Dünya Çocuk Hakları Günü'nde çocukların durumu

Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü ve 1989’da kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 30. yıldönümü. Çocuk haklarına ve çocukların yaşam koşullarına dair farkındalık yaratmak için seçilen bugünde Türkiye’de ve Dünya’da çocukların durumu haberimizde.

YAŞAM 20.11.2019, 17:38
Dünya Çocuk Hakları Günü'nde çocukların durumu

Dünya çocuklarının Magna Carta’sı olarak da ifade edilen sözleşme Birleşmiş Milletler 44.Genel Kurulu’nda oy birliği ile kabul ediliyor. 1990 yılının Ocak ayında üye devletlerin imzalaması için onayına açılan belge açıldığı gün 61 ülke tarafından imzalanıyor ve bu sayı bugün 193 ülkeye ulaşıyor. 

Dikkat edilmesi gereken nokta, bu tip sözleşmeleri imzalayan devletlerin imza atması kendi yasama süreçlerine bu sözleşmeyi de dahil etmeyi tasarladığının göstergesi olarak biliniyor. Bu aşamadan sonra ülkelerin iç hukukunda onay mekanizmalarını devreye sokması, iç hukuku taraf olunacak anlaşmaya göre düzenlemesi gerekiyor. Bu aşamalar ülkemiz için 14 Eylül 1990’da imza süreciyle başlıyor ve 23 Aralık 1994’te 17’inci, 29’uncu ve 30’uncu maddelere çekince koyularak ülkemizde sözleşme kapsamında taraf devlet sıfatını kazanıyor. 

Bugün 193 ülke haricinde anlaşmayı henüz iç hukukunda işletmeye başlamamış ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Somali ve Güney Sudan bulunuyor.

Sözleşmenin kapsamı ne?

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin en temel ilkeleri ayrım gözetmeme, yaşama ve gelişme ile beraber çocuğun yüksek yararı olarak biliniyor. Bu temel ilkeler çocukların eğitiminden, çocuk istismarına, çocuk işçiliğine, hapisteki çocuklar ve çocuklara yönelik cezalar gibi başlıklarda farkındalık yaratma ve belli düzenlemeleri de beraberinde getiriyor. 

Dünyada çocukların durumu

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2016 tarihli raporuna göre Dünya genelinde 5-17 arasında çalışan çocuk sayısı 218 milyon ve bunların 152 milyonu çocuk işçisi olarak geçerken 73 milyon kadar çocuk tehlikeli şartlar altında çalışıyor.

Çocuk işçiliğin kurbanı 152 milyon olan çocuğun yarısı kadarı 5-11 yaş arasında yer alıyor ve 15-17 yaş arasındaki grup ise tehlikeli işlerde çalışan çocuk işçilerin en büyük orana sahip olduğu yaş grubu olarak tespit ediliyor.

Bu 152 milyon çocuğun 88 milyonu erkek ve 64 milyonu kız çocuğuyken tarım sektörü çocuk işçiliği yapan çocukların yüzde 71 ile en fazla istihdam edildiği sektör olarak karşımıza çıkıyor. Geri kalan yüzde 17 hizmet sektöründe istihdam edilirken, yüzde 12’lik kesim ise sanayi sektöründe toplanmış durumda.

Dünya genelinde aşırı yoksulluk şartlarında yaşayanların sayısı 862 milyon ve bu sayının 385 milyonu çocuklardan oluşuyor. 

Çocukların eğitiminde ise durum 262 milyon çocuğun okula erişime olmadığı şeklinde kaydediliyor. Eğitime ulaşamayan bu çocuklarda özellikle kız çocuklarına odaklandığımızda da 650 milyon kadın ve kız çocuğu 18 yaş altında evliliğe zorlanmış durumda ve her sene ortalama 12 milyon kız çocuğu erken yaşta evlendiriliyor. 4 milyon kadar mülteci çocuk ise yer değiştirme, yoksulluk ve sosyal ayrımcılık kaynaklı okula gidemiyor ve mülteci çocuklar arasındaki okula ulaşamama durumu genel çocuk nüfusuna oranla 5 kat kadar daha yüksek seyrediyor.

Türkiye’de çocukların durumu

Türkiye’de çocuk nüfusu son verilere göre genel nüfusun yüzde 28’i olarak kaydediliyor. 1970’lerde yüzde 45’lere kadar varan bu oran nüfusun büyük bir kesimini kaplayan toplumumuzun geleceğinin teminatı olan çocuklarımıza yönelik politikaları da tekrar düşünmeyi gerektiriyor.

Ülkemizde çocuk işçiliğin durumuna sayılarla bakılırsa sayının 2 milyon kadar çocuğun çocuk işçi statüsünde olduğu görülüyor. 2017’den 2018’e hane halkında 15-17 yaş arası çocukların işgücüne katılım oranı yüzde 20.3’ten yüzde 21,1’e artış gösteriyor. 

Yoksulluk içinde yaşayan çocukların sayısı her 3 çocuktan biri olarak belirlenirken çocuk nüfusun yarısından fazlası (%51,3) son 1 sene içerisinde temel hane halkının yaşama giderlerini oluşturan elektrik, gaz, su, kira gibi bedelleri düzenli olarak ödeyemeyen hanelerde yaşamını sürdürüyor. 

Çocuk işçi olarak kaydedilen çocukların yüzde 78’i kayıt dışı çalıştırılırken (TÜİK, 2016)  çırak adı altında çalışan çocuklarımızın sayısı da 2015’te 245 binken şu an 1 milyondan daha yüksek seyrediyor. 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin sağladığı verilere göre 2019 yılında ilk 5 ayda 26, Eylül’de 55 çocuk çalışırken hayatını kaybetti ve geçtiğimiz sene bu sayı 67’ydi.

Ülkemizin kanayan gündemlerinden çocuklara yönelik istismar vakalarında son 14 yıl içinde (2004-2018) 4 binden 18 bine 14 bin artış tespit ediliyor. 

Hapisteki çocuklar da ülkemizde ve dünyada başka bir çocuk hakkı sorunu olarak ve toplumsal bir yara olarak karşımıza çıkıyor.  Cezaevindeki çocuk sayısı 2002-2017 yılları arasında yüzde 26 artış gösterirken sayı 2017 itibariyle 12-17 yaş arası 2 bin 800 çocuk olduğu kaydediliyor. 

Çocuk gelin olan kız çocuklarının sayısı son 10 yılda yaklaşık 48 binden 21 binden daha düşük sayılara bir azalma gösterdi. Çocuk gelinlerin toplam evlenmelerdeki oranı ise yüzde 3,8 olarak belirleniyor.

TÜİK verilerine göre 2018-19 eğitim öğretim yılında ilkokul net okullaşma oranı yüzde 91,9 ortaokul oranı yüzde 93,3 ortaöğretimde ise oran yüzde 84,2 olarak kaydediliyor.

Pek çok konu gibi çocuk hakları konusunda da etkili kamu politikalarının üretimi ve verimli bir şekilde uygulanması gerekliliği görülüyor. Sözleşme maddelerinin aktif bir şekilde günlük hayatta uygulanabilir hale gelmesinin zemininin sağlanması için sivil toplumla işbirliği içinde toplumsal farkındalık yaratılması bir ihtiyaç olarak beliriyor.

Habernediyor/ Umur Gerenli
 

Yorumlar (0)