11 ayın sultanı Ramazan Osmanlı’da nasıl geçerdi

Popüler kültürün etkisiyle her geçen gün kaybolan değerlerimiz için ‘ah çekmeye’ devam ediyoruz. Ah ah nerede o eski Ramazanlar…

YAŞAM 06.05.2019, 14:07 06.05.2019, 15:39
11 ayın sultanı Ramazan Osmanlı’da nasıl geçerdi

Osmanlı kültüründe Ramazan ayı heyecanla beklenirdi. Üç ayların girmesiyle birlikte Ramazan’da gelecek misafirler için evlerde temizlik yapılırdı. Ramazan ayı yaklaştığında tüm camilerde ramazanı karşılamak için hummalı bir temizlik başlardı. Ramazan ayı gelmeden alışverişler tamamlanır, evler temizlenir, cadde sokaklar ve camiler Ramazana hazır edilirdi.

Medreseler tatil!

Medresede okuyan öğrenciler 3 ayların başlamasıyla tatile başlardı. Böylece öğrenciler hem rahatlıkla ibadetlerini yapabiliyor hem de tatillerini yapıyorlardı.

Ekmek fiyatları sabitleniyor

Devlet herkes karnını doyursun kimse aç kalmasın diye denetimlerini Ramazan ayında daha fazla artıyordu. Ekmek fiyatları ve temel gıda maddeleri tüm her yerde sabitleniyor, kimse daha pahalıya ekmek yada temel gıda maddesi satamıyordu. Ayrıca zam yapılması gereken ürün var ise bu ertelenir Ramazan ayı sonrasında zam yapılırdı.

Veresiye defterlerine temizlik!

Osmanlı’da varlıklı olan kişiler çarşı pazara borcu olan kişilerin borçlarını gizli şekilde öderlerdi. Tanımadıkları kişilerin borçlarını ödeyen insanların bunu hiçbir yerde konuşmazdı. Böylece bu durum gizliliğini korur, bir elin verdiğinden diğer elin haberi olmazdı.

Tanrı misafirlerine sofrada yer açılırdı

Davetli misafirlerin yanında eve çat kapı gelebilecek misafirler içinde hazırlıklı olunurdu. Ev sahibi tanrı misafiriyim diye gelen kişiyi sofrasına buyur ederdi. Eve yemek yemeye gelen kişi uğurlanırken mutlaka bazı hediyeler verilirdi. Bu hediyelere ise ‘diş kirası’ denirdi. Sofralarına gelerek ev sahibinin sevaba girmesini sağladığı için diş kirası ödenirdi.

Saray’da halk iftarı

Başta Topkapı Sarayı olmakla birlikte birçok köşk ve konakta da halk iftarları düzenlenirdi. Bu iftarlara davet olmadan gidilirdi. Karnı aç olan halktan her kesim bu iftarlara davet beklemeden gidebilirdi.

Askıda ekmek

Fırınlarda 1 ekmek alan kişinin 2 ekmek parası ödemesiyle 1 ekmek askıya çıkartılırdı. Böylece ekmek alamayacak durumda olanlar bu ekmeklerden ücretsiz olarak alabilirlerdi.

Halk tenbih ediliyordu

Bekçiler gün boyu halkı akşam camilere davet ederek tenbihname olduğunu duyuruyordu. Tenbihnamede Ramazan ayında insanların nasıl davranması gerektiği anlatılıyordu. Halk içerisinde zaten karşılıklı bir saygı havası hakimdi. İnsanlar yanlışları hoşgörüyle karşılayıp, düzeltmek için çaba gösteriyorlardı.

Hoşgörü havası hakim

Gündüzleri halkın arasında kimse kimsenin yaptığı iyilikleri konuşmaz, kimsenin oruç tutup tutmadığı konuşulmazdı. İftar saati geldiğinde kapılar açık bırakılırdı ki, yemekler birlikte yensin, paylaşmanın tadına varılsın diye. Akşam orucunu açtıktan sonra insanlar birbirlerine ziyarete giderek Türk kahvesi içerlerdi. İnsanlar birlikte Hacivat ve Karagöz izlemeye giderlerdi.  

Ramazan ayı Osmanlı’da aynı zamanda sosyalleşme yöntemlerinden birisiydi. Günümüzde de belediyelerimiz bu yöntemi fark etmiş olacaklar ki Ramazan ayında şenlikler, fuarlar, iftar çadırları gibi yöntemlerle bu kültürü yaşatmaya çalışıyorlar.

Yorumlar (0)