Gazetecilik bir oyun mu?

Barış Pınarı harekatının başlaması ile birlikte her gün savaş muhabirleri TV'lerde ve sosyal medyalarda görülmeye başlandı. Her duvarın arkasına saklanan bir anda heyecana gelip bağırıp çağıran, kılıçla poz veren savaş muhabirleri her gün görünür oldu. Sınırın ötesinde mehmetçik canla başla vatan için kanını dökerken, sınırın bu yakasında bu durumdan faydalanma çabasıyla kendini küçük düşüren gazeteci ve sanatçılar daha operasyonun başlamasının üzerinden bir hafta geçmeden herkesin tepkisini çekmeye başladı.

Hatta kamuflaj, makyaj üstüne bir de kendince havalı bir poz ile çatışma dumanlarını arkasına alıp bu fotoğrafını bir de sosyal medya hesaplarından paylaşan gazeteciler bile görünür oldu. Gazetecilerin bu gayri ciddi tavrı akıllara gerçek gazetecilik bu mu sorularını getiriyor. Gazetecilik ciddi bir iş mi yoksa oyun mu?

Ancak geçmişe baktığımızda Kıbrıs Barış Harekatı ve terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen iç güvenlik harekatında savaş muhabirliği görevini hakkıyla yerine getiren gazetecilerimiz halkın haber alması adına canlarını ortaya koyuyorlardı. Ancak bu günlerde TV'lerde bu tip bir savaş muhabiri görmek bir hayli zor duruyor.

Geçmişte savaş muhabirliğini hakkıyla yaparak her kesimin takdirini kazanan gazetecilerden birisi Mithat Bereket'ti. Afganistan dahil olmak üzere her çatışma bölgesine korkmadan giden ve halkını bilgilendirmek adına canını ortaya koyan Mithat Bereket, Türk gazeteciliğinin en güzel örneklerini sunmuştu. Sosyal medyada bu duruma tepkisini koyan vatandaşlar gazeticilere tepkisini göstermek amacıyla Mithat Bereket hashtagiyle özellikle Twitter'dan paylaşımlar yapıyor. Halk özellikle Kerim Ulak ve Buket Aydın'ın pozlarına Mithat Bereket'in savaş muhabirliği fotoğraflarıyla tepkisini ortaya koydu.