Türkiye'deki karakulak popülasyonu tehlike altında
Yaz aylarında meydana gelen yangınlardan dolayı özellikle de Türkiye'nin güneybatısındaki ormanlarda yaşayan vahşi kedi türü olan karakulağın neslinin, tükenme tehdidi altında olduğu söyleniyor. Karakulak popülasyonunun yüzde 40'ının yok olduğunu kaydeden yaban hayatı uzmanı Yasin İlemin, bu türün korunması için öncelikle yaşam alanlarının rehabilite edilmesi gerektiğini ifade etti.
Muğla'da son yılların yaz aylarında yaşanan orman yangınları nedeniyle bölgedeki canlı popülasyonunun tehlike altında olduğu söyleniyor. Nesli tehlike altına giren canlılardan birinin de yabani bir kedi türü olan "karakulak" olduğu belirtiliyor. Bodrum'da yapılan Karakulak Çalıştayı'na katılan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Dr. Öğretim Görevlisi Yasin İlemin, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan bu tür hakkında bilgiler verdi.
"Yaklaşık 3 bin karakulak kaldı"
Aynı zamanda yaban hayatı uzmanı olan Yasin İlemin, Türkiye'nin güneybatı bölgesinde yaşayan bu yabani kedi türünün tehlike altında olduğunu belirtti. İlemin, "Bu türün yaklaşık 3 bin bireyinin kaldığı düşünülüyor. Makilik ve ormanlık alanlarda, Türkiye'nin güneybatısında yaşıyor. 'Nesli Tehlikedeki Türler Projesi' kapsamında karakulakların korunması adına çalışmalar yürütülüyor." ifadelerini kullandı.
"Maki ve kızılçamların yanması, karakulakları tehlikeye soktu"
Ortalama bir karakulağın ağırlığının 15 kilogram olduğunu kaydeden İlemin, "Tavşan ve keklik gibi hayvanları avlıyorlar. Genellikle Antalya, Aydın, Burdur ve Muğla gibi ülkenin güneybatısında yer alan bölgelerde yaşıyorlar. Son zamanlarda yaşanan orman yangınları nedeniyle yaşam alanları daraldı. Yangınlarda maki ve kızılçam habitatının zarar görmesi, karakulak popülasyonunu tehlikeye soktu. Yangınların ardından bölgenin rehabilite edilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Karakulak sayısında yüzde 40 düşüş var"
Marmaris'te yaşayan karakulak sayısının yangınlardan dolayı yüzde 40 oranında azaldığını ifade eden İlemin, "Her karakulağı tek tek korumak çözüm değil. Önemli olan, onların yaşam alanlarını tümden korumak. Buralarda başlatılacak ağaçlandırma çalışmalarında ekosistemin özellikleri göz önünde bulundurulmalı. Doğru ağaç dikimi sayesinde bölgede eskisi gibi bir yaşam alanı oluşacak." dedi.
