İşte Şule Çet davasındaki ikinci rapor!

Başkentte bir iş merkezinin 20. katından düşerek şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Şule Çet’in ölümüne ilişkin ikinci rapor dava dosyasına alındı. İşte o rapor...

YAŞAM 21.05.2019, 19:42 22.05.2019, 08:19
İşte Şule Çet davasındaki ikinci rapor!

Adli Tıp Kurumu’nun Şule Çet’in ölümüne ilişkin hazırladığı ek rapor, Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin isteğiyle dava dosyasına eklendi.

Davanın görülen son duruşmasında sanıklar Çağatay Aksu (34) ile Berk Akand’ın (33) avukatları cinsel istismar ve cinayet iddialarına karşı çıkmıştı.

Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporda birçok eksiğin bulunduğunu belirten Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, anal bölgede rastlanan ısırık ve tükürük izlerinin cinsel saldırıyı kanıtladığı söylemişti.

Avukat Umur ayrıca, boyun bölgesindeki kırığın ilk raporda açıklayıcı şekilde ele alınmadığını belirtmişti.

Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1’inci İhtisas Kurumu ek bir rapor hazırladı.

Raporda şu ifadeler kullanıldı:

"Kişide tespit edilen boyun kemik kırığının boyna bası sonucu da meydana gelmiş olabileceği cihetle kişinin ölümünün boyna basıyla bağlı mekanik asfiksi (solunum felci) sonucu meydana gelmiş ve kısa bir süre sonra (yarım saat içinde) yüksekten atılmış olabilir. Kişinin vücudunda tespit edilen boyun kemik kırığı dahil, travmatik değişimlerin tamamı yüksekten düşme ile de mümkün."

"MEVCUT VERİLERLE TIBBEN BİLİNEMİYOR"

"Yüksekten düşme nedeniyle oluşan ağır genel beden travmasına bağlı yaygın vücut kemik kırıkları ile birlikte iç organ harabiyeti yaşamış olabileceği ve yaygın yumuşak doku zedelenmesi sonucunda ölüm meydana gelmiş olabilir. Ancak tüm vücutta ağır genel beden travması bulguları olması nedeniyle düşme öncesi ayrıca travmaya maruz kalıp kalmadığı, düşme olayının kendi iradesiyle mi meydana geldiği, kazara mı oluştuğu, düşme olayının bir başkası ya da başkalarının etkisiyle mi meydana geldiği, düşme eylemi öncesinde kişinin boyna basıya bağlı mekanik asfiksi (solunum felci) sonucu ölümünün meydana gelip gelmediğinin mevcut verilerle tıbben bilinemediği, olayın adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun olacağı oy birliğiyle ek mütalaa olunur."

"İNSAN ISIRIK İZİ DEĞİL"

"Otopsi fotoğraflarının kurulumuzda Adli Diş Hekiminin de katılımıyla yapılan incelemesinde; sağ uyluk üst uç arka yüzde gluteal sinirin hemen altında dikey seyirli birbirine paralele yakın yerleşimli, aralarında yaklaşık 1,5 santimetre izsiz alan içeren, iç yanda her biri yaklaşık 4 santimetre uzunluğunda 0,5 santimetre genişlikte olan ekimoz hatları ve her bir hattın üst ve alt uçlarında orta kısımlarında da birer adet olmak üzere ekimoz hatlarında genişleme görüldüğü dikkate alındığında, bu yaralanmanın insan ısırığı olduğuna dair güven derecesini gösteren ABFO (Amerikan Board of Forensic Odontology) koşullarına göre, insan ısırık izi olmadığı, insan dişleri yaralanmayı yaratmadığı olarak değerlendirilmiştir."

"Şule Çet'in ölümünden önceki dönemde, yakın çevresi tarafından fark edilen ciddi intihar planının eşlik ettiği aktif bir depresif tablo içinde olmadığı kanaati oluşmaktadır. Bir kişinin olaydan yaklaşık 1,5 yıl önce aldığı depresyon tanısından yola çıkarak olay anındaki ruhsal durumunu tahmin etmenin tıbben çok mümkün olmadığı bilinmektedir."

"İNTİHAR ETTİĞİNE DAİR SOMUT İZ YOK"

'Mirtazapin' isimli reçete ile satılan ilacı, bilgisi dışında almadıysa, son dönemdeki yazışmaları ve son dönemde ruhsal durumuna dair edinilen izlenimden yola çıkarak uyku problemleri için kullandığı düşünülebilir. Ancak buna dair resmi bir kayıt bulunmamaktadır. Yukarıda maddelerde vurgulanan tespit, yorum ve gerekçeler doğrultusunda, Şule Çet'in intihar için risk etmeni olan yoğun bir ümitsizlik duygusu içinde olmadığı ve sorun çözme becerisinin olduğu, yakın çevresi tarafından fark edilen ciddi intihar planının eşlik ettiği ağır bir depresif tablo içinde olmadığı, idrarında tespit edilen ilaç etken maddesinin kişinin intihar ettiğini gösteren somut bir tıbbi kanıt niteliğinde olmadığı görülmüştür."

Yorumlar (0)