İzmir’de kiracılarını evden çıkaramayınca onlarla kalmaya başladı

Edinilen bilgilere göre İzmir’in Buca ilçesindeki evini satan Engin Alkan, Çeşme’nin Dalyan Mahallesi’ndeki evine yerleşmek için kiracılarının daireyi boşaltmasını istedi. Restoran çalışanı olduğu öğrenilen kiracılar ise bu talebi reddetti. Yaşanan durum üzerine kiracılara ihtarname gönderen Alkan, avukatının dava açılsa dahi 1 seneden önce bu durumun çözülmeyeceğini söylemesi üzerine ilginç bir yönteme başvurdu. 

Kiracılarla anlaşma yoluna gitti

Kiracılarla anlaşma yoluna giden Alkan, kendilerinden 20 bin lira ev kirası ile eylül ayı sonunda evin boşaltılacağına dair noter taahhütnamesi aldı. Sokakta kalmamak için de bu süre içerisinde kendilerinin yanında kalmayı rica eden Alkan’ın bu isteği de kabul gördü. 

“Kiracılar başka ev aradılar ama bir türlü bulamadılar”

Kendisine ait evde yatılı misafir haline gelen Alkan, “Ben şubat ayında bu evi satın almıştım. Buca’da da bir evim bulunuyordu. Onu sattım, ardından bu evi aldım. Satın aldığım dönemde bu kiracılarımız zaten bulunuyordu. Evim boşaltılması için noterden ihtarname çektim. Kiracılar başka ev aradılar ama bir türlü bulamadılar. Buldukları evin de çok pahalı olduğunu söylediler. Ben de başka evimin olmadığını ve sokakta kaldığımı belirterek, ‘Daireyi boşaltın’ dedim. Onlar buna yanaşmadı. ‘Avukatla görüş’ tarzında bir cevap verdiler” şeklinde konuştu.
 

“Misafir miyim, kiracı mıyım, ben de anlamadım”

Avukata giderek durumu anlattığını belirten Alkan, “Durumu izah etmek için avukatla görüştüm. Avukat da, ‘Bir seneden önce o daireyi boşaltmazsın. Kiracılarla anlaşma yoluna git’ dedi. Bunun üzerine tekrar kiracılarla görüştüm. ‘Bari evde bana da bir yer verin sokakta kaldım’ dedim. Bu şekilde onlarla bir anlaşma yaptık. Kendilerinden 20 bin lira kira ücreti aldım. 3 ay kiracılarımla beraber aynı evde yaşar oldum. Misafir miyim, kiracı mıyım, ben de anlayamadım” dedi. 

Radyo programına katılarak, yaşadıklarını anlattı

Bu süreç içerisinde bir radyo programına da katıldığını belirten ev sahibi, “O geceki programın konusu, ‘Gıcık olduğunuz bir durumu anlatın’ şeklindeydi. Ben de telefonla bağlandım ve başımdan geçen bu olayı anlattım. Anlattıklarım çok ilgi çekti. 1 saat kadar orada muhabbet ettim, yaşadıklarımı anlattım. Radyocu arkadaşımız da bu konuyu gazetecilerle paylaştı. Böylelikle bu başımızdan geçen olaylar haber halini almış oldu” ifadelerini kullandı. 

“Adeta gün sayıyorum”

Ev içindeki duruma ilişkin de görüşlerini paylaşan Alkan, “Benimle beraber 4 kişi bu evde yaşamaya çalışıyoruz. Aslında bir kişi daha vardı ama işi bırakınca ayrıldı. Bir diğeri de izne ayrıldı. Evdeki 2 kiracı garson olarak çalışıyor. Diğerleri ise sürekli olarak restorandalar. Pek gelmiyorlar. Ama evdeki sayı her an artabilir. Çünkü restoran yönetimi bazen eleman sayısını düşürebiliyormuş bazen de artırabiliyormuş. Yani şu an durum tam net değil. Anlaşmamız kapsamında eylül ayı sonunda evden çıkmaları gerekiyor. Noter tarafından da onaylanmış bir durum bu. Adeta gün sayıyorum diyebilirim” şeklinde konuştu. 

“Beraber televizyon izliyoruz, çay içiyoruz”

Evdeki kiracılarla güzel vakit geçirdiklerini belirten Alkan, “Eskiden tanışmış arkadaş gibiyiz. Beraber televizyon izliyoruz, çay içiyoruz. İlk geldiğim dönemde 2 arkadaş kalıyorlardı, bir tanesi bulaşıkçı olarak görev yapıyordu. Diğeri ise garsondu. Bulaşıkçı olan kardeşimiz buradan gitti. Şu an başka bir evde yaşıyor. Garson da izin alınca ayrıldı. Ben kendi yatağımı kurdum, orada yatıyorum. Ben bir de evliyim. Eşim yaz tatilinde yanıma gelecekti, o da gelemedi. Çok güzel hayallerimiz vardı ama olmadı. 24 yaşında bir oğlum var. O da Alaçatı’da sörf okulunda çalışıyor. O da malum sebepler yüzünden buraya gelemiyor. Konteynerde kalıyor. Maalesef geldiğimiz durum bu” dedi.