İstanbul’un göbeğinde doğal şifa deposu: Tıbbi bitkiler bahçesi

"Türkiye'nin ilk ve en büyük tıbbi bitki bahçesi" olarak 2005 senesinde hizmete giren Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi, şehrin merkezindeki konumuyla vatandaşların doğal şifaya erişebilmesine imkan sağlıyor.

YAŞAM 12.06.2022, 11:25 12.06.2022, 17:48
İstanbul’un göbeğinde doğal şifa deposu: Tıbbi bitkiler bahçesi

Doğal koşullara uygun üretilen kedi otu, ekinezya, limon otu, ıtır ve gibi binlerce bitki türünün yetiştirilmesi, tanıtılması, çeşitliliğinin korunması ve araştırılması düşüncesiyle hizmet veren bahçede yaz aylarının gelmesiyle ortaya renkli görüntüler çıktı.

Şifanın doğada olduğu gözler önüne seriliyor

Mor, beyaz, sarı, kırmızı ve pembe çiçeklerle renklenen bahçe, insanlara ekosistemin farkına varmaları adına fırsat sağlarken, şifanın doğada olduğunu da gözler önüne seriyor.

Bahçeler adacıklardan halinde oluşturuluyor ve her bölümde farklı türlerin üretilmesine uygun koşullar sağlanıyor. Sıcak ve ılıman iklim bitkilerinin bulunduğu serada, yurt dışı ve yurt içinden getirilen 90'ı aşkın tür bulunuyor.

Ziyaretçiler, QR kod ve etiketler sayesinde bitkiler hakkında sesi ve geniş bilgi alabiliyor.

Kurutulan bitki örnekleri herbaryumda inceleniyor

Bahçede, tıbbi bitkilerin toplanmasından sonra işlendiği ve kullanılmak üzere dönüştürüldüğü herbaryum, laboratuvar, kurutma odası ev tohum bankası da bulunuyor.

Çeşidine göre belirli hasat dönemlerinde toplanan bitkiler, kurutma odalarında uygun şartlarda kurutuluyor. Bitkilerin tohumları geri dönüşümün sağlanması amacıyla paketlenerek tohum bankasında saklanıyor.

Kurutulan bitki örneklerinin belirli bir kısmı herbaryumda korunuyor. Herbaryum, ziyaretçilerin mevsime bağlı olmadan istedikleri bitkileri incelemesine ve görmesine olanak sağlıyor.

Kursiyerlere bitkilerden doğal ürün yapımı öğretiliyor

Atölyelerde ve laboratuvarlarda düzenlenen uygulamalı eğitimlerin sayesinde kursiyerlere ve stajyer öğrencilere tıbbi bitkilerden merhem, krem, sabun, parfüm, kolonya, temizlik ürünü ve uçucu yağ yapımı öğretiliyor.

Bitki atıklarının doğal gübre olarak değerlendirildiği bahçede, ilaçlar ve sentetik gübre kullanılmazken, sulama için yağmurlama ve damlama ve yağmurlama teknikleri kullanılıyor.

Bitkiler botanik olarak teşhis edilip sınıflandırılıyor

Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi Sorumlusu Ziraat Yüksek Mühendisi Merve Zengin Tınmaz, 14 bin metrekarelik alana inşa edilen bahçede, serada yetişen tropik ve subtropik bitki çeşitlerinin bulunduğunu dile getirdi. Bunun yanı sıra bahçe içerisinde 700'ü aşkın tıbbi bitkininde yer aldığına dikkat çeken Ziraat Mühendisi Tınmaz, her bitkiye ayrı bakım yaptıklarını söyledi.

Yurt dışından ve Türkiye'nin her yerinden gelen bitkilere için farklı farklı yetiştiricilik ve bakım uyguladıklarını söyleyen Tınmaz, botanik olarak belirlenen bitkilerin doğru çeşit olup olmadığına bakılarak sınıflandırıldığını dile getirdi.

Ziyaretçilerin görebilmesi için çiçekli kısımlar saklanıyor

Modern ve geleneksel tıpta monografili şeklinde isimlendirilen bitkilerin sınıflandırılmasına özellikle dikkat ettiklerini anlatan Tınmaz, "Eğer bitki doğru bir türse daha sonra alanımıza katıyoruz. Tabii zararlıdan ve hastalık arındırılmış olması gerekiyor. Daha sonrasında ise bitkinin üretimine geçiyoruz. Tohumla üretilen, uzun yıllık, çalı türü ve ağaç çeşitlerimiz var. Bu bitkiler için uygun yetiştirme şeklini belirliyoruz. Daha sonrasında ise tohumlarının devamlılığını sağlayabilmek adına düzenli olarak tohum bankamızda korumaya alıyoruz" dedi.

Tınmaz, bitkilerin çiçekli yerlerinin her dönem ziyaretçiler tarafından görülebilmesi düşüncesiyle herbaryum koleksiyonu oluşturduklarını söyledi.

Bitkilerin tedavide kullanılan kısımlarından alınan "drog" örnekleri korunuyor

Bahçede yer alan tohum bankası, laboratuvar, herbaryum ve bitki kurutma alanının sürekli işlevsel halde olduğunu dike getiren Tınmaz, “Bu odalar devamlı olarak döngü halindedir. Tohumu ekilerek büyütülen bitkiden tedavilerde kullanılması adına drog adı verilen örneklerin alıyoruz. Daha sonrasında ise bitkiler kurutuluyor ve paketleniyor. Bu örnekler bir sene kadar depolarda saklanabiliyor” dedi.

Bitkilerin pH değerlerinin birbirinden farklı olduğunu anlatan Tınmaz, "Bazı bitkiler kumlu toprakta büyüyor, bazıları ağır toprakta, bazıları ise kumlu toprakta yetişiyor. Bu sebepten dolayı pH düşürücü bazı tedbirler alıyoruz. Çünkü İstanbul'da bu türde bitkilerin yetişmesi zorlayıcı oluyor. Adaptasyon denemesinde de özellikle sıcak bölge bitkilerini dış alana uyarlama sağlarken pişkinleştirme dediğimiz metodu uyguluyoruz. Bu da bir içeri, bir dışarı taşıyarak adaptasyonunu oluşturmamızla sağlanıyor" ifadesine yer verdi.

Serada sıcak ve ılıman iklim bitkileri yetiştiriliyor

Bahçenin sera alanında sıcak ve ılıman iklimde yetişen yaklaşık 93 bitki türü olduğunu, bunların bir bölümünün ağaç olduğunu söyleyen Tınmaz, laboratuvarda da bahçede üretilen türlerden demonstrasyon amaçlı bazı ürünler oluşturduklarını aktardı.

Tınmaz, ayrıca sene boyunca staj yapmak isteyen öğrencilere basit maserasyon ve krem yapımını, uçucu yağ ve hisrosol üretmeyi gösterdiklerini dile getirdi. Bunun yanı sıra ‘Doğru hasat nasıl yapılır?’ sorusuna ilişkin bilgi verdiklerini söyledi. Bitkilerin tanıtılması düşüncesiyle bahçede kurs, çeşitli çalıştay ve eğitimler düzenlediklerini aktaran Tınmaz, bahçenin haftanın 7 günü ziyaret edilebileceğine dikkat çekti.

Birçok alanda bitkiler kullanılıyor

Tıbbi bitkilerin Türkiye'de daha çok geleneksel olarak kullanıldığını söyleyen Tınmaz, “Sadece geleneksel olarak değil, kozmetik ve sağlık alanında da tıbbi bitkilerden yararlanılıyor. Buna örnek olarak gül ve ıtır bitkilerini verebiliriz. Özellikle bu iki bitki kozmetik sektöründe çok kullanılıyor. Bunların haricinde serada bulunan tropikal meyveler ve yenilebilir otlar da gıda olarak tüketilebiliyor” diyerek sözlerine son verdi.

Yorumlar (0)