Denizli'de 850 yıllık gelenek
UNESCO'nun 'Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer bulan, Denizli'ye bağlı Çal ilçesindeki 850 senelik 'Sudan Koyun Geçirme ve Çoban Bayramı' etkinliğinde, kırmızı ve mor ile muhtelif renklere boyanan koyunlar sudan geçti.
Bu sene 38 çobanın katılımıyla yapılan etkinlikler Büyük Menderes Nehri'nin geçtiği Aşağıseyit Mahallesi üzerindeki Köprübaşı mevkisinde gerçekleştirildi.
Çevre ilçelerden de gelen çobanlar, 'elci' ismi verilen baş koyunlarla iştirak ettikleri yarışmada, sürülerini nehirden geçirmek için birbirleriyle mücadele etti.
Çobanlar, yarışma alanında suya ilk olarak atlayarak sürünün önünde yer alan 'elci' koyunlara önderlik etmeye çabaladı.
Koyununun suya girmesi ve karşı kıyıya ulaşması için kıyasıya mücadele eden çobanlar, koyunlarını nehre sokmaya çaba sarf etti.
Çobanlardan bazıları ise suya atlayarak arkalarından gelen hayvanlarını kucaklayarak öptü.
Mücadelede Feviz Akdağ birinci olurken, Batuhan Çelik ikinci, Hasan Salık ise üçüncü sırada konumlandı.
Dereceye girenlere muhtelif ödüller verildi.
Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, basın mensuplarına, sekiz asırdır sürdürülen geleneği bugün gerçekleştirdikleri için çok mutlu olduklarını, geçtiğimiz sene şap hastalığı sebebiyle gerçekleştirilemeyen yarışmaya bu sene ilginin bir hayli fazla olduğunu söyledi.
Yarışmanın geçmişi
Hayvan sevgisini ön plana çıkaran yarışmanın esin kaynağını bir 'Yörük' efsanesini oluşturuyor.
Bu efsaneye göre, 'Karakoyunlu' adlı aşiretten bir çoban, Çal yöresinde yaşamaya başlayarak Oğuz beylerinden biri için çalışır. Beyin kızı ile çoban, birbirlerine aşık olur. Yörede sevilen bir kişi olan çoban, beyden kızını ister. Fakat evladını vermek istemeyen bey, çobana yapmasının olanaksız olduğunu zannettiği bir görev verir. Bey, çobana kızıyla dünyaevine girebilmesi için 'Koyunlara üç gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden tek bir damla su içirmeden karşı kıyıya geçireceksin.' der. Bu koşulu kabul eden çoban, istenildiği gibi hayvanları su içirmeden karşı kıyıya geçirir.
Çobanın istenileni yapmasına karşın bey, yine de kızını vermez. Kızının aşkından rahatsızlanıp ölmesi üzerine bey tarafından kovulan çoban, kalan ömrünü dağlarda kaval çalarak geçirir.
Yöre sakinleri, bu aşktan çok etkilenerek her sene sudan koyun geçirme yarışması yapıyor.
