Siyanürlü katil, mahkemede tüyler ürpertti!

Anne ve babasını siyanürle öldüren, 16 yaşındaki kardeşi Emir Can Kalkan ile 4 yaşındaki Mehmet Taha Kalkan'ı da aynı yöntemle öldürmek isteyen üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Mahmut Can Kalkan'ın mahkemedeki ifadesi tüyler ürpertti.

YAŞAM 02.10.2019, 16:09
Siyanürlü katil, mahkemede tüyler ürpertti!

İzmir ili Bayraklı ilçesinde hazırladığı siyanürlü şerbeti içirdiği anne ve babasını öldüren, karışımı zorla içirmeye çalıştığı kardeşini de yaralayan tutuklu sanık Mahmut Can Kalkan ilk kez hakim karşısına çıktı. 21 yaşındaki üniversite öğrencisi sanık Mahmut Can Kalkan'ın, " 'Kırmızı gözlü', ailemi ortadan kaldırmaya zorladı, ben direndim fakat sonunda dediğini yapmak zorunda kaldım. Keşke yapmasaydım." şeklinde verdiği ifade kan dondurdu.

Siyanürlü cinayet davası, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Duruşmaya, tutuklu sanık Mahmut Can Kalkan (21), davanın müştekisi durumunda bulunan kardeşi Emir Can Kalkan (16), dedesi, avukatları ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Emine Şentüfekçi Tezcan katıldı.

"Kırmızı gözlü" kadın (!) azmettirdi

Sanık Mahmut Can Kalkan, savunmasında olaydan bir süre önce kız arkadaşından ayrıldığını ve depresyona girdiğini, daha sonra sevgilisine benzeyen "kırmızı gözlü" bir kadınla tanıştığını, bu kadının kendisine, "Aileni ortadan kaldırıp kaçalım." dediğini ileri sürdü.

Mahmut Can Kalkan, "Annemi seviyorum, babamı az seviyorum... Küçük kardeşim Taha'yı (4) çok seviyorum. Kardeşim Emir Can Kalkan (16) duruşma salonuna girdiği sırada bana 'elini boğazına götürerek kesme işareti yaptığı için' onu sevmiyorum. 'Kırmızı gözlünün' ısrarı üzerine bu olayı gerçekleştirdim." diye konuştu. 

Duruşma sırasında Mahkeme Başkanı'nın "Kırmızı gözlü salonda mı?" diye sorması üzerine sanık Kalkan, "Kırmızı gözlü şu anda salonda değil. O da benim gibi cezaevinde." cevabını verdi.

Cinayetten bir gün önce 220 lira karşılığında internetten deney yapmak için siyanür satın aldığını belirten Kalkan, "Dolaptan üç bardak aldım ve bardaklara su doldurdum. Her bardağa siyanürden üçer çay kaşığı koyup karıştırdım. Emir Can (16) içmek istemedi ve direndi. Babam ve annem siyanürlü suyu içtikten sonra babam, 'Ne içirdin?' diye sordu. 'Zehir' dedim. 'Yoğurt yiyelim' dedi, kusmaya çalıştı. 3 ay önceden 'kırmızı gözlü', beni ailemi ortadan kaldırmaya zorladı, ben direndim fakat son olarak benden istediğini yapmak zorunda kaldım." şeklinde konuştu.

Eski sevgilisinin yeni sevgilisini de öldürmek istemiş

Üniversite öğrencisi Kalkan, ayrıldığı kız arkadaşını çok sevdiğini söyleyerek, "Ayrıldıktan sonra küpeli bir çocukla çıkmaya başladı. Ayrılığı o istedi. Ben onu çok seviyordum. Aslında o küpeli çocuğu da öldürmek istedim ama yapamadım." ifadelerini kullandı.

Babasını suçladı

Mahmut Can Kalkan, olaydan önce problemleri olduğunu babasına söylediğini fakat babasının kendisine "Turp gibisin, evlensen çocuğun olur" diyerek tedavisini yaptırmadığını iddia etti. Kız arkadaşından ayrıldıktan sonra da babasının, "Senin ne mal olduğunu anlamıştır" dediğini ileri süren Kalkan, "Madem öyle, babam benim böyle olduğumu biliyorduysa, neden tedavimi yaptırmadı?" diye sordu.

Kalkan, "Şu anda salonda gazeteciler var mı? Onlar beni medyatik yaptılar." diyerek basına da sataştı.

Mahkeme Başkanı'nın "Eklemek istediğin birşey var mı?" sorusuna sanık Mahmut Can Kalkan, kardeşi Emir Can Kalkan'a bakarak, "Bana lastikli çarşaf lazım. Bir de meydancıya (hapishane koğuşlarında ayak işlerini gören kimse) çok borcum var. Ödeyemiyorum. 200 lira yeter." cevabını verdi. Son olarak sanık Kalkan, "Bana para lazım. Başka bir şey yok. Teşekkür ederim." dedi.

Mahkeme Başkanı, "Böyle bir şey yaptığına değdi mi?" diye sordu. Mahkeme Başkanı'nın bu sorusuna ise sanık Kalkan, "Değmedi. Keşke yapmasaydım." karşılığını verdi.

Mahkeme Başkanı, sanığın savunma yapmadan önce boş gözlerle çevresine bakmasını, ifadesi sırasında gözyaşı dökmesini ve bu sebeple kendisine peçete verilmesini de tutanağa geçirdi.

Müştekiler neler dedi?

Müşteki Emir Can Kalkan (16), ağabeyinin içirmeye çalıştığı içeceğin tadını alınca vazgeçtiğini, sıvıyı kendisine zorla içirmeye çalıştığını, annesinin, "Oğlum bize ne içirdin?" diye sorması üzerine, "Potasyum siyanür verdim. Son 10 dakikanız" dediğini ifade etti.

Emir Can Kalkan, olay sebebiyle uzunca bir süre sol kolunu kullanamadığını ve tedavi gördüğünü de vurgulayarak, "Babamı ve annemi kaybettim." dedi ve şikâyetçi olduğunu belirtti.

Sanığın dedesi müşteki Mahmut Kalkan ise "Sanık benim torunumdur. Ölen Mehmet benim oğlum olur. Kendilerini yaklaşık bir yıldır görmüyordum. Yaşananları duyduktan sonra geldim. Torunum Mahmut Can'ın psikolojik sıkıntı yaşadığını görmedim. Biri oğlum, biri torunum. Kanun neyi gerektiriyorsa o olsun. Şikâyetçiyim." ifadesini verdi.

Mahkeme heyeti, yargılama sonunda, sanığın cezai ehliyeti yönünden düzenlenmiş rapor bulunup bulunmadığının sorulması için Savcılık tarafından gönderildiği Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk hâlinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. 

Olay

14 Mayıs 2019 tarihinde İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Mahmut Can Kalkan, satın aldığı siyanürü suya karıştırıp anne ve babasına içirmiş, 16 yaşındaki Emir Can Kalkan ise sıvıyı içmeyi kabul etmemişti. Mahmut Can Kalkan'ın zorla içirmeye çalıştığı sıvı Emir Can Kalkan'ın üzerine dökülmüş, evdeki küçük kardeşi Mehmet Taha Kalkan da siyanürden bu kaza nedeniyle etkilenmişti.

Hastaneye kaldırılan anne ve baba yaşamını yitirmiş, mağdurlar Emir Can Kalkan ve Mehmet Taha Kalkan ise tedavilerinin ardından hastaneden taburcu edilmişti.

Zanlı Mahmut Can Kalkan, "kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs" suçlamasıyla tutuklanmıştı. Mahmut Can Kalkan hakkında, iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

İddianamede sanık Mahmut Can Kalkan'ın şu ifadesine yer verilmişti:

"İki yıl önce kimya laboratuvarında kırmızı gözlü, siyah pelerinli, mekanik sesli, cinsiyeti olmayan biriyle tanıştım. Bu şahıs laboratuvarda ya da uyuduğumda yanıma geliyordu. Sürekli deney yapmak istediğini söylüyordu. Benden siyanür bulmamı istedi. Aldığım bir kilo siyanürü eve götürdüm. Babamı kırmızı gözlü şahıs ile konuşurken gördüm. Babam 'Biz kırmızı göz ile anlaştık, hep beraber uyuyacağız, sen hazırla getir ama küçük kardeşe içirme, o korkar.' dedi. Siyanürden 3 bardağa üçer çay kaşığı koyarak karıştırdım. Annem, babam ve kardeşim içti. Küçük kardeşimi korkmasın diye tuvalete götürdüm."

İddianamede sanığın suç işlediği sırada akıl hastası olup olmadığının tespiti açısından gözlem altına alındığı belirtilmiş, sanık hakkında rapor tanzim edildiğinde raporun bilahare mahkemeye gönderileceği de ifade edilmişti.

Yorumlar (1)
Gökhan yıldırım 5 yıl önce
Budamı odamı şudamı sıradamı aradamı kapıdamı