"Isparta uçağı yüzde 99 olasılıkla düşürüldü"

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nden (ETÜ) Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Isparta'da, 30 Kasım 2007'de düşen ve 57 kişinin öldüğü uçağın, yüzde 99 oranla düşürüldüğünü öne sürdü. Sultansoy, "O uçak düşürülmeseydi, Türkiye bugün CERN'de asil üye olurdu. Türkiye toryum yarışında dünyada liderler arasında olurdu." diye konuştu.

YAŞAM 15.02.2020, 09:43
"Isparta uçağı yüzde 99 olasılıkla düşürüldü"

Isparta'da, 30 Kasım 2007 tarihinde, Süleyman Demirel Havalimanı'na inişe geçtiği esnada Türbetepe'de düşen, Atlasjet'in İstanbul- Isparta seferini yapan World Focus'tan kiralanan yolcu uçağında, 7'si mürettebat, 57 kişi hayatını kaybetmişti.

Kazada Türkiye'de toryum, Türk Hızlandırıcı Projesi, Bilim Kenti ve CERN sürecine ilişkin önemli çalışmaları olan Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Engin Arık ile araştırma görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve araştırma görevlisi Mustafa Fidan da yaşamını yitirmişti.

"Türkiye bugün CERN'de asil üye olacaktı"

Bu olayın bir kaza olmadığını kaydeden Prof. Dr. Saleh Sultansoy, "Prof. Dr. Engin Arık bir bilim şehididir. Yüzde 99 olasılıkla uçak düşürüldü. Engin Hanım kendisini Türkiye'nin kalkınmasına feda eden bir bilim insanımızdı. O uçak düşürülmeseydi, Türkiye bugün CERN'de asil üye olurdu. Türkiye toryum yarışında dünyada liderler arasında olurdu. Türk Hızlandırıcı Kompleksi ve Türk Bilim Kenti kurulurdu. Bu tür projeler Japonya'nın kalkınmasında kritik rol oynamıştı" dedi.

Uçak düştükten birkaç gün sonra da bu iddialarını dile getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Saleh Sultansoy, "İrtifa ile oynama vardı. 2- 3 saat içinde bir oynama var ve uydulardan gelen sistemden bizim bölgeye yanlış bilgiler gelmiş. Yani 500 metre civarında fark var. 500 metre fark, tam da dağa vurmak için yeterli. Bu konuda 1- 2 kanaldan bilgi geldi. Bana söyleyen uzmanlara, 'Çıkın televizyona söyleyin' dedim, ama o riski almadılar. Başka yöntemler de olabilir, ama büyük olasılıkla bu yöntemle yapmışlar bu işi" diye konuştu.

"Sözleşmem uzatılmadı, 8 ay işsiz kaldım"

Bunu yapabilecek güçteki devletlerin belli olduğunu aktaran Prof. Dr. Sultansoy, "Hangisinin yaptığını bilmiyoruz, tabi ama kimin yararına geldiyse o yapmıştır. 2007, Türk Hızlandırıcı Kompleksi, CERN ve toryum çalışmalarımız açısından kritik bir yıldı. O dönem ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değildim, Gazi Üniversitesi'nde sözleşmeli çalışıyordum. Sözleşmemim uzatılması engellendi ve mahkeme kararlarına rağmen sözleşmem uzatılmadı, 8 ay işsiz kaldım" ifadelerini kullandı.

"Milli ve yeşil enerji kaynağımız olan toryuma yönelmeliyiz"

Kazanın dışında başka konular olduğunu belirten Prof. Dr. Sultansoy, "Türk Hızlandırıcı Kompleksinin ön aşaması olan eğitim tesisinde teknolojinin yanlış seçilmesi gibi birçok şey üst üste geldi ve bunlara bakınca yüzde 99 olasılıkla kaza değil diye düşünüyorum. Bugün 'maddenin kudret-i zerriyesi' en ileri düzeyde CERN'de araştırılıyor. Bu araştırmaları bizim coğrafyada da yapabilmemiz için Türk Hızlandırıcı Kompleksini en kısa zamanda kurmalıyız. Mehmet Akif'in de dediği gibi maddenin kudret-i zerriyesinden enerji üretimimizde faydalanmak için yerli, milli ve yeşil enerji kaynağımız olan toryuma yönelmeliyiz." diye konuştu.

"Ana proje 2023 yılından önce gerçekleştirilecekti"

Türk Hızlandırıcı Kompleksi Projesi'nde 2007 ve sonrasında ciddi hatalar yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Sultansoy, "En önemlisi projenin ön aşaması olan küçük çaplı eğitim amaçlı hızlandırıcı için yanlış teknoloji seçiliyor. O dönem buna karşı çıkan Engin Hoca ve bendim. Sonra ana projenin en önemli iki kısmı bloke ediliyor. 2016 yılında ise kullanıcı amaçlı tesise dönüştürülen küçük çaplı hızlandırıcı ana projenin yerine geçiyor ve ne zaman tamamlanacağı belli değil. Oysa ana proje 2023 yılından önce gerçekleştirilecekti ve Türkiye bu alanda lider ülkeler arasında yer alacaktı" değerlendirmesini yaptı.

Yorumlar (0)