dava sürecinde bu aileden 3 kişinin ölümünü gördü." şeklinde konuştu.

"En üst sınırdan ceza vermenizi istiyorum"

Mahkeme başkanının, "İçiniz rahat olsun tüm dosyayı ve delilleri okuduk." demesi üzerine Ezgi Sevgi Can, "Babamı da kaybettiğim için artık güvenimi de kaybettim, o yüzden tekrar anlatıyorum. Adalet için çok geç kaldınız. Sizden mütalaadaki en üst sınırdan ceza vermenizi istiyorum ama o mütalaa zaten eksik olduğu için çıkacak karar zaten benim için eksik olacak. Ben tüm ailemi kaybettim, bir tek geriye benim canım kaldı, kararınızı gecikmiş bir adalet olsa da bunu düşünerek vermenizi rica ediyorum." dedi.

Sanık, savunmasında suçsuz olduğunu ileri sürerek beraatini istedi.

2 farklı suçtan cezalandırıldılar

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Salih Bahar ve Soner Gündoğdu'nun, "kamu görevlisi olarak sahte belge düzenleme" suçundan alt sınırdan uzaklaşarak 4 yıl hapis cezası almasına karar verdi. 

Mahkeme heyeti, sanıkların mahkemedeki tutum ve davranışlarını dikkate alarak cezayı 3 yıl 4 aya indirdi. Sanıkların "resmi belgeyi bozmak ve yok etmek" suçlarından alt sınırdan uzaklaşılarak 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmeden mahkeme heyeti, sanıkların kamu görevlisi olmaları sebebiyle cezayı 3 yıl 9 aya çıkardı. 

Sanıkların tutum ve davranışlarını dikkate alan mahkeme heyeti, hapis cezasının 3 yıl 1 ay 15 gün olmasına hükmetti. Böylece sanıklar, 2 ayrı suçtan 6 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası aldı.

Yorumlar (0)