Naci Görür'den Antalya'ya "3 fay zonu" uyarısı

Prof. Dr. Naci Görür, Antalya'da düzenlenen bir toplantıda dirençli kentlerin öneminden söz etti. Antalya'yı etkileyecek 3 fay zonunu sıralayan Naci Görür, "Siyasi irade ve vatandaşın bakış açısı nedeniyle deprem sorunu çözülemedi. Yeterli çabayı göstermedi. Antalya'yı etkileyecek bu 3 fay zonuna 'yok' diyen bu işten anlamıyor demektir." ifadelerini kullandı.

GÜNDEM 15.05.2024, 17:43 Hakan Öksüz
Naci Görür'den Antalya'ya "3 fay zonu" uyarısı

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) tarafından düzenlenen 2024 yılı faaliyet dönemi 8. Olağan Toplantısı'na katılan Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye'nin deprem riski ile ilgili bilgiler verdi. Ünlü yer bilimci, "Alp-Himalaya deprem kuşağında yer alıyoruz. Bu şakaya alınacak bir şey değil." dedi.

"Her şehir için yüzlerce plan var"

Dünyada Türkiye kadar deprem planı yapan başka ülkenin bulunmadığını söyleyen Görür, "AFAD'da binlerce dosya mevcut, hepsi raflarda dizisi. Her şehir için yüzlerce plan var. Çoğuna açılıp bakılmamıştır bile. 'Bizim oralarda fay yok' düşüncesi çok yanlış. Canlı fay olmayınca yan gelip yatmak olmaz, çağdaş düşünmek gerekir. Türkiye olarak depreme hazırlıklı olmamız gerek. Bir gece uyandığımızda insanlarımızın öldüğü haberini alıyorsak bunun sorumluluğu hepimizdedir. Vatandaş olarak bu ülkeye sahip çıkmalıyız." ifadelerini kullandı. 

"Siyasi irade ve vatandaşın bakış açısı nedeniyle deprem sorunu çözülemedi"

Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını devam ettirebilmesi için deprem sorununu çözmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, "Şimdiye kadar bu sorun niye çözülemedi? Çünkü siyasi irade, yeterli çabayı göstermedi. Halk, kendi topraklarına sahip çıkmadı. Vatandaş her gün televizyonda maaşları, domatesin fiyatını konuşuyor ama depremi konuşmuyor. Bu hayati bir mesele. Bunu konuşmazsak çözemeyiz." değerlendirmelerinde bulundu.

"Antalyalılar ebediyen burada yaşayacaksa..."

Antalya'nın depreme dirençli hale getirilmesi için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Naci Görür, "Antalyalılar ebediyen burada yaşayacaksa ve kent var olmaya devam edecekse, burayı depreme dirençli hale getirmek lazım. Altından fay geçip geçmemesi başka mesele. Önce kenti depreme dirençli hale getireceksiniz." diyerek kenti etkileyecek 3 deprem zonunun bulunduğundan bahsetti.

Naci Görür, Antalya'yı etkileyecek fay zonları ile ilgili şunları söyledi:

"Kenti etkileyecek bu 3 fay zonuna 'yok' diyen bu işten anlamıyor demektir. Eğer zamanları gelirse bu fay zonları çok tehlikeli olur. Fethiye-Burdur fay zonu, 100 kilometre çapındaki bir alanda etkili olabilir."

"İkinci fay zonu Beyşehir, üçüncüsü ise kentin güneyinden geçen Helen-Kıbrıs fay zonu. Bu 3 fay zonu, şimdi bile stres biriktiriyor. Türkiye'nin diğer bölgelerindeki faylar, farklı yerlerde bulunan fay zonlarına stres biriktirebilir. Bunu unutmamak gerekiyor."

"Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremler, Helen-Kıbrıs zonunda stres biriktirmiş olabilir. 6 Şubat depremlerinde hep Kıbrıs'a uyarı verdik. O uyarının halen daha geçerli olduğunu belirteyim. Bu stres bir dereceye kadar birikir. Daha sonra ise orada fay kırılır ve deprem olur. Faydaki stres birikimi belli bir raddeye geldiği zaman orada deprem üretilir. Yani doğanın matematik gibi çalıştığını söyleyeyim. Yeterince stres biriken bölgeyi deprem vurur."

"Oralarda deprem olunca günlük yaşam sürüyor, bizde olunca hayatımız kararıyor"

Depremi en az hasarla atlatan kentlere "deprem dirençli kent" denildiğini kaydeden Prof. Dr. Naci Görür, "İtalya, Japonya, Şili, Hindistan, Tayvan, Çin, Arjantin, Endonezya ülkeleri ile ABD'nin Kaliforniya eyaletine bakın. Buralardaki depremlerin büyüklükleri, Türkiye'den çok daha fazla. Buna rağmen günlük hayatı etkileyen sonuçları olmuyor. Bizde ise deprem olunca adeta tüm ülkenin hayatı kararıyor." vurgusunu yaptı.

Kenti etkileyen 6 bileşen

6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ta yaşanan depremlerin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiğini hatırlatan yer bilimci Naci Görür, "İnsanlar o günden bugüne sürünmeye devam ediyor. Kenti tanımlayan bileşenler 6 tanedir. İlk başta yönetim ve halk gelir. Ardından da altyapı yapı stoku, ekosistem, çevre ve ekonomi parametreleri gelir. Bu parametreler üzerine düşünürsek kentleri depreme dirençli hale getirebiliriz." ifadelerini kullandı.

Yorumlar (0)