Çorum’da yaşayan Abdullah amca, 70 yıldır ara vermeden günlük tutuyor
Çorum'da hayatını sürdüren 90 yaşındaki Abdullah Hastaoğlu, 70 senedir her gün çevresinde gelişen olayları ve yaşadıklarını hiç aksatmadan günlüğüne yazıyor.

1933 yılında Çorum'un Oğuzlar ilçesinde doğan ve ilk defa 1953 yılında vatani görevi yerine getirmek için köyünden ayrılan Abdullah Hastaoğlu, askerlik yaparken başladığı günlük tutmaya sonrasında da devam etti.
İlkokul mezunu olan Hastaoğlu, bulduğu boş kağıtlara gün içinde yaşadığı olayları yazarak başladığı günlük tutma alışkanlığına askerden döndükten sonra da Oğuzlar'da da devam etti.
11 kız kardeşten sonra doğduğu için yöre halkı tarafından "Kıymetli" lakabı ile tanınan Hastaoğlu, 70 yıldır devam ettiği günlük tutma alışkanlığını hala sürdürüyor.
Hastaoğlu, ajandalarının ilk sayfasına hediye edenin ismini not alıp teşekkür notu eklediği günlüklerini evinde özenle saklıyor.
Uzun yıllar çatı ustalığıyla çiftçilik yapan ve üç dönem de muhtarlık görevi üstelenen Hastaoğlu, hayatını eşi, oğlu ve oğlunun ailesi ile birlikte Oğuzlar'daki Obruk Barajı manzaralı evinde geçiriyor.
Sağlığı el verdikçe yazmak istiyor
Uyandığında okuduğu dua ve surelerden akşam uyuduğu saate, çevre olaylarından hava sıcaklığına, yeni doğanlardan vefat eden mahalleliye kadar, gün içinde tanık olduğu her şeyi günlüğüne yazan Hastaoğlu, sağlığı elverdikçe bu alışkanlığnı sürdürmek istiyor.
Cenaze bilgilerinde yanlışlık olursa ona soruyorlar
Beş çocuk babası Hastaoğlu, günlük yazmaktan çok keyif aldığını belirtti.
Günlük yazmaya başladığından beri bir gün bile aksatmadığı vurgulayan Hastaoğlu, "Her gün ne yaptıysam deftere onu yazıyorum. Misafirim gelmiş ise onu da yazıyorum. Şimdiye kadar boş kalan tek günüm olmadı. Ölenlerin adlarını da defterin arka sayfasına not ediyorum. Nerede öldüğü, nereye defnedildiğini tek tek yazıyorum. Belediyede cenaze bilgilerinde yanlışlık olursa eğer bana soruyorlar. Ben de isminden yerini bulup bilgileri isteyene veriyorum" şeklinde konuştu.
‘‘Yazmadığım tek gün olmamıştır’’
Bugüne kadar günlük yazdığı ajandaları evindeki bir dolapta sakladığını ifade eden Hastaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bundan zevk aldığım için yapıyorum. Kar yağmasını, yağmuru bile yazıyorum. Bu yıl çok zaman kar yağdı. Çoğu vilayete de yağmur yağdı, sel bastı. Türkiye'nin yarısını bu yıl sel götürdü, bunların hepsini yazıyorum. Bunları yazmayınca ben gece uyumam. Yatmadan önce her gün bunları yazıyorum. Günü bitirince de ne olduysa hepsini yazıyorum. O gün hangi işi yaptıysam yazıyorum. Yazmadığım tek gün olmamıştır. Kalça kemiğim kırılmış, ağır ameliyat olmuştum. Yine oturduğum yerden yazdım."
‘‘Kefene girene kadar yazacağım’’
Gençlik yıllarında yazısının da çok güzel olduğunu, yaş ilerleyince eskisi kadar güzel yazı yazamadığını belirten Hastaoğlu, "Yazmaya hep devam edeceğim. Kefene girene kadar yazacağım" şeklinde konuştu.
Akademisyenler günlükleri ansiklopedi yapmak istedi
Konuya ilişkin basın mensuplarına açıklama yapan Mustafa Hastaoğlu da babasının anılarını yaşatmaya devam etmek için günlüklerini özen ile sakladıklarını belirtti ve şöyle konuştu:
"Böyle bir alışkanlık bize geçmemiş. Babam her gün yatmadan önce yazar, sonra yatar. Hastanede bile yazmıştı. Önce müsveddeye yazıp sonra ajandasına temize geçiyordu. Eskiden daha çok aktif bir yaşamı olduğu için yazacak çok şeyi oluyordu. Şimdilerde çok dışarı çıkamıyor. O yüzden artık okuduğu Kur'an-ı ve ayetleri yazıyor."
Babasının günlüklerinden 2 akademisyenin de haberdar olduğunu belirten Hastaoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi.
"Akademisyenler buraya geldi ve 'Abdullah amcanın günlüklerini ansiklopedi yapmak istiyoruz.' dediler. Babam onlara güvenip ajandalarını vermedi. 'Kaybolursa, bir daha ulaşamam' diye korktu. Ajandalarını güvenip akademisyenlere veremedi. Aslında verseydik iyi olabilirdi. Kendisi rızası olmayınca biz bir şey diyemedik."
Babasının yaşamı dolu dolu yaşadığını belirten Hastaoğlu, "Çoğu ajandası duruyor. Eski ajandaları biraz daha küçük. Aralarında yırtılanlar da var. 1972’den bu yana tüm ajandaları duruyor. Önceki tarihlere ait olanlardan kaybolanlar da var" dedi.
Günlüklerde, meteorolojik olaylar ile ilgili kısa anlatımlar da dikkati çekiyor. Türkiye'de etkisini gösteren soğuk havanın "Sibirya soğukları" olarak medyaya yansıdığı Ocak 2008 tarihinde Hastaoğlu, günlüğüne şu şekilde not düşmüş. "Bugünler havalar çok soğuk gidiyor. Sibirya soğukları devam ediyor."