TBMM Araştırma Komisyonu, müsilaja karşı 157 çözüm önerisi sundu

Marmara Denizi'ndeki müsilaj problemine karşı sunulan 157 çözüm tavsiyesinde, tüm endüstriyel ve  evsel atık suların, ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulması gerektiği aktarıldı. 

YAŞAM 11.04.2022, 10:00 11.04.2022, 10:06
TBMM Araştırma Komisyonu, müsilaja karşı 157 çözüm önerisi sundu

Başta Marmara Denizi olmak üzere denizlerdeki müsilaj probleminin sebeplerinin araştırılarak alınması planlanan tedbirlerin tespit edilmesi hedefiyle kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun, 4 aylık çalışmadan sonra hazırladığı raporda, problemler tespit edilerek çözüm tavsiyeleri sunuldu.

"Marmara, büyük oranda oksijenini kaybetti"

Meclis Başkanlığına iletilen raporda, besin tuzu miktarının Marmara Denizi'nde artmasının bir neticesi olarak; biyolojik üretim yüzey sularında arttı ve ışıklı tabakanın kalınlığı ise azaldı. Zaman içinde bu durum, Marmara Denizi oksijeninin büyük bir bölümünün yitirilmesine ve oksijen azlığı gibi ekosistemi ciddi derece tehdit eden risklerle karşı karşıya bırakmasına yol açtı.

Yapılan çalışmalarla Marmara'nın sularında oksijen konsantrasyonunun 7,3 mikrometre düzeyine kadar indiği belirlendi. Raporda, Marmara'da mevcut kirliliğin yüzde 76,53'ünün İstanbul kaynaklı olduğu, sırasıyla İstanbul'u, Kocaeli ve Bursa'nın takip ettiği bildirildi.

"Son 40 senedir yoğun çevresel problemler var"

Özellikle son 40 yıldır Marmara Denizi'nin yoğun çevresel problemlerin baskısı altında olduğuna dikkat çekilen raporda, bölgede artan nüfus, sanayi atıklarının sebep olduğu kirlilik, yoğun şehirleşme ve arıtma tesislerinin yetersizleşmesine yol açtığı kaydedildi. Endüstriyel ve evsel atıkların yetersiz veya doğrudan arıtma ile denize verilmesi ve gemicilik, turizm, tarım gibi faaliyetler neticesinde organik yüklerde yaşanan artışın, Marmara Denizi'ni ötrofik duruma getirdiği bildirildi.

"İklim değişikliği ve çevre sorunları biyoçeşitliliği azalttı"

Son dönemde çevre problemleri ile iklim değişikliğinin etkisinin deniz ekosistemlerine baskı teşkil ettiği, biyoçeşitliliğin azalmasına sebep olduğu, denizel canlı yaşamını riske attığı kaydedilen raporda, atıkların denize deşarjı aşamasında organik birikimin taşıma kapasitesini geçmesi, iklim değişikliği neticesinde deniz suyu sıcaklıklarında yaşanan artış ve durağan deniz koşullarının su değişimini kısıtlaması gibi oluşumların tetiklediği plankton patlamaları tarzı olayların daha sık bir şekilde gözlenmeye başlandığına vurgu yapıldı.

Deniz ekosisteminde yaşanan bu değişimlerin bir neticesi olarak Marmara Denizi'nde ilk defa 2007 yılından müsilajın gözlendiği ancak etkisinin sınırlı kaldığı belirtilen raporda, denizdeki bakteri faaliyetleri ve plankton artışı ile kaygan/yapışkan topaklanmalar biçiminde gözlenen müsilajın, Marmara Denizi'ndeki etkisinin, son zamanlarda yeniden izlenmeye başlandığı bildirildi.

Raporda, 2020’nin sonbaharında Marmara Denizi'nde ortaya çıkan ve 2021 yılının ilkbaharında özellikle etkisi artan müsilajın kaygı verici boyuta ulaştığı ifade edildi.

Müsilajın kontrolü, engellenmesi ve etkilerine karşı tavsiyeler

Raporda, müsilajın kontrol altına alınması, önlenmesi ve etkilerine yönelik 17 ana başlıkta 157 öneri aktarıldı.

Atık su yönetiminde "maksimum geri kazanım" ve "en az kirletme" konularının temel prensip olması gerektiği aktarılan raporda, arıtılmış evsel atık suların yeşil alan, bahçe ve park, sulamalarında ve sanayide kullanımının yaygınlaştırılması tavsiye edildi.

Çevre kirliliğine sebep olma potansiyeli yüksek olan sanayi sektörlerinin ihtisas organize sanayi alanlarında bir araya getirilmesinin teşvik edilmesi gerektiği belirtilen raporda, çevre cezalarının bir bölümü ile belediyelerin atık su ücretlerinin bir bölümünün valilikler koordinesinde oluşturulacak bir fona transfer edilmesi ve bu fonda birikecek olan paranın sadece arıtma tesislerinin işletimi ve yapımı için kullanılması istendi.

Başta Marmara Denizi olmak üzere termik santrallerin soğutma sularının denizlere olumsuz etkilerine son verilmesi gerektiğine dikkat çekilen raporda, zeytin kara suyu kaynaklı kirliliğin engellenmesi için atık su azaltımını yapacak olan iki fazlı sistemlerin yaygınlaştırılmasına ilişkin gerekli teşviklerin uygulamaya alınması talep edildi.

Meclis Araştırma Komisyonu’nun söz konusu raporunda öncelikli tedbir olarak; arıtma tesislerinde geri kazanımı yapılması, tüm endüstriyel ve evsel atık suların ileri derece biyolojik arıtmaya tabi tutulması, Marmara Denizi'nin azot-fosfor yükünün azaltılması tavsiye edildi.

Belediyelerin tahsil etmiş olduğu atık su bedellerinin, belediye bütçesinde özel bir hesaba transfer edilerek sadece arıtma tesislerinin işletilmesi ve yapımı için kullanılması gerektiği belirtilen raporda, arıtma tesisinin yapımı için söz konusu kurumun uygun ve yeterli alanı olmadığı durumda Hazine arazilerinden arsa tahsisine başvurulması gerektiği ifade edildi.

Raporda, başta Tuna Nehri olmak üzere Karadeniz'e doğru dökülen bütün nehirlerin kirlilik etkisinin tespiti için kıyıdaş ülkelerle iş birliği şeklinde yürütülen çalışmaların, daha etkili ve verimli duruma getirilmesi tavsiyesi yer aldı.

Su kaynaklarının korunması amacıyla “kirleten öder” ve "kullanan öder" prensiplerinin uygulanacağı bir ekonomik yapıya ihtiyaç olduğu belirtilen raporda, bu kapsamda su ve atık su ödemeleri için tam maliyete dayalı tarifelerin belirlenmesi talep edildi.

"Katı atıklar depolama tesisine yollansın"

Bütüncül bir yaklaşımla Marmara Denizi için iklim değişimini göz önüne alan yeni bir atık yönetim politikasına ihtiyaç duyulduğu belirtilen raporda sunulan diğer tavsiyelerin bazıları şu şekilde:

- Marmara Denizi Havzası'ndaki bütün düzensiz depolama tesisleri, rehabilitasyonu uygulanarak kapatılmalı ve havzada ortaya çıkan bütün katı atıklar geri kazanımın ardından düzenli depolama tesislerine yollanmalı.

- Deniz araçlarının kirli balast ve sintine suyu gibi atıklarının denize kaçak bir şekilde deşarj edilmesini engellemek adına denetimler sıklaştırılmalı, Marmara Denizi bütünüyle, uçak ve diğer hava araçları yoluyla havadan denetlenmeli.

- Gemilerin atık sularının Marmara Denizi'ne boşaltılmasının engellenmesine ilişkin düzenleme yapılmalı ve hemen hayata geçirilmeli.

- Marmara Denizi Havzası'ndaki söz konusu denetimlerde uzaktan algılama, erken ve uydu uyarı sistemleri, radar ve insansız hava araçları sistemlerinin kullanımı artırılmalı.

- Anlık izleme sistem verileri, uydu verileri ve laboratuvar neticelerine göre aşırı alg artışları ve müsilajın takibi yapılmalı, bu kapsamda gerekli önlemler alınmalı.

- Kıyı yapıları ve deniz dolgusunun doğal yapıya etkilerinin en az seviyeye indirilmesi ve "suyun kumla buluşması" bu konuda temel prensip olmalı.

- Çevreye saygılı üretim gerçekleştiren, ileri biyolojik atık su arıtma tesisini işleten ve gri su kullanan, sıfır atık projesini uygulayan şirketler ödüllendirilmeli.

- Kişisel hijyen ve deterjan ürünlerinden kaynaklandığı belirlenen fosfor kirliliğinin azaltılması amacıyla yüzey aktif madde ve fosfor içeren temizlik malzemelerinin kullanımı azaltılmalı, fosforsuz ürünlerin üretimine ilişkin mevzuat düzenlemeleri gerçekleştirilmeli.

- Çevre etkili ürünlerin temizlik malzemelerinde kullanımı yaygınlaştırılmalı, çevre etiketli ürünlerin yaygınlaştırılması için sosyal medya hesabı ve bir web sitesi kullanıma açılmalı.

- Milli Eğitim Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde çevre konulu etkinlikler yapılmalı.

- Gönüllü çevre dedektifleri yetiştirilmesine ilişkin programlar yapılmalı ve eğitimler verilmelidir.

- Çevre yönetimine yönelik konular, eğitim-öğretime müfredatına dahil edilmeli.

- Öncelikli olmak üzere bakteriden memeliye kadar Marmara Denizi biyoçeşitliliği tespit edilmeli ve kayıt altına alınmalıdır. Buradan toplanan veriler ile tarihi veriler mukayese edilerek türlerin, yabancı ve yerli tür tespiti yapılmalı, istilacı olma potansiyeli bulunan yabancı türler araştırılmalı ve bütün canlı gruplarını kapsayacak bir biçimde düzenli izleme çalışmalarıyla hızlı şekilde yeni yabancı türler tanımlanmalı.

- Deniz canlılarını ve o canlıları besin zinciri sebebiyle tüketenleri olumsuz bir şekilde etkileyen plastik ve mikro plastik kirliliklerin engellenmesi için gerekli önlemler alınmalı.

- Marmara Denizi'nde yapılan balıkçılık faaliyetlerine ilave düzenlemeler uygulanarak av baskısının azaltılması amacıyla insan gıdası dışında su ürünleri istihsalinin sınırlanmasına ilişkin düzenlemeler yapılmalı.

- Su kalitesinin Marmara Denizi'nde geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla midye yetiştiriciliği için uygun yerler tespit edilmeli ve bunların kapasitesi artırılmalı.

- Nesli tehlikede ve koruma altında bulunan Mersin balığı, büyük camgöz köpek balığı, deniz alası, pervane balığı, deniz atı, yağlı balık, deniz çayırları, kırmızı yıldız, mercanlar, deniz süngeri, yunus ve Akdeniz foku, deniz kaplumbağası gibi türlerin üreme ve yaşama alanları iyileştirilerek güvenli bir şekilde korunmaları ve çoğalmaları için çalışmalar artırılmalı.

Yorumlar (0)