Zehir saçan dereye “temiz” raporu verdiler

Uludağ’dan doğarak Marmara Denizi’ne dökülen dereler, Bursalılara zehir vermeye devam ediyor. Vatandaşların CİMER üzerinden şikayette bulunduğu dereler hakkında Bursa Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından işlem başlatıldı. Ama işlem, vatandaşların umduğu gibi sonuçlanmadı. Ölüm saçan dereye “tertemiz  akıyor” denildi.

YAŞAM 10.04.2022, 17:25
Zehir saçan dereye “temiz” raporu verdiler

Bursa’da yer alan Samanlı Deresi, şubat ayında salınan kimyasal atıklarla birlikte siyaha boyanarak gündeme gelmişti. Vatandaşların CİMER şikayetleri ve yapılan haberler ise bursa Çevre, Şehircilik ve İklim İl Müdürlüğü’nü harekete geçirmişti. Derede incelemede bulunan ekipler, CİMER üzerinden şikayet ileten vatandaşlara şu yazılı cevabı verdi: “Şehrimiz sınırlarındaki Nilüfer Çayı’nda kirlilik ile Samanlı Deresi’nde deşarjdan bahsedilmekte olup gereğinin yapılması talep edilmiştir. İl Müdürlüğümüze bağlı teknik elemanlar tarafından denetimler yapılmaktadır. Yapılan denetimlerde herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmamıştır.”



Dere simsiyah akıyor

Derenin simsiyah rengi ve sağlıksızlığı hakkında yorumda bulunan DOĞADER (Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği) Başkanı Sedat Güler ise şu ifadeleri kullandı: “Bu dere bariz şekilde kirletişmiş ve arıtmadan gelen suyun Uludağ’dan gelen saf içme suyuyla karıştığı görülmüştür. Yakın dönemde vatandaşlarımız konuyu CİMER’e taşımıştır. Ancak Bursa İl Müdürlüğü’nün verdiği cevap şaşkınlığımızı daha da artırmıştır. Bahse konu olan derede herhangi bir deşarj görülmediği belirtilmiştir. Ancak biz burada yaptığımız incelemede suyun hiçbir şekilde arıtılmadığını görüyoruz.”



Eski tip arıtmalar kullanılıyor

“Çevrede kullanılan arıtmalar, eski tip. Bu sebeple kimyasal ve biyolojik arıtma gerçekleştiremiyorlar. Hepsi çökertme sistemi ile çalışıyor. Marmara’da müsilaj hadisesi yeniden hortlarsa buna kimse şaşırmasın. Şu anda asıl tehlike gıda ve su krizi. Nilüfer Çayı artık Bursa’nın kangreni olmuş durumda. Uludağ’da içilebilir şekilde olan su, Samanlı’dan 200 kilometre yol alıyor ve Marmara Denizi’ne dökülene kadar bu duruma geliyor. Bu suyla hayvanların beslenmesini ve tarım yapılmasını istiyorlar. Bir an önce önlem alınmalı.”

Yorumlar (0)