Prof. Dr. Naci Görür bir kente dikkat çekti! ‘Tarih bizi unutulmuşluk çöplüğüne atabilir’

'Deprem ve Dirençli Kentler' konferansına katılan Prof. Dr. Naci Görür, önemli açıklamalarda bulundu. Depreme her an hazırlıklı olunması gerektiğinin vurgusunu yapan Dr. Görür, Deprem ne zaman gerçekleşirse, eğer hazırlıklı olmazsak, bu durum insan hayatını tehlikeye atar. Bu meseleyi ihmal etmek kabul edilemez. Depremle ilgili sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz; aksi halde tarih bizi unutulmuşluk çöplüğüne atabilir” ifadelerini kullandı.

YAŞAM 11.03.2024, 18:05 Buse Önder
Prof. Dr. Naci Görür bir kente dikkat çekti! ‘Tarih bizi unutulmuşluk çöplüğüne atabilir’

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenen 'Deprem ve Dirençli Kentler' konferansında, Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür'ün çarpıcı açıklamalarına ev sahipliği yaptı.

Prof. Dr. Görür, "Zamanı deprem ile karıştırmak büyük bir hatadır. Deprem ne zaman olursa olsun, eğer hazırlıklı olmazsak; insanımız ölecek demektir. Bu deprem işini halletmezsek tarih çöplüğüne atılırız" ifadeleriyle depremle mücadelede kararlılık mesajı verdi.

‘Yüzde 90 oranında canlı fay hattı var’

Coğrafyamızdaki 13,6 milyon yıllık deprem tarihine vurgu yapan Prof. Dr. Görür, "Topraklarımızın yüzde 90'ına yakını canlı faylarla kesilmiş vaziyette. Bu fayların karakteristik özellikleri var. Yapılarımızı, yollarımızı, barajlarımızı, tünellerimizi bu fayların özelliklerine uygun, yer altının dinamikleriyle barışık yapmak zorundayız" dedi.

İzmir'de yürütülen fay analizi çalışmalarının yanı sıra topografya, jeoloji ve hidrojeoloji faktörlerinin de incelendiğini belirtti.

Zemin altındaki sular depremde risk yaratıyor

Hidrojeoloji alanındaki çalışmalara vurgu yapan Prof. Dr. Görür, "Zemin altındaki su rezervleri, bize problem çıkaran unsurlardır. Eğer zemin altında su varsa, deprem sırasında problem var demektir. Bu su akışlarının nerelerde kalınlaştığı, nerede azaldığı ve akış yönleri önemlidir. Killi, sulu zeminler yapılan yollar, binalar ve üst yapılar depremde yıkılmaya mahkumdur" açıklamalarında bulundu.

‘Tüm kentin depreme hazırlıklı hale gelmesi gerekiyor’

Mikro bölgeleme çalışmalarının önemini vurgulayan Prof. Dr. Görür, "Dirençli kent olabilmek için kent yönetimi mikro bölgeleme esaslarına göre düzenlenmeli. Kent yönetimi ve yapılanma, depreme dirençli olmalı. Ayrıca, halkın deprem bilincini artırmak da kritik önem taşıyor. Yapı stokunu düzenlemek, kentsel dönüşümle sınırlı değil; tüm kent bileşenlerini depreme dirençli hale getirmek gerekiyor" şeklinde konuştu.

Tunç Soyer: ‘İzmir ve çevresinin deprem riskini modelliyoruz’

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 94 bin 773 yapının envanterini çıkardıklarını belirterek, "İzmir, Aydın ve Manisa'yı içine alan geniş bir alanın deprem riskini modelliyoruz. Bu veriler, kentimizin afetlere karşı dirençli yapısını güçlendirmek için temel oluşturacak" ifadelerini kullandı. Başkan Soyer, konferansın ardından yapılan kentsel dönüşüm, yapı stoku envanteri ve bilinçlendirme çalışmalarının İzmir'i gelecekteki depremlere karşı daha güvenli hale getirmeyi amaçladığını vurguladı.

Konferansın sonunda, İzmir'in depreme hazırlıklı olma yolunda atılan adımların, kentsel dönüşüm, yapı stoku envanteri ve bilinçlendirme çalışmalarıyla birleşerek kapsamlı bir güvenlik sağlamayı hedeflediği vurgulandı.

Yorumlar (0)