Marmara’yı ele geçiren deniz salyası, balıkları körleştirdi 

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın son açıklamalarına göre Marmara Denizi’ni esir alan deniz salyaları, balıkları körleştirdi. Bu salyalar kısa süre içinde Kuzey Ege ve Karadeniz’i de saracak, balıkçılık faaliyetleri durma noktasına gelecek. 

YAŞAM 18.05.2021, 11:15 19.05.2021, 09:34
Marmara’yı ele geçiren deniz salyası, balıkları körleştirdi 

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) görevlileri, Marmara Denizi’ni kısa sürede saran müsilaj (deniz salyası) hakkında araştırmalar yaptı. Yaklaşık bir ay önce Marmara kıyılarında ortaya çıkan ve Kuzey Ege ile Karadeniz’e doğru ilerleyen deniz salyasının Marmara Denizi’ni kirletmeye 80’li yıllarda başlamış. O yıllardan bu yana her sene ilkbahar döneminde fitoplankton patlamalarının yaşandığını belirten uzmanlar, şu anda bu durumun daha yaygın ve çok olduğunu dile getiriyor.



Normalde en fazla 3 gün devam ediyordu

TÜDAV uzmanları, yaşanan bu plankton patlamalarının aslında her ilkbahar mevsiminde en fazla 3 gün boyunca yaşandığını fakat bu yıl uzun süre boyunca denizlerde yer ettiğini aktarıyor: “Oluşan salya, suyun üzerinde krem-kahverengi ve yer yer de kırmızı renkte tabakalar oluşturdu ve bunlar da deniz kirini tutarak daha fazla kirlenmeye sebep oldu. 2007 ve 2009 arasındaki 3 sene boyunca Marmara Denizi yine bu şekilde renklenmişti. O dönemde sarı renkli tabakalar oluşmuştu ve çamura benziyordu.”



“Petrolün de etkisi var”

“Denizde biriken salyanın kısa sürede bu şekilde kümelenmesinde denize bırakılan yabancı cisimlerin ve petrolün de etkisi bulunuyor. Bu salyaların deniz üstünde görünen kısmı, yalnızca az bir miktarı. Çoğunluğu, deniz dibine inerek canlıların yaşamını tehdit ediyor. Deniz suyundaki ve yosunların ürettiği oksijenleri emiyor. Bu da deniz canlıların toplu ölümlerine sebep oluyor. Son yapılan araştırmaya göre ise balıkların körleşmesine sebep oluyor. Suyun üzerini kaplayan salya, deniz dibindeki yosunlara daha az güneş ışığı gelmesine ve daha az oksijen üretmesine sebep oluyor.”



“Kuzey Ege’yi ve Batı Karadeniz’i esir alacak”

“Müsilajlar, özellikle son iki senedir Marmara ile birlikte Batı Karadeniz’i ve Kuzey Ege’yi de esir alıyordu fakat ilk defa bu kadar şiddetli şekilde yaşandı. Oldukça geniş hatlara yayılan ve su üzerinde kalın tabakalar oluşturan müsilajlar, rüzgarın ve dalgaların etkisiyle kısa sürede yayılabiliyor. Fakat denizlerde akıntı olmadığı için farklı denizlere de gitmiyor. Müsilajların bu şekilde kümelenmesi, ‘deniz karı’ ismiyle bilinen oluşumları meydana getirecek. Bu da denizde yer alan gorgonların, kabukluların ve süngerlerin ortadan kalkmasına sebep olacak. Deniz salyaları, bu sene de Batı Karadeniz ve Kuzey Ege’yi esir alacak.”



Biyolojik çeşitlilikte azalma yaşanacak

“Müsilaj sebebiyle denizlerdeki biyolojik çeşitlilikte azalmalar yaşanacak.  Aniden oluşan ve yıllardır artarak devam eden müsilajlar sayesinde deniz sıcaklığı artacak. Bu durum da zooplanktonları baskılayarak onları azaltacak. Salyanın artmasının bir diğer sebebi de evsel atıkların denize bırakılması. Atık yağlar, plastikler gibi çöplerin denizlerde bulunması sebebiyle yalnızca deniz canlılarının değil deniz suyunun da tehlikeli olduğunu söylemek mümkün.”



Deniz kenarındaki yerleşimler de olumsuz etkiliyor 

“Evsel atıkların denize ulaşmasında en büyük etken, deniz kenarlarında yerleşim alanlarının oluşturulması. 20 sene öncesine kadar deniz kıyısındaki yerleşimler azdı. Bu da çöplerin suya ulaşmasını engelliyordu. Fakat hızlı şehirleşme ve bu sürede yeterli altyapının oluşturulmaması, deniz canlılarının aşırı avlanması, iklim krizi gibi tüm etkenler birleşince elimizde pis bir su kaldı. Kirlenme için önemli tedbirler almamız gerekiyordu ama almadık. Doğayı korumadık.”



Müsilajlar temizlenebilir

“Şimdi atabileceğimiz bazı adımlar var. Örneğin petrolün yayılmasını önleyen sisteme sahip gemilerle bu müsilajları toplayabiliriz. Bu şekilde hala hayatta olan denizaltı canlılarını koruyabiliriz. Denizleri temizleyebiliriz. Arıtma tesisleri yapabiliriz. Fakat elbette ki bunlar, müsilaj oluşumunu durdurmayacaktır. Bundan sonraki süreç için üç denizde de izleme çalışmaları yapılmalı.” 

Yorumlar (0)