Eski İngiliz istihbaratçının eşiyle ilgili yeni gelişme!

Eski İngiliz askeri istihbarat görevlisi James Gustaf Edward Le Mesurier'in eşi Emma Hedvig Christina Winberg'in özgeçmişi, bir insani yardım kuruluşunda katkıda bulunanlar bölümünde görüldü. 

YAŞAM 15.11.2019, 15:06
Eski İngiliz istihbaratçının eşiyle ilgili yeni gelişme!

Eski İngiliz askeri istihbarat görevlisi James Gustaf Edward Le Mesurier'in eşi Emma Hedvig Christina Winberg'in özgeçmişi, bir insani yardım kuruluşunda katkıda bulunanlar bölümünde görüldü. 

İstanbul Tophane'de cesedi bulunan James Gustaf Edward Le Mesurier'in Mayday Rescue adlı yardım kuruluşunun kurucusu olduğu ve İsveç asıllı eşi Emma Hedvig Christina Winberg'in burada stratejik direktör olarak görev yaptığı ifade edildi. Winberg'in kendi kaleminden yazdığı özgeçmişi, bir insani yardım kuruluşunda katkıda bulunanlar bölümünde görüldü. 

Zorla göç, şiddet içeren aşırılık ve iklim değişikliği konularında yeni çözümler ortaya koyduğunu kaydeden Windberg, daha önce Afganistan’ın başkenti Kabil, Suriye’nin başkenti Şam, Doğu Kudüs, Irak’ın Erbil şehri ve İstanbul’da çalıştığını kaydetti. İngiliz elçilikleri bünyesinde Ortadoğu ve Güney Asya bölgelerinde 10 sene çalıştığını ifade eden Winberg, İngilizce, İsveççe ve Arapça dillerini akıcı bir şekilde konuşabiliyor.

"James hayatını sivillere yardım etmeye adamıştı"

Ölümü üzerine Mesurier'in kurucusu olduğu Mayday Rescue'nin Hollanda ofisinden yayımlanan mesajda, şu ifadelere yer verildi:

"Mayday Rescue’nun CEO ve Kurucusu olan James hayatını çatışma ve doğal afet alanlarında acil durumlarda sivillere yardım etmeye adamıştı. Yürüttüğü çalışmaların etkisi en güçlü olarak, Mayday Suriye Sivil Savunma, bir diğer adıyla Beyaz Baretliler olarak bilinen gönüllü kurtarma ekibine verdiği desteklerle Suriye’de hissedildi. Bu ekiple yaptığı çalışmalar, çatışma ortamından etkilenen sayısız sivilinin hayatını kurtardı. James ve geçmiş çalışmaları hakkında medyada yayılan yalan haberler çok üzücü. James, Britanya Ordusu’nda subay olarak Sandhurst Kraliyet Ordu Akademisi tarafından göreve atandı ve Royal Green Jackets isimli piyade birliğine katıldı. James, hayatının hiçbir döneminde İngiliz (ya da başka bir) istihbarat örgütünde yer almadı. James’in ajan olduğuna dair yanlış rivayetler, Suriye’de sayısız savaş suçu ve insan hakları ihlali yapılan çatışma ortamını bildiren Beyaz Baretliler ekibi ile dur durak bilmeden devam ettirdiği insani çalışmaları sebebiyle, itibarını zedelemeyi hedefleyen taraflarca yürütülen yanlış bilgileri kampanyaları ile yayılmıştır. James’in ailesine, arkadaşlarına ve çalışma arkadaşlarına, elim kayıplarının yasını tutmaları için gerekli zaman, alan ve gizlilik verilmesini rica etmekteyiz. Medyadan, bu trajik durumu haberlerine sorumlu ve etik bir tutumla taşımalarını; James’in geçmiş çalışmalarıyla ilgili spekülasyonları ve yanlış bilgileri tekrarlamamalarını; diğer Mayday çalışanlarının güvenliğini tehlikeye atmamak için, kendilerine danışmadan ve izin almadan isimlerini yayınlamamalarını rica ederiz."

Ne olmuştu?

Olay, saat 05.30 sıralarında İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan Karaköy Kılıç Ali Paşa Cami yanında meydana gelmişti. Cami görevlileri, caminin yan tarafında bir kişinin yerde hareketsiz yattığını fark edince durumu polis ve sağlık ekiplerine ihbar etmişti.

Sağlık ekipleri, olay yerine gelerek yerde hareketsiz yatan kişinin hayatını kaybettiğini tespit etti. Bu sırada polis ekipleri de çevrede yoğun güvenlik önlemleri almıştı. Cesedin yüzünde kesici alet yarası, elleri ve ayaklarının ise kırık olduğu belirlenmişti. Ceset, ilk incelemelerin ardından otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu morguna götürülmüştü.

"Beyaz Baretliler"e desteği ile biliniyordu

Yapılan inceleme neticesinde cesedin, Suriye'de "Beyaz Baretliler" olarak bilinen gruba desteği ile bilinen eski İngiliz istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier'e ait olduğu olduğu ortaya çıkmıştı.

48 yaşında olan Le Mesurier'in şüpheli ölümü, polis kayıtlarına "yüksekten düşme" olarak geçmişti.

Eşi ifade vermişti

Polis tarafından Le Mesurier'in eşi Emma Winberg'in (39) ifadesine başvurulmuştu. Tırnaklarının arasından doku örnekleri alınan Emma Winberg, polise verdiği ifadede şunları söylemişti:

"2-3 gün önce Adalar’daki evde aşırı strese bağlı rahatsızlığı nedeniyle iğne ve ilaç tedavisi aldı. Sağlık kuruluşuna yakın olmak için bu adrese geldik. Akşamüstü eski bir arkadaşımızla görüştük. 19.00 sıralarında eve geldik ve bir daha dışarı çıkmadık. Bulunduğumuz binanın kapısında şifreli sistem mevcut ve şifreyi ikimizin dışında kimse bilmiyor. Eşim 02.30’da uyku ilacı aldı ve yattı. Ben 04.30’da yatak odasına gittiğimde eşim uyandı. Bana uyku hapı isteyip istemediğimi sordu. Ben de isteyince hap ve suyu getirdi. İçtim ve beraber uyuduk. Saat 05.30-06.00 sıralarında kapının dışarıdan polis tarafından çalınması üzerine uyandım. Eşimi görmemem üzerine 3. katta açık olan pencere camından baktığımda onu yerde yatar halde gördüm. Olaydan yaklaşık 15 gün önce bana intihar etmeyi düşündüğünü söylemişti."

İstanbul Valisi Yerlikaya: Konuyu aydınlatmak için gayret gösteriliyor

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'dan da konuya ilişkin açıklama gelmişti. Yerlikaya, "Arkadaşlarımız çalışıyor. Cumhuriyet Başsavcılığımız, emniyetimiz çok yönlü olarak konuyu aydınlatmak için gayret gösteriyor. Dün bir açıklama yaptım bununla ilgili. Yeni bir açıklama yapmamızı gerektirecek gelişme olduğu zaman sizlerle paylaşacağız." ifadelerini kullanmıştı. 

"Rusya tarafından hedef gösteriliyordu"

İngiliz Parlamentosu Dışilişkiler Komisyonu Başkanı Tom Tugendhat, İstanbul'da ölü bulunan eski İngiliz istihbarat subayı James Le Mesurier'in Rusya tarafından hedef gösterildiğini ileri sürmüştü. 

Financial Times gazetesine öneli açıklamalarda bulunan Tugendhat, "Suriye'de insan haklarını savunma konusunda yaptığı kahramanca çalışma ona pek çok düşman kazandırdı ve Rus yetkililer onu sık sık terör örgütleriyle ilişkili olmakla suçladı." demişti.

Tugendhat, Le Mesurier'in ölümüne ilişkin soruşturmaya İngiliz yetkililerin de dahil olması gerektiğini bildimişti. 

Diğer yandan, Daily Telegraph gazetesi de İngiliz istihbarat örgütleri ve hükümetinin, Le Mesurier'in ölümüne ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiğini fakat ölüm nedeni hakkında bir hükme varmak için erken olduğunu düşündüklerini kaydetmişti.

Gazete, adı açıklanmayan bir Suriye uzmanının da fikirlerine yer vererek, Le Mesurier'in "akıl almaz bir baskı altında olduğunu" ve "hedef haline geldiğini" belirtmişti. 

Başsavcılıktan açıklama gelmişti

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Kesin ölüm sebebinin tespiti için otopsi ve diğer işlemler Adli Tıp Kurumu'nda devam etmektedir." açıklamasında bulunmuştu.

İntihar mı cinayet mi?

Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan ceset üzerinde yapılan ilk incelemede, el ve ayaklarında bulunan kırıklardan Le Mesurier'in intihar olasılığının yüksek olduğunun değerlendirildiği öğrenilmişti. 

Aynı zamanda polis ekipleri de Le Mesurier'in yatak odası penceresi önünde bulunan yaklaşık 1 metre genişliğindeki çıkıntıdan düşmesinin imkansız olduğunu, kendisinin atlayarak intihar etmiş olabileceğini söylemişti. 

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Alkan ise olayın intihar değil cinayet gibi göründüğünü aktarmıştı. Alkan, "Ceset duvar dibine yaklaşık 5 metre uzakta bulunmuş. Otopside iç kanama olup olmadığı ortaya çıkacak. İlk etapta cinayet gibi gözüküyor. 1 yıl önce evlendiği bir kadın var. Onun üzerinde yoğunlaşmak lazım. Türk makamlarının normal bir ifade işleminden sonra hemen yurtdışına çıkış iznini vermemesi gerekiyor." demişti. 

Yorumlar (0)