Türkiye’nin “Barış Pınarı Harekâtı’na”, “5-10 gün süren ekonomik yaptırımlar” uygulandığını da röportajın bağlamına ekleyen haber muhabiri, “Peki bundan sonra ne gibi bir durum askerî yanıt gerektirir?” sorusuna yanıt olarak Pompeo, “ABD'nin çıkarları söz konusu olduğunda ya da dünya genelinde temel ilkelerin uygulanması için güç kullanılmasının gerektiği durumlarda, sahip olduğumuz tüm güçleri kullanırız.” dedi.
ABD yönetiminin, diplomatik ve ekonomik güç kullanmayı tercih ettiğini söyleyen Pompeo, ‘’Barışı savaşa tercih ediyoruz. Ancak, askeri müdahale gerektiği takdirde Başkan Trump, müdahaleyi yerine getirmeye tamamen hazır’’ ifadelerini kullandı.
Canlı yayında CNBC, Bakanın “güç kullanılmasının gerektiği durumlarda, sahip olduğumuz tüm güçleri kullanırız” sözlerini “gerekirse Türkiye’ye askerî müdahele ederiz” sözleriyle değiştirerek konuyu manipüle etti.
Pompeo, asked about Turkey crisis and the Middle East, says Trump is prepared to take military action if needed. https://t.co/a4BNPl2UiA
— CNBC (@CNBC) 21 Ekim 2019
Medya manipülasyonu neden önemli?
Türkiye'nin "Barış Pınarı Harekâtı" süresinc; batı medyası özellikle; PKK, PYD, YPG, SDG, PJAK, KCK gibi terör örgütlerini siyasî parti, özgürlükçü örgütler gibi tanımlamalarla kullanıp, büyük kitleleri manipüle ediyor. Barış Pınarı Harekâtı'nı, Türkiye'nin "özgürlük savaşçılarına" karşı yapılan işgal olarak tanımlıyor. Kitleleri "objektif" bakış açısından ziyade Türkiye'nin DAEŞ'e karşı savaşan sözde "özgürlük savaşçılarına" karşı işgalci olarak tanımlıyor ve geniş kitlelere böyle lanse edip terör örgütlerini meşrulaştırıyor.
Medya; kurulan düşüncelerin ve algının izleyiciye sunulan “imajla” sınırlı olduğunun farkında. Medya, kitlelere sunduğu bilgilerin gündemde tuttuğu süreden ibaret olduğunu biliyor. Bu kişilerin gerçeklik algısında sadece, “Türkiye” imajına “ABD’nin müdahele edeceği ülke” işleniyor. Medyanın hitap ettiği kitle, manipüle olup olmadığını düşünmüyor. Sadece verilen bilgiyi hızlı tüketirken, aklında sadece konuyla ilgili “başlık” kalıyor.
Fransız düşünür Jean Baudrillard, Simülark ve Simülasyon kitabında bu konuyu, “Birey, televizyonda Sudan iç savaşını herhangi bir tuvalet kağıdı reklamıyla aynı duyarsızlıkta izlemektedir. Televizyonu kapattıktan sonra Sudan’daki iç savaş devam etse bile onun için bitmiştir. İşte bireyin yaşadığı bu evren ‘simülasyon evreni’dir. Her şey görüntüden ibaret ve cansızdır.” sözleriyle yorumluyor.