Van Gölü’nün saklı güzellikleri turizme kazandırılacak

Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nde geçmişi 800 bin yıl öncesine dayanan doğal kalıntılar ve yıllardır su altında olan batıklar uzman dalgıçların çektiği görüntüler sayesinde tüm dünya ile paylaşılacak.

YAŞAM 26.10.2021, 17:59 27.10.2021, 11:54
Van Gölü’nün saklı güzellikleri turizme kazandırılacak

Binlerce yıl önce Volkanik Nemrut Dağı’nın patlaması sonucunda oluşan Van Gölü’nün turkuaz renkli sularının tüm sırları uzman dalgıçlar sayesinde artık açığa çıkacak. 3 bin 713 kilometrekarelik geniş alanıyla iki şehrin de kıyısı bulunduğu Van Gölü’ne yapılan profesyonel ve amatör dalışlarda gölün şu ana kadar keşfedilmeyen bütün gizemleri de çözülmüş olacak.  

Su Altı Fotoğrafçılar ve Filmciler Derneği’ne (SUFOD) bağlı üyeler 4 gün boyunca Altınsaç, İnköy ve Adilcevaz açıklarında birçok dalış gerçekleştirerek Van Gölü’ndeki başta Rus batığı ve mikrobiyalitler olmak üzere birçok buraya has güzelliği kayıt altına aldılar.

“Van Gölü cennet gibi”

 Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Dr. Mustafa Akkuş, Van Gölü’nün barındırdığı güzellikler nedeniyle adeta bir cennet gibi olduğunu belirtti. Akkuş, “Su Altı Fotoğrafçılar ve Filmciler Derneği (SUFOD) Başkanı ve değerli ekibiyle Van Gölü’ne dalışlar gerçekleştirerek su altındaki muhteşem güzellikleri görüntülediler. Van Gölü ülkemizin henüz tam olarak araştırılmamış en büyük ekosistemlerinden biri olma özelliğini taşıyor.  Bu nedenle uzmanların bölgeye olan yakın ilgisi bizler için çok kıymet taşıyor. Özellikle çekilen bu yeni görüntüler Van Gölü’nün tanıtılması burada bir dalış turizminin yaratılması açısından çok önemli bir potansiyel teşkil ediyor. Biz yapılacak yatırımlarla önümüzdeki yıllarda Van Gölü’nün çevresinde birçok dalış rehberi yetişmesini umuyoruz” dedi.

“Kapadokya’daki peribacaları sanki burada suyun altında”

Su Altı Fotoğrafçılar ve Filmciler Derneği (SUFOD) Başkanı Ateş Evirgen ise Van Gölü’nün zenginliklerinin henüz keşfedilmediğini belirterek, biz Türkiye’nin dört bir yanındaki denizlere dalar ve oraları görüntüleriz. Ama ilk sular Anadolu’nun en önemli zenginliklerinden biridir. Bunların başında da Van Gölü gelmekte. Biz buradan hep uzak durduk. Çünkü içindeki canlı türleri çok azdı. Son yıllarda biz Van Gölü’nü hep inci kefali ile tanıyoruz. Ama onlardan daha önemli buradaki mikrobiyalitler. Kapadokya’daki peribacalarının görüntüsü burada su altında. 4 günde bunların hepsini görüntüledik. Bizim bütün amacımız burasının gizli kalmış ve henüz keşfedilmemiş güzelliklerini insanlarla buluşturmak ve buraya artı bir değer katmak. Biz bugünden sonra çalışmalarımızla tüm Türkiye’ye Van Gölü’nü tanıtmak istiyoruz” açıklamasını yaptı.  

Bandırma 17 Eylül Üniversitesi’nde Denizcilik Fakültesi Dekanı olarak görev yapan Prof. Dr. Mustafa Sarı da, yaklaşık 8 yıldır Van Gölü’ndeki mikrobiyalitler üzerinde çalıştıklarını söyledi.  Sarı, “4 gündür Su Altı Fotoğrafçılar ve Filmciler Derneği ile çalışmalar yapıyoruz. Mikrobiyalitleri ortaya çıkarmıştık şimdi bunların tanıtılması ve turizm sektörüne kazandırılması için yoğun bir çaba var” şeklinde konuştu.  

Yorumlar (0)