Bakan Şimşek: “Enflasyon tek haneli rakamlara dönecek”

Bakan Şimşek, Brüksel'deki önemli bir düşünce kuruluşu olan Bruegel'de düzenlenen "Türkiye: Avrupa ekosisteminde ilerlemek" başlıklı etkinlikte konuştu. Bakan Şimşek, Brüksel temasları çerçevesinde AB Komisyonu Ekonomiden Sorumlu Üyesi Paolo Gentiloni, AB Komisyonu İç Pazardan Sorumlu Komiseri Thierry Breton ve AB Komisyonu Finansal Hizmetler, Finansal İstikrar ve Sermaye Piyasaları Birliğinden Sorumlu Üyesi Mairead McGuinness gibi üst düzey AB yetkilileriyle bir araya geldi. Türkiye'nin önceliklerinin başında fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu tek haneye indirmek olduğunu belirten Şimşek, bu hedefe ulaşmanın zorluğunu kabul ettiklerini ancak başarılı olacaklarına inandıklarını ifade etti.

“Mali ayarlamalar katkı sağlayacak”

Şimşek, Türkiye'nin bir diğer önceliğinin mali pozisyonunu güçlendirmek olduğunu vurgulayarak, geçen yıl yaşanan deprem nedeniyle bütçe açığının arttığını hatırlattı. Mali ayarlamalarda büyük çaba sarf ettiklerini belirten Şimşek, "Henüz yapılması gerekenler var. Mali ayarlamaların enflasyonun düşmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

Geleneksel para politikası izleniyor

Şimşek, “Başka bir önemli hedef de dış dengenin sağlanması, cari açığın azaltılması ve rezervlerin artırılması” dedi. Nihai hedefin yapısal dönüşüm olduğunu belirten Şimşek, enflasyonu düşürmek için sıra dışı bir adım atmadıklarını, geleneksel para politikasını izlediklerini ifade etti.

“Enflasyonda her yıl yavaşlama göreceğiz”

Şimşek, enflasyonla mücadelenin önemine dikkat çekerek, "Enflasyon mayıs ayında zirveye çıkacak. Ardından her yıl önemli bir yavaşlama göreceğiz. Bizim öngördüğümüz yol bu. Bu yılın sonunda enflasyonun yaklaşık yüzde 38 civarında olacağını tahmin ediyoruz. Gelecek yıl enflasyonun yüzde 14'e kadar düşeceğini bekliyoruz. Enflasyon, 2026'da tek haneli rakamlara geri dönecek” şeklinde yorumda bulundu.

“Sürdürülebilir azalmayı hedefliyoruz”

Enflasyondaki düşüşün para politikasının normalleşmesinin bir parçası olduğunu vurgulayan Şimşek, Merkez Bankası'nın para politikası duruşunun enflasyon beklentilerini destekleyeceğini ifade etti. Şimşek, “Cari açıkta sürdürülebilir bir azalma sağlamayı hedefliyoruz." dedi. Geniş kapsamlı yapısal reformlar için bir gündemlerinin olduğunu belirten Şimşek, "Programımızın işe yaradığına inanıyoruz. Yapısal reformların yatırımcı güvenini tekrar kazanmamıza yardımcı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Merkez Bankası’nın rezervleri iyileşiyor”

“Yeniden dengeleme süreci devam ediyor ve enflasyon beklentileri önemli ölçüde azaldı” şeklinde konuşan Şimşek, Merkez Bankası'nın rezervlerinin iyileştiğini ve iyileşmeye devam edeceğini vurgularken, kredi risk priminin düştüğünü ve kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisindeki iyileşmeye dikkat çekerek not artışlarına gittiklerini belirtti.

“AB ve Türkiye’nin birbirine ihtiyacı var”

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki yıllık ticaret hacminin 200 milyar doları aştığını belirten Şimşek, Türkiye'nin AB'nin en büyük beş ticaret ortağından biri olduğunu ve AB'nin de Türkiye'nin en önemli ticaret ortağından biri olduğunu ifade etti. Şimşek, AB ve Türkiye'nin birbirine olan bağımlılığını vurgulayarak, “Türkiye'nin AB üyeliği, önemli bir genişleme olacaktır. Ancak, AB'nin henüz bu adıma hazır olmadığını biliyoruz. Yine de yapılacak birçok iş bulunuyor” şeklinde konuştu.

“Avrupa’ya seyahat için vize serbestisinin getirilmesi şart”

Gümrük Birliği'nin hemen güncellenmesi ve Avrupa'ya seyahat için vize serbestisi getirilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Enerji güvenliği, göç ve üçüncü ülkelerde iş ortaklıkları konularında işbirliği yapmalıyız" dedi. AB üyelik sürecinde ekonomik entegrasyona devam etmenin önemine değinen Şimşek, günümüzde Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin Avrupa'da bir iç politika konusu haline geldiğini ifade etti.

“AB’nin üretkenliği Türkiye ile artacak”

Avrupa'nın küresel ekonomideki rolünü sürdürmesi için Tek Pazar'ın derinleştirilmesi ve genişletilmesi gerektiğini söyleyen Şimşek, bunun için yeni üyelerin kabul edilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Şimşek, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasıyla birlikte Avrupa'nın son dönemde zayıflayan üretkenliğinin de artacağını ifade etti.

“AB’nin stratejik bakış eksikliği var”

Türkiye'nin yanı sıra AB'ye üyelik sürecine başlayan diğer ülkelerin sorunları olmasına rağmen içeriye alındığını anımsatan Şimşek, bu durumun birçok kişide kırgınlık, öfke ve hayal kırıklığına yol açtığını belirtti. Şimşek, “Türkiye meselesi gündeme geldiğinde Avrupa'nın liderlik ve stratejik bakış eksikliği en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

“AB neden geri adım atıyor?”

AB'nin kural tabanlı bir yapıya sahip olmasının önemine vurgu yapan Şimşek, iş dünyasının karşılıklı yatırım ve ticaretin geliştirilmesinin önemini vurguladı. Şimşek, "Gümrük Birliği'nin güncellenmesiyle bize yardımcı olmayacaksınız. Biz eşit rekabet koşullarında faaliyet göstermek istiyoruz. Eşitlik istiyoruz. Bunlar Avrupa'nın temel değerleri değil mi? O halde neden bu konuda geri adım atıyorsunuz?” sorusunu yöneltti.

AB Türkiye ile yakın ilişkiler kurmalı

Avrupa'nın, kendi standartlarından ve değerlerinden oldukça uzak olan ülkelerle vize serbestisi anlaşmaları yaptığına dikkat çeken Şimşek, AB'nin Türkiye gibi büyük bir potansiyele sahip ülke ile daha yakın ilişkiler kurması gerektiğini ifade etti. Şimşek, Türkiye'nin AB ile kararlı bir şekilde tüm alanlarda ilerlemeyi amaçladığını vurgulayarak, mevcut siyasi ortamın bu yönde daha olumlu bir zemin sağladığına işaret etti.

Türkiye strateji açısından önemli bir ülke

AB çalışmalarında, Gümrük Birliği'nin tarım, hizmet ve kamu alımlarını içerecek şekilde güncellenmesinin etki değerlendirmesi yapıldığını hatırlatan Şimşek, bu güncellemenin gelecek on yılda ticaret hacminin iki katından fazla artabileceğini söyledi. Şimşek, son dönemde kural tabanlı sistemin büyük baskı altında olduğuna ifade etti. Ekosistemin nasıl evrileceğini öngörmenin zor olabileceğini aktaran Şimşek, Türkiye'nin stratejik açıdan son derece önemli bir ülke olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.

Hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin çıkarına

Türkiye’nin, büyük bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu belirten Şimşek, tamamen kanıta dayalı bir ekonomik programın uygulandığını belirtti. Şimşek, “Programın işe yaradığını ve enflasyonun düşmeye başladığını görmeye başladık” yorumunu yaptı. “Türkiye'nin AB'ye güçlü ve yeniden bağlanması gerektiğine inanıyorum, çünkü bu hem Avrupa'nın hem de Türkiye'nin çıkarına” ifadesini kullanan Şimşek, AB'nin de bu konuda stratejik bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini vurguladı.

Gümrük Birliği güncellenmeli

Şimşek, Türkiye-AB arasında ekonomiye odaklanan üst düzey diyalogların yeniden başlatılması gerektiğini ve enerji ile diğer siyasi konuların da daha fazla önemsenmesi gerektiğini ifade etti. AB'nin, Türkiye ile ilişkilerini bazı üye ülkelerin aşırı talepleriyle etkilemesine izin vermemesi gerektiğini ve bunu bahane etmemesi gerektiğini belirten Şimşek, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin hem Türkiye'nin hem de AB'nin çıkarına olduğunu belirtti.

“Brüksel temasları olumlu”

Şimşek, Türkiye'nin AB'nin politik, ekonomik ve sosyal dönüşümünde önemli bir itici güç olabileceğini de dile getirdi. Türkiye'nin jeopolitik açıdan stratejik bir konuma sahip olduğunu aktaran Şimşek, tarihi ve kültürel zenginliğiyle de dikkat çektiğini hatırlattı Ekonomik başarının diğer alanlara olumlu yansıyacağını belirten Şimşek, Brüksel temaslarının genel olarak olumlu olduğunu belirtti ve ilişkilerin adım adım geliştirilebileceğine inandığını vurguladı.