Hocalı Katliamı: "Elleri bile titremeden kafa derilerini yüzdüler!"

63 çocuk, 70 yaşlı, 106 kadın... Ermeniler, 28 yıl önce 613 Azerbaycan Türkü'nü acımasız bir şekilde katletti. Hocalı Katliamı'na tanıklık eden Fransız gazeteci Jean-Yves Junet, Ermenilerin "elleri bile titremeden" insanların kafa derilerini yüzdüklerini ifade etmişti. İşte Hocalı Katliamı'na dair tüm ayrıntılar...

GÜNDEM 26.02.2024, 11:05 27.02.2024, 08:56
Hocalı Katliamı: "Elleri bile titremeden kafa derilerini yüzdüler!"

İşgalci Ermenistan, 27 Eylül günü Azerbaycan sivil yerleşim yerlerini hedef almış, sivillerin ölmesine yol açmıştı. Bunun üzerine Azerbaycan, sivillerin güvenliğini sağlamak ve toprak bütünlüğünü korumak için karşı operasyon başlatmıştı. Azerbaycan, Türkiye'nin desteğini alarak Bayraktar TB2 SİHA'lar ile Ermeni ordusunu ciddi kayıplara uğratmıştı. Bunun üzerine paniğe kapılan Ermenistan, kendi kanlı geçmişini unutarak Türkiye'yi hedef almaya başlamıştı. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 613 Azerbaycan Türkü'nün acımasız bir şekilde katledildiği Hocalı Katliamı'nı görmezden gelerek, Türkiye'nin "soykırım" yapacağını iddia etmişti.

Dağlık Karabağ sorunu nasıl ortaya çıktı?

Peki, geçmişi soykırımlarla dolu olan Ermenistan'ın, Azerbaycan ile arasında gerginliğe neden olan Dağlık Karabağ sorunu nasıl ortaya çıkmıştı?

Dağlık Karabağ, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde hukuki anlamda Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölgeydi. Söz konusu bölge, İran, Ermenistan ve Azerbaycan'ı kontrol edebilecek bir mevkide bulunan Kafkasya'nın en kritik yerlerinden birinde yer alıyor. 

Rusya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Karabağ'ın nüfus yapısını biçimlendirmeye çalıştı. "Kafkas politikası" ile Müslümanlar Kafkasya'dan sürülürken, yerlerine Hristiyanların getirildiği görüldü. Karabağ Hanlığı, 1826 senesinde Rusya tarafından işgal edildi. Burada Ermenilerin sayıca fazla olmalarını isteyen Rusya, bu doğrultuda Anadolu ve İran'da yaşayan Ermenileri Karabağ Hanlığı'na yerleştirdi.

Rusya, 20'nci yüzyılda da "Kafkas politikasını" uygulamaya devam etti. Ermenilerin söz konusu bölgeye yerleştirilmesini sağlayan Rusya, Azerbaycan Türklerini de buradan sürmeye dair bir politika yürütmeye devam etti. 

1947 yılının Aralık ayında Ermenistan SSC'den (Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) kolektif çiftlik sahibi ve diğer Azerbaycan Türklerinin Azerbaycan SSC'nin (Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) Kür-Aras ovasına sürülmesine ilişkin kararname, Bakanlar Şurasınca onaylandı. Söz konusu kararname ile Azerbaycan Türklerinin yurtlarından göç ettirilmesi ve yerlerine Ermenilerin getirilmesi hedeflendi.

Ermeniler, 1960 yılı itibarıyla Nahçıvan ve Karabağ üzerinde hak iddia etmeye başladı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılma dönemine girdiği 1980’li senelerin ikinci yarısında Ermeniler, Mihail Gorbaçov'un glasnost (açıklık) ve perestroika (yeniden yapılanma) politikalarını da kullanarak Dağlık Karabağ'da toprak iddiasında bulunmaya başladı.

(Mihail Gorbaçov)

1987 Kasım'da Mihail Gorbaçov'un ekonomi başdanışmanı olan Abel Aganbegyan, "Dağlık Karabağ bölgesinin Ermenilere ait olduğunu" ve "söz konusu bölgenin Ermenistan'a katılması" gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermeniler, harekete geçerek Ermenistan'a ilhak edilmek için gösteriler düzenlemeye ve Azerbaycan Türklerine karşı şiddet uygulamaya başladı.

(Abel Aganbegyan)

Dağlık Karabağ'da Ermeniler, Rusya'nın izlediği "Kafkasya politikası" neticesinde çoğunluk elde etti. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılma dönemine girdiği 1980’li senelerin ikinci yarısı itibarıyla Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'da hak iddia etmesi nedeniyle yeni bir sorun ortaya çıktı: Dağlık Karabağ Sorunu.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasından sonra, 1991 senesinde Azerbaycan ile Ermenistan bağımsızlıklarını ilan etti. Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermeniler de "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti"ni ilan etti. Bunun üzerine Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkan gerginlik, savaş haline geldi. 

Ermenistan, savaş boyunca Rusya'nın desteğini arkasına aldı. Dağlık Karabağ'a Ermenileri yerleştiren Ermenistan, burada yaşayan Azerbaycan Türklerini de göç ettirmeye çalıştı. Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasından sonra, "Hazar'dan Karadeniz'e Büyük Ermenistan"ı kurma hayalini dile getirdi. 

(Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan)

Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan, söz konusu hayali gerçekleştirmek için Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin sürgün edilmesine çalışırken, Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ'ın da fiili olarak işgal edilmesini sağladı. 

Ve 1991 senesinde Karabağ Savaşı başladı. Söz konusu savaş, 1994 senesinde Ermenistan ile Azerbaycan arasında ilan edilen ateşkes ile bitti. Fakat Ermenistan, Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal ederken, söz konusu topraklardan hiçbir şekilde çekilmedi. 

Dağlık Karabağ, hukuki anlamda hala Azerbaycan toprağı olsa da Ermenilerin işgali altında... Karabağ Savaşı sırasında bir milyon kişi yurtlarından oldu. 20 bin kişi hayatını kaybederken, 50 bin kişi ise yaralandı. 

Hocalı Katliamı'na adım adım...

Hocalı, Dağlık Karabağ'da kritik bir yerleşim merkezi olarak biliniyor. Söz konusu yer; Askeran, Hankendi, Şuşa ve Ağdam yolları üstünde kritik bir konumda bulunuyor. Öte yandan, Karabağ'ı Ermenistan'a bağlayan noktanın da Hocalı'dan geçtiği biliniyor.

Karabağ Savaşı boyunca Ermeniler için askerî hedef olarak görülen Hocalı, Dağlık Karabağ'ın tek havalimanı için üs mevkiinde bulunuyor. Hocalı'nın işgal edilmesi halinde Hankendi ve Askeran arasında bulunan yolun açılacağı ve Şuşa hariç tüm Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'ın kontrolüne geçeceği düşünülüyordu. 

Bunu bilen Ermenistan, 1987 senesi itibarıyla Dağlık Karabağ'ı hedef almaya başladı. Ermeniler, Dağlık Karabağ'dan Azerbaycan Türklerini sürmeyi hedefledi. Azerbaycan Türkleri, yolların kesilmesi ve otobüslere baskın düzenlenmesi gibi eylemler ile karşılaştı. Yaklaşık 186 bin Azerbaycan Türkü, 1990 senesinin başlarında Ermenistan'dan Azerbaycan'a göç ettirilirken, 1991 senesinin Ekim ayında Azerbaycan Türklerine ait bir köy Ermenilerin kontrolüne geçti.

Hocalı da 1991 senesinin Aralık ayında Ermenistan'ın ablukası altında alındı. Hocalı'ya kara ulaşımı Ekim ayı itibarıyla kapanırken, bölgeye ulaşım yalnızca helikopterler ile gerçekleştirildi. Hocalı'da bir helikopterin, Kasım ayında Ermenilerce hedef alınması neticesinde 20 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin arasında Kazak ve Rus gözlemciler ile Azerbaycan'dan önemli isimler vardı. Söz konusu olayın ardından Hocalı'ya hava yolu ulaşımı da sona erdi. Ermenilerin ablukasına giren Hocalı'da elektrik ve gaz bağlantısı da koptu.

Gecenin karanlığında insanları katlettiler!

Hocalı'da 3 bin Azerbaycan Türkü'nün yanında Ahıska Türkleri de yaşıyordu. 

Tarihler 1992'yi gösterdiğinde, 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece Ermeniler, yıllarca hafızalardan silinmeyecek bir katliama imza attılar. Ermenistan ordusu ile 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'da acımasız bir şekilde insanları katletti. 

Söz konusu dönemde Hocalı, Azerbaycan ordusunun koruması altında değildi. Savunmasız durumda olan Hocalı'nın güvenliği, sadece 150 kişi tarafından korunuyordu. Bu kişilerin ellerinde de hafif silahlar bulunuyordu.

Mihail Gorbaçov, 1990 yılının Temmuz ayında bir kanun çıkarmıştı. Söz konusu kanun ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) her yerinde bütün silahlar (av silahları dâhil) toplatılmıştı. Karabağ Ermenilerinin liderliğini üstlenen Levon Ter-Petrosyan, söz konusu kanuna riayet etmemişti. Böylece Azerbaycan Türkleri silahsızlandırılmış, Ermenilerin sahip olduğu silahlara ise dokunulmamıştı.

Yani savunmasız durumda olan Hocalı'ya 3 farklı noktadan giren Ermeniler, Rusya'nın da desteğini alarak sivilleri acımasız bir şekilde katletti. Hankendi istikametinden 366'ncı Alay askerleri ile arka taraftan Ermenistan ve Rusya'ya ait silahlı birlikler harekete geçerken, Esgeran yolundan ise 1.000'den fazla silahlı kişi bölgeye girdi. 

Ermeniler, 366'ncı Alay askerlerine ait tankların desteğiyle Hocalı'ya girerken, burada bulunan askerî hedefleri ve karargâhları topçu ateşine maruz bıraktı. Hocalı havalimanı, 366'ncı Rus Motorize Alayı tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucu ağır tahribata uğradı.

Azerbaycan Türkleri, Hocalı'dan uzaklaşmak için Ağdam'a doğru ilerlemeye başladı. Fakat söz konusu kişilerin karşılarına Ermeniler çıktı. Azerbaycan Türklerinin bazıları Ermeniler tarafından alçakça katledilirken, bazıları da esir alındı.

Hocalı Katliamı esnasında Azerbaycan Türklerinin bacak ve kolları testereler ve hızarlar ile kesilirken, kafa derilerinin yüzüldüğü görüldü. Öte yandan, Azerbaycan Türklerinin diri diri yakıldığı, kafalarının bedenlerinden koparıldığı ve hamile kadınların da karınlarının kesildiği ortaya çıktı. 

Tam 613 kişi katledildi

Hocalı Katliamı esnasında 63 çocuk, 70 yaşlı ve 106 kadın katledildi. Toplam 613 Azerbaycan Türkü'nün öldürüldüğü olaylar sırasında 76'sı çocuk olmak üzere 487 kişi de ağır yaralandı. Ayrıca, Ermenilerin işkencesine uğrayan 1.275 kişi de esir alındı.

Resmi olmayan verilere göre; Hocalı Katliamı sırasında 1.300 Azerbaycan Türkü katledilirken, 1.000'den fazla kişi yaralandı. Söz konusu katliam sonucunda 25 çocuğun hem yetim hem öksüz bırakıldığı ifade edildi. 130 çocuğun ise öksüz ya da yetim bırakıldığı bildirildi. 

Karabağ Savaşı'nın gerçekleştiği alanlarda bu katliam ciddi derecede ses getirdi. Azerbaycan Türkleri, Karabağ ve etrafında bulunan yerleşim alanlarını terk etti. Ermeniler, Hocalı'yı işgal ettikten sonra sırasıyla Şuşa, Laçin, Kelbecer, Ağdere, Ağdam, Fuzuli, Cebrail, Kubatlı, Zengilan ve Horadiz'i de işgal etti. Bir milyon Azerbaycan Türkü, söz konusu bölgeleri terk etmek durumda kaldı. 

Tanıklar ne diyor?

Hocalı Katliamı'ndan kurtulan kişiler, söz konusu katliama şahit olan gazeteciler, hatta bu katliamı bizzat yapan şahısların anlattıkları, Ermenilerin saçtığı dehşeti açık bir şekilde ortaya koydu. 

Uluslararası hukuk ne diyor?

BM'ye (Birleşmiş Milletler) göre; dinsel, ırksal, etnik ve ulusal bir grubun tamamının ya da bir kısmının yok edilmesi amacıyla gruba mensup kişilerin öldürülmesi; söz konusu kişilere ağır fiziksel ya da zihinsel zarar verilmesi; grubun hayat şartlarına kasıtlı olarak müdahale edilmesi; doğumları önleyecek yollara başvurulması; çocukların başka bir gruba verilmesi, "soykırım" olarak nitelendirilir. Yani Hocalı'da Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yönelik katliamı da "soykırım"dır. 

Öte yandan, Hocalı Katliamı'nda insanlığa karşı suçların işlendiği de bariz. "Kasıtlı olarak öldürme, kasıtlı olarak yaralama, cinsel saldırı, çocuk istismarı, eziyet, işkence, insanların özgürlüklerini ellerinden alma, insanlar üzerinde bilimsel deneyler uygulama ve hamile bırakma" gibi ağır suçların sistemli olarak uygulanması da Hocalı Katliamı'nda gerçekleşti. 

Söz konusu katliam sırasında uluslararası hukuk ilkelerine de aykırı davranıldığı görüldü. 1948 tarihli BM (Birleşmiş Milletler) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin hükümleri, Hocalı Katliamı'nda ihlâl edildi. İnsanlar; ırk, din, milliyet ve dinleri nedeniyle temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılırken, Ermeniler tarafından Azerbaycan Türklerine yönelik insanlık dışı eylemlerde bulunuldu. İnsanların mal ve can dokunulmazlığına aykırı davranıldı. 

Sivillerin hakları, esirlerin hakları, yaralı ve hastaların hakları, insanların yaşama ve mülkiyet hakları, Hocalı Katliamı'nda yok sayıldı. Ermenistan tarafından uluslararası sözleşmeler tek tek ihlâl edildi. 

Suçlular cezalandırılmadı!

Hocalı Katliamı'ndan sonra Ermenistan'a yeterince tepki gösterilmezken, suçlulara da gereken cezalar verilmedi. Ermenistan'a yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmadı. Hatta Hocalı Katliamı'nın aktörlerinden Serj Sarkisyan ve Robert Koçaryan, "Ermenistan Cumhurbaşkanı" olarak görev yaptı.

Ermenistan'ın 1992 yılının Mayıs ayında Nahçıvan'a saldırmasının ardından Türkiye, askerî müdahalede bulunabileceğini duyurdu. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yönetimi ise Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan'ın saldırgan bir tutum sergilediğini iddia ederken, söz konusu ülkeye ambargo bile uyguladı. Kanada, Güney Kore ve İsrail dâhil 17 ülke, Azerbaycan'a yönelik ambargoya katılım gösterdi.

1993 yılının Mart ayında Ermenistan, Kelbecer'i hedef aldı. Uluslararası toplum, 60 binden fazla nüfusa sahip olan bölgeye saldırılmasının ardından harekete geçebildi. BMGK (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi), Ermenistan'ın ele geçirdiği topraklardan geri çekilmesini talep etti. Söz konusu talebin sonuç vermemesi üzerine AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) ve Türkiye harekete geçti. Dağlık Karabağ sorununun çözüme kavuşturulması için kurulan Minsk Grubu müzakereleri ise 2011 senesinde kilitlendi. 

2001 senesinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ne üye olan 31 kişi, "Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yönelik soykırım yaptıklarının" kabul edilmesi gerektiğine dair bildiriye imza attı.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 2008 senesinde "Hocalı için Adalet" adında uluslararası bir kampanya yürütmeye başladı. Hocalı Katliamı, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından "Karabağ çatışmaları sırasında gerçekleştirilen en büyük katliam" olarak değerlendirildi.

Hangi ülkeler soykırımı tanıyor?

Hocalı Katliamı'nı "soykırım" olarak nitelendiren ülkeler şu şekilde:

Azerbaycan,

Türkiye,

Pakistan,

Macaristan,

Bosna-Hersek,

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT),

Meksika,

Kolombiya,

Çek Cumhuriyeti,

Peru,

Honduras,

Sudan, 

Ürdün,

Slovenya,

Cibuti,

Guatemala,

Panama,

Paraguay,

Sırbistan,

Romanya.

Yorumlar (1)
Yusuf Akdağ 4 yıl önce
Yeni neslin bunları öğrenmesi gerekiyor bilmemek bir eksikliktir bilipte öğretmemek çok büyük eksikliktir. Bu gibi haberlere ihtiyacımız var özelikle yeni nesil. Size teşekkür ediyorum.