Nemrut Kalderası, UNESCO listesine dahil edilecek

Doğal güzelliklerinin dışında biyoçeşitliliğiyle de ilgi odağı olan Nemrut Krater Gölü’nü ve çevresini tüm dünyaya tanıtmak isteyen Türkiye, Nemrut Kalderası’nın UNESCO’ dahil edilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.

YAŞAM 19.07.2021, 16:43 20.07.2021, 16:11
Nemrut Kalderası, UNESCO listesine dahil edilecek

Türkiye, Nemrut Krater Gölü ve çevresini bütün dünyaya tanıtmak amacıyla harekete geçti.

Eşsiz bir manzaraya sahip

Bitlis Tatvan’da her sene binlerce yabancı ve yerli turisti ağırlayan, 2 bin 250 metre rakımda bulunan Nemrut Kalderası'nın, UNESCO'nun Küresel Jeopark Ağı listesine eklenerek bütün dünyaya tanıtılması amacıyla çalışmalar devam ediyor.

5 sene önce Bitlis Eren Üniversitesi tarafından başlatılan "Bitlis Nemrut-Süphan Potansiyel Jeopark Alanı" projesi çerçevesinde, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yıldırım Güngör ile birlikte Bitlis Eren Üniversitesi’nden akademisyenler, Nemrut Krater Gölü ve etrafında araştırmalarını sürdürüyor.

Eşsiz manzarası ve doğal güzelliklerinin yanında, buz mağarası,buhar bacası, soğuk ve sıcak gölleri ile biyoçeşitliliğiyle dikkat çeken çıkan alanda incelemeler gerçekleştiren akademisyenler,  endemik bitki türlerini, kalderanın bitki örtüsünü, toprak ve taş yapısını ve jeomorfolojik özelliklerini belirliyor.

UNESCO’ya başvuru yapılacak

Büyük ölçüde tamamlanan bilimsel çalışmalar neticesinde ortaya çıkacak raporlar çerçevesinde, Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesiyle "Mükemmeliyet Ödülü" alan Nemrut Kalderası'nın, Küresel Jeopark Ağı'na eklenmesi için UNESCO'ya başvuru planlanıyor.

Projenin onaylanmasıyla birlikte turizme önemli katkısı olan Nemrut Krater Gölü'nün dünya genelinde bilinen bir yer haline getirilmesi amaçlanıyor.

Denetim gerçekleştirilecek

Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Necmettin Elmastaş, proje çerçevesinde akademisyenlerin Nemrut Kalderası'nda ve etrafında jeolojik ve jeomorfolojik anlamda bilimsel çalışma gerçekleştirdiğini ifade etti.

Akademisyenlerin büyük ölçüde tamamladığı bilimsel çalışmaların ardından Nemrut'un jeopark olabilmesi için birtakım uygulama alanlarının kurulması gerektiğini belirten Elmastaş, şunları aktardı:

"Yeni bir projeyle doğal ortama zarar vermeden jeosit alanlar ve patika yolların tespiti gerekiyor. Bunların bitmesinin ardından UNESCO'ya başvurulacak. Başvurumuzu 2022’de UNESCO'ya yapmayı planlıyoruz. Bir problem olmazsa 2023'te de UNESCO gelip burayı denetleyecek ve ardından listeye alacak. Listeye aldıktan sonra uluslararası anlamda bir jeopark unvanını kazanacak. Şu anda Türkiye'de jeoparkın tek örneği Kula Jeoparkı'dır. Bu projeyi tamamlayabilirsek Nemrut Kalderası, Türkiye’deki ikinci jeopark olacak. Bu jeopark turizm anlamında ciddi bir gelişmeye öncülük edecek. Başka ülkelerde yaşayanlar, Türkiye'yi bilmese dahi UNESCO'nun jeopark listesine bakarak Türkiye’deki Nemrut ve Kula jeoparklarını görebilecek, ardından gelip ziyaret edebilecek. Böylece binlerce insan belki gelecek ve turizme önemli bir katkı sağlayacak.”

“Jeopark olarak zengin unsurlar barındırıyor”

Volkanik patlama neticesinde oluşan Nemrut Kalderası'nda, soğuk ve sıcak göllerin yanında soğuk mağara, buhar bacası, jeosit noktaları, obsidyen ile Türkiye'de en son lav akıntısının bulunduğu alanların olduğunu ifade eden Elmastaş, bu bölgenin jeolojik ve jeomorfolojik açıdan çok değerli, bilimsel anlamda ilgi çeken bir yer olduğunu dile getirdi.

Bunların yanında jeopark için beşeri unsurların da kritik olduğunu ifade eden Elmastaş, şu açıklamaları yaptı:

"Nemrut Dağı ve etrafı, yalnızca doğal ortam ile değil, beşeri unsurlar ile de ayrıca çok zengin bir bölge. Bu bölgenin jeopark olması bakımından zengin unsurları var. Hocalarımız, jeopark şeklinde düşündüğümüz yalnızca Nemrut Volkanı'nı değil, aynı şekilde yakınındaki bölgeleri de jeosit olarak tespit etmiş. Bunu yeniden revize edeceğiz. Başlangıç olarak El-Aman Hanı noktası olacak. Nemrut'u ziyaret etmek isteyenler başlangıç olarak El-Aman Hanı'na gelecek, daha sonra Nemrut ve etrafındaki jeosit bölgelerine ulaşacaklar. Bu sebeple fazlasıyla zengin bir potansiyel, senelerdir burada duruyor. Üniversite olarak harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz."

Uygulama projesi çerçevesinde doğal ortamın zarar görmemesi için kalderanın girişinde, insanların ihtiyaçlarını karşılayabileceği mekanların yapılması gerektiğini vurgulayan Elmastaş, "Nemrut'taki tüm unsurlar araştırılıyor. Oradaki fauna, bitki örtüsü, toprak yapısı, kayaç ve taş gibi ne varsa tüm bunlar bir bütünü oluşturuyor. Bunlarla beraber beşeri faaliyetler, çevre köylerdeki insanların üretimi olan ürünler de jeoparkın unsurlarını tamamlıyor." açıklamasını yaptı.

Yorumlar (0)