Yargıtay'dan emsal karar: Dengeyi koruyamamak boşanma nedeni
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi milyonlarca evli çifti ilgilendiren emsal bir karar verdi. Verilen kararda eşiyle ailesi arasında dengeyi koruyamamak boşanma sebebi sayıldı.
Şiddetli geçimsizlik yaşayan bir çift Aile Mahkemesi'nde karşılıklı bir boşanma davası açtı. Mahkemede davacı tarafı karşı davalı olan erkeğin ailesi ve eşinin arasındaki dengeyi kuramamasından ve eşine koruyucu davranmamasından şikayetçi oldu.
Mahkeme önce kadının davasının reddine karar verdi
Mahkeme tarafından davalı-karşı davacı kadının kıskanç tavırları bulunduğu ve eşine başkalarının yanında agresif ve sinirli olarak davranıp hakaret ettiği gerekçesiyle kadının ağır , erkeğin ise az kusurlu olduğuna karar verip kadının davasının reddine karar verdi.
Erkeğin davasının ise kabul edilerek tarafların boşanmaları yönünde karar verildi. Verilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilince Yargıtay 2. Hukuk Dairesi devreye girdi. Yargıtaydan çıkan emsal niteliğinde olan kararda şu ifadelere yer verildi:
"Mahkemece davalı-karşı davacı kadının ’Eşine ailesi yanında küçük düşürücü sözler söylemesi’ vakıası kusur olarak yüklenemeyecek ve davacı-karşı davalı erkeğe ilk kararla yüklenen ’Ailesinin evliliğe aşırı müdahalesi vakıası da’ kesinleştiği için kusur olmaktan çıkarılamayacaktır. Gerçekleşen bu duruma göre davacı-karşı davalı erkek davalı-karşı davacı kadına göre daha fazla kusurlu olup mahkemece yapılan kusur belirlemesi doğru olmadığından bozmayı gerektirmiştir.
Kararın bozulmasına hükmedildi
Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın, boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."
