Gayrimüslim kime denir? Gayr-i Müslimlerle ilişkiler nasıl olmalıdır?

YAŞAM 31.01.2021, 13:50 31.01.2021, 17:28 Hanife
Gayrimüslim kime denir? Gayr-i Müslimlerle ilişkiler nasıl olmalıdır?

Gayrimüslim Müslüman bir ülkede yaşayıp müslüman olmayan kişilere denir. Bu kişilerle Müslümanlar arası ilişkiler İslam’ın hoşgörü esasına bağlı olarak barış ilkesine dayalı bir biçimde kurulur. İslam toplumunda yaşayan gayrimüslim halkın temel hak ve hürriyetleri yaşadıkları Müslüman devlet tarafından güvence altına alınmıştır. Bu güvenceler dinimizin iki temel kaynağı olan Kur’an ve sünnet ile de korunmaktadır. Gayrimüslimler “zimmi” olarak da adlandırılmıştır. Efendimiz (s.a.v.) bir kişiye gayrimüslim olduğu gerekçesiyle haksızlık yapanlardan ahiret günü ilk kendisinin Allah nezdinde davacı olacağını söylemiştir (Ebu Yusuf, 1032, 135). Yüce kitabımız Kur’an bugün küreselleşen dünyada insan hakları adı altında ne kadar hak bulunuyorsa bu hakları yüzyıllar önce insanlığa öğretmiş ve böylece İslam toplumları içerisinde barındırdığı gayrimüslim halkın bu haklarını tanımış ve uygulanmasında oldukça titiz davranmıştır. Bizzat Hz. Peygamber (s.a.v.) bu hakları gözetmek için çalışmıştır. Kur’an da diğer din mensuplarına baskıyı açıkça yasaklamış ve İslam dininde zorlama olmayacağını ayet-i kerime ile açıkça belirtilmiştir: “Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah’a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.” (Bakara Suresi, 256. Ayet) 

İslam dini içine doğduğu coğrafya itibarıyla oldukça çeşitli dinlerin olduğu bir bölgeye inmiştir. Araplar arasında o dönemde Haniflik, Putperestlik, Sabiilik, Yahudilik, Mecusilik oldukça yaygın idi. Bu sebeple ilerleyen dönemlerde de Müslümanlar her zaman gayrimüslimlerle ilişkiler içerisinde olmuşlardır. Kur’an’ı Kerim’de içlerinde kötülük veya sert tutum olmayanlar ile iyi ilişkilerde bulunulması gerektiğini bildirmiştir: “İçlerinden haksızlığa sapanlar dışında ehl-i kitapla mücadelenizi sadece en güzel yolla sürdürün ve deyin ki: ‘Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim tanrımız da sizin tanrınız da birdir. Biz O’na teslim olmuşuzdur.’” (Ankebût Suresi, 46. Ayet). Bu ayet Müslümanın gayrimüslim ile olan ilişkisindeki ölçüsünü belirlemiştir. Ayrıca insan şerefini öncelikle insan olarak dünyaya gelmesinden almaktadır. Bu sebeple her insana Müslüman olsun veya olmasın iyilikle ve güzellikle davranılmalıdır. İslam dininde temel ilke, Müslüman olmayan teba ile herhangi bir zarar veya zarar ihtimali yoksa bu kişilerle iyi geçinmektir. Ashab döneminde bu iyi davranma şekli o kadar ilerlemiş ki devlet sırlarını bile gayrimüslimlerle paylaşanlar olmuş ancak bu ayet-i kerime ile uyarılmışlardır: “Ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız! Size gelince, bakın siz onları seviyorsunuz, ama onlar sizi sevmiyorlar. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz; onlar sizinle karşılaştıkları zaman ‘inandık’ diyorlar; yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. De ki: ‘Öfkenizden çatlayın!’ Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir. Size bir iyilik gelirse bu onları üzer, ama başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların tuzağı size hiçbir zarar vermez. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.” (Âl-i İmran Suresi, 118-120. Ayetler). Bu ayet-i kerimelerde Allah, kullarını gayrimüslimlere iyi davranırken aynı zamanda uyanık olmayı müminlere tembihlemiştir. Çünkü bazı gayrimüslimler içten içe kötü planlar yapıp zarar vermeyi düşünmektedirler. 

Efendimiz (s.a.v.) gayrimüslimlere zaman zaman tasaddukta bulunur, böylece hem onlarla iyi geçinmiş olur hem de onların kalbini İslam’a ısındırmaya çalışırdı. Bu dinen iyi bir davranış olarak görülmüştür. Ayrıca Allah düşmanlık taslamayan ve kötülük yapmayanlara adaletli davranmamızı emretmiştir. (Mümtehine suresi 8-9. Ayetler)
 

Aleyna Nur AYAN / habernediyor.com

Yorumlar (0)