Müsilaj, görmediğimiz için rahatsız etmiyor! İleri biyolojik arıtma tesisi şart 

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Belediyeler Birliği Başkanı Tahir Büyükakın, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un başkanlığında oluşturulan müsilajla mücadele kurumunun çalışmalarına devam ettiğini bildirerek bilgilendirmelerde bulundu. Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu’nun kurulmasından ve bugün İstanbul’da gerçekleştirilecek toplantıdan söz eden Büyükakın, farklı disiplinler arası çalışmaların yürütüldüğünü şu cümlelerle aktardı: “Müsilajı önleme çalışmalarının bir kısmı, buna sebep olan mikroorganizmanın ne olduğuyla ilgili detaylı çalışmalar yapılırken bir taraftan da kontrol sistemlerinde farklı çalışmalar yürütülüyor. Ayrı ayrı yapılan çalışmalar, periyodik olarak toplanan yetkililer tarafından değerlendiriliyor. Belediye başkanlıkları ve valilikler ile raporlar paylaşılıyor.” 

“Otoriteler, kendi planlarını uygulayarak müsilajla mücadele ediyor” 

Büyükakın: “Bir önceki koordinasyon toplantımızda 21 maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Planı açıklandı. Kirlilik ve müslajla mücadele konusunda o günden bu yana tüm yetkili kurumlarımız, kendi ajandalarını takip ederek bu kirlilikle mücadele etmeye çalışıyor. Mevcut kurulumuzun yanı sıra TÜBİTAK başkanlığında bir teknik kurul daha kuruldu. Bu kurul ise çalışmalarını, Bakan Kurum başkanlığında toplanacak olan yetkililer huzurunda açıklayacak.” 



“Tüm tesislerimiz 3 sene içinde ileri biyolojik arıtma sistemli olacak” 

Büyükakın: “Kocaeli’de çalışmalarda bulunuyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak önümüzdeki 3 sene içinde, kalan yüzde 35’lik biyolojik arıtma tesisimizin de ileri biyolojik arıtma sahibi olması için planlamalarımızı yaptık. 3 sene içinde 700 milyonluk yatırımla bu sorunu çözeceğiz. Diğer belediyeler de bu şekilde düzenlemelerde bulunuyorlar. İlgili kurum ve kuruluşlar ise bu düzenlemeleri takip ediyor. Şu anda bizim belediyemizde ön arıtma sayesinde denize bir damla su dahi bırakılmıyor. Kullandığımız arıtmaların yüzde 65’i ileri biyolojik arıtma iken yüzde 35’i de biyolojik arıtmadır.” 

“Ön arıtma, sanıldığının aksine oldukça zararlıdır” 

Büyükakın: “Ön arıtmada yalnızca fiziksel atıklar kenara ayrılır. Suyun içinde fosfor ve azot kalır ve bunlar da denize karışır. Mikroorganizmalar da bunlarla beslenir. Müsilaj dediğimiz maddenin sebebi de fosfor ve azottur. Bu iki maddeyi denizden uzaklaştırmamız gerekir. Bunun için de en iyi çözüm yolu, arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtma özelliği edinmesidir. Ülke genelinde yüzde 53 oranında ön arıtmayla denize deşarj yapıldığını biliyoruz. Bunun önlenmesi için bir an önce ileri arıtma tesisine geçilmesi şart. Bu tesislere ek olarak tarımsal endüstriyel kaynaklı kirliliklerin de kontrol edilmesi gerekiyor. Bu da eylem planlarında maddeler halinde sıralanıyor.” 

“Görülmemesi, olmadığı anlamına gelmiyor” 

Büyükakın: “Bakanlığımız başta olmak üzere tüm belediyeler, TÜBİTAK ve konunun diğer muhatapları bu durumu yakından takip ediyor. Her kurumun sorumluluğunu yerine getirip getirmediğini takip eden yetkililer var. Bundan sonraki süreçlerde ne yapacağımızı sıklıkla konuşmaya çalışıyoruz. Müsilajın şu anda görülmemesi, denizde olmadığı anlamına gelmiyor aksine, çok olmadığı anlamına geliyor. Mevsimsel olarak, suyun sıcaklığıyla da ilgili bu. Deniz akıntıları da müsilajın görünürlüğünü etkiliyor. Şu anda acil bir durumla karşı karşıya değiliz. Bazı bilim insanları sonbahar döneminde de müsilaj görüleceğini söylemişti. Bu, tahmin edilebilen bir şey değil ama şu anda deniz dibinde var olduğunu biliyoruz. Göremediğimiz için de rahatsız olmuyoruz. Fakat bu, tedbir alınmayacağı anlamına mı geliyor? Hayır. Hızlı şekilde ileri biyolojik arıtma tesislerini devreye sokmamız gerekiyor.”