Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzincan'daki maden faciasına ilişkin ilk kez konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyarette bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır dönüşü uçakta beraberindeki gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öncelikle Erzincan'da meydana gelen madendeki göçükle alakalı konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylesine büyük boyutta bir heyelan yaşandığı için üzgün olduğunu ifade etti. 600 civarında madencinin çalıştığı bu yerde 9 kişinin maalesef şu anda toprak altında kaldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğinin bilgisini verdi. İlk andan itibaren valinin bölgede olduğunun bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın da bizzat AFAD'la birlikte olaya müdahil olduğunu anlattı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın da olayın olduğu anda kendisinin yanında olduğunu ve yurda dönmesinin olay yerine geçmesinin faydalı olacağını düşündüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakan Bayraktar’ı da hızlıca bölgeye gönderdiklerini belirtti. Bugün itibarıyla İçişleri ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının olayları yakından takip ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışmaların koordinesini üstlenmiş durumdalar. Bu heyelanın teknik incelemeleri, soruşturmaları başladı. Soruşturmaların neticesine göre adımlar mutlaka atılacaktır. Bu aşamada önceliğimiz madencilerimize ulaşabilmek” ifadelerini kullandı.

31 Mart'ta bazıları siyaset sahnesinden silinecek

“Bunlar her dönem, her seçim öncesi maalesef yaşadığımız olaylar. Öyle veya böyle ne yaparlarsa yapsınlar, her şey olacağına varacak. Şurada seçimlere iki ay bile yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık geri sayımın başladığını söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de partisinin grup toplantısında çok açık, net bazı hususları ortaya koyduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı kanaatleri kendisinin de paylaştığını vurguladı. Muhalefetin özellikle mülteci meselesini gündeme getirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların hiçbirinden onlara ekmek çıkmayacağını ve boşuna uğraştıklarını söyledi. 31 Mart’ta kesinlikle bazılarının siyaset sahnesinden tamamen silindiğini görecekleri gün olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatlarla yoğun bir şekilde gerek büyükşehirlerde gerek illerde, ilçelerde Cumhur İttifakı olarak çalışmalarını yaptıklarını aktardı. Şimdi de meclis üyeleriyle ilgili çalışmaları arkadaşlarının Ankara'da genel başkan vekillerimiz ile birlikte yürüttüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah biz de kendilerine katılacağız. Malum benim Samsun mitingim var. Samsun bizim için çok çok önemli. Ondan sonra Giresun, Ordu mitinglerimizi yapacağız. Böylece Karadeniz’i şöyle bir toparlayalım istiyoruz” dedi.

Danıştay'ın aldığı karara sessiz kalmamız mümkün değil

FETÖ'yle irtibatlı 450 hakim ve savcının göreve iadesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ denen bu şer şebekesinin, terör yapılanmasının belini kırdıklarını dile getirdi. FETÖ bataklığını kuruttuklarını ancak sinekleri temizleme işinin daha devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün iç yüzünü anlatmaya, onlarla her alanda mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi. “Mücadelemiz bitmiş değil. Son kukla da Türkiye'ye zarar veremez hale getirilene kadar devam edeceğiz. Yüzlerindeki değişik maskeleri yırtıp atıyoruz ve bunlar böylece meydana çıkıyor. Her kılığa giren bu iradesiz şarlatanların ensesinde olacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, fakat Danıştay'ın aldığı bu karara da sessiz kalmalarının mümkün olmadığını vurguladı. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bazı garip kararlarda Cumhur İttifakı olarak tepkisiz kalmadıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunda da sessiz kalamayacaklarını söyledi.

Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu bu kararları hazmedemediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Danıştay zaman zaman yapıyor. Bu tür kararlarla bizi rahatsız ediyor. Anayasa Mahkemesi’nin sık sık bu tür kararları alması bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Mesela Anayasa Mahkemesi bir de BTK'yla ilgili bir karar almış, hani bunun neresinden gireceksin? Nasıl böyle bir karar alınır? Biz de bu işin üzerine giriyoruz ve gideceğiz. Danıştay'da da bu işin yine aynı şekilde takipçisi olacağız” değerlendirmesinde bulundu.