“Yanan bölgelere hangi ağaçlar dikilmeli?” sorusunun cevabını uzmanlar verdi 

5 ilde 14 orman yangını devam ederken söndürme ve soğutma çalışmaları da hızla ilerliyor. Kalan yangınların da kontrol altına alınmasıyla birlikte rahat nefes alacağımız günlerin gölgesinde sosyal medya ve tartışma programlarında en çok konuşulan konulardan biri de yanan bölgelere hangi ağaçların dikilmesi gerektiği. Konu ile ilgili herkesin farklı yorum yaptığı ortamda uzmanlar, bu sorunun cevabını verdi. 

TARIM 04.08.2021, 17:59 06.08.2021, 09:22
“Yanan bölgelere hangi ağaçlar dikilmeli?” sorusunun cevabını uzmanlar verdi 

Türkiye, yaklaşık 10 gündür orman yangınları ile mücadele ediyor. Söndürülen, tekrar başlayan, soğutulan, farklı yerden çıkan yangınlar derken her ne kadar herkes bitkin düşse de hem vatandaşların hem orman ve itfaiye ekiplerinin hem de kolluk kuvvetlerinin çalışmaları devam ediyor.  

5 ilde 14 aktif yangın bulunmasıyla birlikte tümünün son bulması umutları artmış vaziyetteyken tartışma programlarında, haber ajanslarında ve sosyal medyada insanlar en çok “Yangınlardan sonra bölgeye hangi ağaçlar dikilmeli?” sorusunu soruyor. Bir kesim bölgenin kendi haline bırakılmasını, ormanların kendi kendini tamir edeceğini söylerken diğer kesim de yanan bölgelerin hızlı şekilde kızılçam ile donatılmasını istiyor. Uzmanlar ise son zamanların en çok tartışılan konusuna açıklık getirmiş durumda. 

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Avcı, Akdeniz ve Ege’de yanan ormanlık alanların kızılçam yerine başka tür, özellikle de meyve ağaçlarıyla donatılmasının bilimsel bir dayanağının olmadığını belirterek şunları aktardı: “Kızılçam, ülkemize sonradan getirilen bir ağaç türü değildir. Akdeniz havzasında binlerce senedir varlığını sürdürmektedir. Bunlar Toroslar’da kurak alçak kesimlerde bulunur. Bazen orman içinde diğer türlerle karışık haldeyken bazen de tek başına karşımıza çıkar. Çoğunlukla dağlarda, bin metreden itibaren yerini sedir ve Toros göknarına yani kozalaklı ağaçlara bırakır. Akdeniz ormanlarımız, yüzlerce endemik bitkinin yaşam alanıdır. Bunların kendilerini doğal yollardan yenilemesine izin verilmelidir. Ormanlarımızı geri kazanmak şu anda onlara bakmaktan daha önemlidir. Sabır ve saygı gösterirsek ve yabancı tür ağaçları aralarına sokmazsak ormanlarımız kısa sürede kendine gelecektir.” 



Kızılçamın en geniş yayılma alanı Türkiye 

Avcı: “Kızılçam, Akdeniz ekosisteminin asıl ağacıdır ve en geniş yayılma alanı da Türkiye’dir. Bu ağaç ülkemize sonradan getirilmemiştir. Binlerce senedir var olduğunu bildiğimiz bu ağaçlar çabuk tutuştuğu için yerine zeytin ya da meyve ağacı dikilsin demek doğru değildir. Bunun bilimsel dayanağı da yoktur. Kızılçam ormanlarının bu kadar hızlı yanmasının sebebi, insan etkisi ve iklim koşullarıdır. Akdeniz ekosisteminde yer aldığımız unutulmadan, en kötü senaryolara hazırlanarak orman teşkilatlarını güçlendirmemiz gerekir” 

“Bilinçsiz ağaçlandırmayla doğal ortam korunamaz” 

Avcı: “Yangın sonrasında büyük çapta yapılan bilinçsiz ağaçlandırmayla doğal ortam korunamaz. Yangın sonrasında yapılacaklar için bilimsel uyarılar dikkate alınmalı ve ekosistemin kendisini yenilemesine izin verilmelidir.” 



“Kızılçam, ülkemizin en önemli orman kaynağıdır” 

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Tolunay ise konuyla ilgili şunları belirtiyor: “Kızılçam, ülkemizin en önemli orman kaynağıdır. Ormancılığın en kolay ve iyi şekilde yapılmasını sağlayan bir türdür. Binlerce senedir bu coğrafyada var olan kızılçamlar, bu yangını çıkarmamıştır. Bu yangınlar da yalnızca bu sene çıkmamıştır. 500 sene önce de yangınlar vardı, kızılçam vardı. Fakat bu bölge ve ağaç, küresel ısınma ile birlikte daha da hassaslaştı. Kızılçamı kaldırarak buralara başka ağaçlar dikmek ormancılık bilimine aykırıdır. Kızılçam dikerek orman oluşturulabildiği gibi tohumun kendi kendine çimlenmesine izin vererek de ormanlar oluşturulabilir. Yani bu ağaçlar kendi kendilerini sürekli doğururlar. Bu yüzden de her sene yanan yerlerde olduğu gibi yanan bu ormanlarda da hızlı şekilde yenilenme görmek mümkün olacaktır. Birkaç sene içerisinde fidecikler oluşacak. Buradaki ağaç türünün değiştirilmesi mümkün değildir. Tabiata karşı gelemezsiniz. Eğer değiştirmek isterseniz, tabiat bunu kabul etmez.” 



“Kızılçam, yangınlara adapte olmuş bir tür” 

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi İsmail Baysal: “Kızılçam, yangınlara adapte olmuş bir türdür. Şiddetli ve büyük yangınlar sonrasında hayati özelliklerini kaybeden yaşlı kızılçamların yerine kısa sürede gençlerinin geldiği görülür. Bu tür, kozalaklarında depoladıkları tohumlar ile şiddetli yansın sonrasında dökülmek ve döküldüğü yerde yeni ağaçlar çıkarmak suretiyle kendisini toparlar. Yüzlerce senedir çıkan orman yangınlarına adapte olmuş bu tür, bu şekilde varlığını devam ettirmiştir. Yangınların bizde bıraktığı etki ve kızılçamlarda bıraktığı etki aynı değildir. Fakat buna karşın kızılçamların dayanıksız olduğunu söylemek ve bunları doğadan dışlamak hem ekonomik hem de ekolojik olarak mantıklı ve makul değildir.” 

Kızılçam ormanlarında pek çok bitki ve canlı bulunuyor 

Baysal: “Kızılçam ormanlarında yalnızca kızılçamlar bulunmaz. İçlerinde farklı ağaçlar, bitkiler ve hayvan türleri bulunur. Bu ormanlarla özdeşleşmiş olan bir biyolojik çeşitlilik vardır. Kızılçam yerine meyve ya da zeytin ağacı dikmek, kızılçamın biyolojik çeşitliliğini yok edecektir. Tüm bunlar, olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu durumların etraflıca değerlendirilmesi gerekir. Ülkemizde yürütülen ağaçlandırma etkinlikleri de doğaya uygun şekilde olmalıdır.” 

Yorumlar (0)