İşte Türkiye'nin ilk yaşlı kreşi!

İstanbul'da üç emekli hemşire, yalnız yaşayan yaşlıların sosyalleşme gereksinimini karşılamak amacıyla yalnızca 60 yaş üstü bireylere hizmet sağlayan bir "yaşlı kreşi" kurdu.

YAŞAM 08.02.2020, 10:41
İşte Türkiye'nin ilk yaşlı kreşi!

İstanbul'un Ümraniye ilçesinde emekli hemşireler Ayşen Aksoy, Azime Uslu ve Ruziye Ekim, iki ay önce açtıkları ve Türkiye'de bir ilk olan "yaşlı kreşi" ile 60 yaş üstü kişilerin gündüz saatlerini kendi yaşıtlarıyla birlikte huzurlu ve güvenli bir ortamda geçirmesini sağlıyor. 

Kreş, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından da ruhsat alınarak açıldı. Söz konusu kreşte, özellikle çocukları çalışan veya evde yalnız kalan yaşlılar, tıpkı "torunları" gibi araçla evlerinden alınıyor, sabah kahvaltısı yaparak güne başlıyor ve kendi yaşıtları ile farklı etkinliklere katılma şansı buluyor. Yaşlıların tıbbi takipleri de kreşte bulunan hemşire ve yaşlı bakım teknikerleri tarafından yapılıyor.

"Hastanede kendini iyi hisseden hastalar olduğunu fark ettik"

Emekli hemşire Azime Uslu, sabah 09.00 ile akşam 18.00 arasında hizmet sunan yaşlı kreşinde her gün farklı bir etkinlik gerçekleştirildiğini belirterek, "30 yılı aşkın bir zamandır sağlık sektörünün içerisindeyiz. Özellikle son yıllarda hastaneyi sağlık hizmeti için değil de sosyalleşmek için kullanılan yaşlılar dikkatimizi çekiyordu. Ayda bir, 3-4 ayda bir, bir sebepten hastaneye yatıp, hizmet alıp, biraz sosyalleşip kendini iyi hisseden hastalar olduğunu fark ettik. Bir de bazı ailelerin yaşlılarını evlerinde tek başına bırakmak istemediklerini, yaşlıların kendilerini de bu konuda mağdur hissettiğini fark ettik ve bu nedenle böyle bir proje geliştirdik." ifadelerini kullandı. 

"Türkiye'de ilk kez böyle bir hizmet sunmaya başladık"

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile irtibata geçerek Türkiye'de böyle bir modelin mevcut olup olmadığını sorduklarını aktaran Uslu, "İstanbul'da hem kamu, hem özel sektörde toplam 170 civarı huzurevi var. Ama buralar yatılı kurumlar. Gündüz bakım hizmeti veren bir yer yok' dedi bakanlık bize. Biz de fiziki koşullardan ekibe kadar gerekli şartları sağlayıp ruhsatımızı alarak Türkiye'de ilk kez böyle bir hizmet sunmaya başladık." açıklamasını yaptı.

"Yaklaşık 10 milyonluk bir yaşlı nüfusu bizi bekliyor"

Emekli hemşire Ayşen Aksoy, yaşlıların bakımı için üç yöntem olduğunu vurgulayarak, "Birincisi, huzurevi. İkincisi yaşlı bireyin evde bir bakıcı ile kalması. Üçüncüsü ise bizim sistemimiz. Gündüz bakımevleri yani yaşlı kreşi. Aynı çocuk kreşleri gibi sabah büyüklerimizin gelip akşam ayrılabileceği bir ortam burası. Türkiye'de artık nüfusun yüzde 8'i yaşlı kabul ediliyor. 2023'te bu oran yüzde 10 olacak. Yani yaklaşık 10 milyonluk bir yaşlı nüfusu bizi bekliyor." dedi.

"Burada birtakım sağlık ihtiyaçlarını da gideriyoruz"

Yaşlıların evlerinde yalnız veya yalnızca bir bakıcı ile birlikte kaldıklarında asosyalleştikleri nedeniyle Alzheimer, demans gibi hastalıklarının hızlı bir şekilde ilerlediğini kaydeden Aksoy, "Bunu önlemenin yolu da bu bireylerin aktif bir şekilde hayatlarını sürdürebilmeleri sağlamak. Burada birtakım sağlık ihtiyaçlarını da gideriyoruz. Tansiyonu, şekeri olan konuklarımız olabiliyor. Günlük alması gereken ilaçları birtakım hijyenik ihtiyaçları gibi durumlarla da biz ilgileniyoruz. Ekipte mutlaka hemşire, yaşlı bakım teknisyeni, sosyal hizmet uzmanı olması gerekiyor. Ergoterapi gibi dışarıdan uzmanlarla da çalışıyoruz. Örneğin haftaya bir resim öğretmeni gelecek büyüklerimize resim dersi vermek için." diye konuştu. 

"İzledikleri dizilere dek her şeyi konuşabiliyoruz"

Emekli hemşire Azime Uslu, günlük programlarına ilişkin, "Sabah sekiz itibariyle hizmete başlıyoruz. Kahvaltının ardından sabah sohbetimiz oluyor. Bu hem de oryantasyon, hem de yaşlıların birlikte sohbet ettiği bir ortam sağlıyor. Hava durumundan, izledikleri dizilere dek her şeyi konuşabiliyoruz. Sonra sabah sporumuz var. Çünkü aktif olmak onlar için gerekli. Hep beraber müzik eşliğinde sabah sporumuzu yapıyoruz. Ardından dinlenme molası veriyoruz. Sonrası serbest zaman. İsteyen örgü örüyor, isteyen tavla, satranç ya da sudoku oynuyor." açıklamasını yaptı.

"Temel prensibimiz onları aktif tutmak"

Öğle yemeğinin ardından yaşlıların dinlenme odalarında şekerleme yapabildiğini kaydeden Uslu, "Ama bizim temel prensibimiz, gün içerisinde mümkün olduğunca onları aktif tutmak. Öğleden sonra mutlaka planlı bir etkinliğimiz oluyor. Örneğin bugün kâğıttan çiçek etkinliğimiz vardı. Bunları grup olarak yapıyoruz. Atölyemiz oluyor, resim, taş boyama vb. gibi. Faaliyet saatimizden sonra onların beslenmesine uygun şekilde bir ara öğünümüz oluyor. Sonra yine serbest zamanımız var. Akşam 18: 00 gibi de evlerine gitmeye başlıyorlar. 60 yaşın üzerinde ihtiyaç sahibi olan herkesi kabul ediyoruz. Yaşlının buraya gelip gidebilecek kadar yürüyebiliyor olması lazım. Yatağa bağımlı sedye ile bir hastayı kabul etmemiz mümkün değil tabii. Ayrıca bazen yaşlının hastane, doktor randevusu olabiliyor ve tek başına gidemediği için biz takip ve eşlik edebiliyoruz. Kısaca gün içerisindeki pek çok ihtiyaçlarında yanlarında oluyoruz." ifadelerini kullandı.

"15 yaş gençleştim diyebilirim"

Yaşlı kreşine gelen emekli öğretmen Ahmet Özkan (76), kreşlerin yaşlılar için de yapılması gerektiğini ifade ederek, "Biz de çocuk gibi oyalanacak yer arıyoruz aslında. Burada olmasak nereye gideceğiz? Erkekler kahve köşelerine, bayanlar komşuya oturmaya. Bakın burada ne güzel meşgul oluyoruz. Günü evde yalnız geçirmiyoruz" diye konuştu. 74 yaşındaki Şenay Yılmaz ise "Yeğenimle yaşıyorum. O gündüz işe gidiyor. Ben evde yalnız kalıyordum ve karamsarlığa kapılmıştım. Kendimi hakikaten artık yaşlı hissetmeye başlamıştım ama buraya gelmeye başladığımdan beridir 15 yaş gençleştim diyebilirim. Yeğenim sabah işe gidiyor, akşam geliyor. Ben bütün gün evdeyim tek başıma. Sürekli uyumak istiyorum. Depresyona girmiştim. Ama burada hayata yeniden döndüm sanki." şeklinde konuştu.

Yorumlar (0)