“Kargocuyuz” dediler, saadet zinciri kurdular
İstanbul Sancaktepe’de merkezi bulunan bir kargo şirketi, yurdun dört bir yanında teminat belgesi ve banka mektubu ile açtırdıkları 130 acentenin sahibini dolandırdı. Toplamda 30 milyon liralık vurgun sonrasında sözde kargo şirketinin ana yetkilileri sırra kadem bastı. Yurdun dört bir yanından gelen mağdurlar, kargo aktarım merkezlerine gittiklerinde kapı duvar görünce şok geçirdi. Yüzlerce vatandaşın şikayeti ise polis ekiplerini harekete geçirdi.
İstanbul Sancaktepe’de merkez işletmesini kurarak 5 sene önce harekete geçen bir kargo şirketi, pandemiyle birlikte faaliyetini de artırdı. Bir anda büyüyen firmanın yöneticileri, yurdun dört bir yanında acente açacaklarına dair duyuru yayınladı. Bunun üzerine parası olan kişiler, 4300 dolarlık teminat belgeleri ve banka mektupları ile Sancaktepe’deki merkeze başvurdu. Başvuranlar arasından belirlenen 130 kişinin üzerine acente açıldı. Ancak 130 şubenin yetkililerinin iddiasına göre Ahmet Temiz, Fatih Bilgin, Fatih Şanlı ve Fatih Şahin tüm acentelerin teminat bedellerini hesaplarına aktardı.
Çalışanların 3 aylık maaşları verilmedi
130 acentenin teminat bedellerinin karşılığında işe alınan çalışanların 3 aylık hak edişleri verilmedi. Bunun üzerine çalışanlar, Sancaktepe’deki firma yetkilileriyle iletişime geçmek istedi. Ancak buraya geldiklerinde sözde ana şirketin tamamen boşaltıldığını ve hatta iş yeri içinin de yağmalandığını gördüler. Bunun üzerine çalışanlar, hayatlarının şokunu yaşadı. Elde edilen verilere göre acenteler ile bu acentelerde çalışan yüzlerce vatandaş toplam 30 milyon TL dolandırıldı. Yurdun dört bir yanından mağdurlar polisle irtibata geçerek şikayetlerini ilettiler. Bunun üzerine yetkililer olayla ilgili soruşturma başlattı. Ekipler şimdi şirket sahibi olarak kendini tanıtan 4 kişiyi arıyor.
“200 bin liradan fazla kaybım var”
Manisa’daki mağdurlardan olan Ahmet Zengin, yaşadıklarını şu cümlelerle anlatıyor: “Kargo firması adı altında sözde acentelik sattılar. Aynı Çiftlikbank gibi bir saadet zinciri oluşturmuşlar. Bizden teminat bedeli olarak 4300 dolar altılar. Her acente başına bu parayı aldılar. Bunların teminat bedeli olduğunu ve hiçbir şekilde kullanmayacaklarını söylediler. Bu işin işleyişinin çok iyi olduğunu söylediler, bize çok şey vadettiler biz de inandık. Önümüze son model arabalarla gelince gerçekten öyle sandık. Sonra acentelikler aldık, paraları yatırdık. Sonra bu şirketin battığına dair söylentiler duyduk. Başka inanmadık ama insan şüpheleniyor. Bu sırada kapıda ödeme kargoları da gelmeye devam ediyordu. Yurt genelinde günlük toplam 1 milyona yakın hak ediş oldu, bunları da kasaya yatırdık.”
“Tüm söylentiler doğru çıktı”
“Sonra aman battık çıktık derken şirket sahiplerine ulaşamaz olduk. Dedik ki birkaç kişi buluşalım kalkıp şirkete gidip konuşalım ne olup ne bitiyor. Türkiye genelinde onlarca arkadaş toplandık İstanbul’a gittik. Sancaktepe şubesine bir gittik ki kapı duvar. Hurda bırakmışlar her yere, yerlerde çöp yığınları vardı. Şirketin içini boşaltmışlar. Şu anda 30 milyon liralık mağduriyet var. Çalışanların maaşları da hiçbir şekilde verilmedi. Yani artık şirketin yetkilileri hem dolandırıcı hem de kaçak konumunda. Yalnızca benim 4300 dolarlık mağduriyetim var. Tabi bir de personel aldık, araç kiraladık, iş yerinin kiraları ödenmedi, o kadar akaryakıt alındı, aylık hak edişler toplam 200 bin liradan fazla oldu. Yani sırf Manisa Alaşehir temsilcisi olarak benim 200 bin liradan fazla alacağım var.”
“Acentelerin alacakları çok fazla”
Saadet zincirine inanarak Ordu’da şube açan Soner Şener ise mağduriyetini şu şekilde dile getiriyor: “Bu zincirin gerçek merkezi Rami’de. Kargo şirketini sözde buraya taşımışlar. Bize söylediklerine göre yaklaşık 5-6 sene önce kurulmuş bir firma. Sonra son 2-3 senelik dönemlerinde acentelik vermeyi düşünüyorlar ve duyuru yayınlıyorlar. Biz de başvurduk. Bu şirketin 81 ilin tümünde acentesi var. Bazılarında ikişer tane var. Biz de mağdur olduk. Tabi pandemi döneminde herkes evden alışveriş yapınca bu firmanın ismi de pandemi döneminde sıkça duyuldu ve paralar hızla aktı. İnsanların kargoya yüklenmesi bu firmayı büyüttü. Biz de bu büyümeden faydalanmak istedik sonuçta herkes kendisinin, ailesinin geçimini sağlamak zorundaydı. Biz de teklife sıcak baktık ve Ordu’da kargo şirketinin acentesi olduk. Acente açmak için en düşük meblağ 3 bin dolar idi. Türk lirasına çevirdiğimizde her bir acentenin şu anda 50 bin TL ile 300 bin TL arasında mağduriyeti var. Bizi bir gün aradılar, Karadeniz acenteleri kapatıldı dediler ve bizi birden sistemden çıkardılar. Dedim nasıl olur 3 aylık paramızı alamadık. Zarar ettik bu dönemde ama başta sesimiz çıkmamıştı. Sonra dolandırıcılık dedikoduları başladı. Bize hep paramızın ödeneceğini söylediler ama olmadı.”
