Kastamonu'da çiftçiler çeltik üretimi için kolları sıvadı

Tosya ilçesindeki ekim alanlarında çalışmalara başlayan çiftçiler, nisan ayının ilk günlerinden bu yana hazırlıklarını sürdürüyordu. Çiftçiler tarafından büyük bir özveriyle ekilen çeltikler, daha sonra olgunlaşarak pirinç halini alıyor. Çiftçilerin zorlu ve emek isteyen çalışmaları ile üretilen pirinçler, yurt içi pazarının adeta bel kemiği konumunda bulunuyor. 

Türkiye’nin ilk çeltik fabrikası burada kurulmuştu

Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilen emirle, Tosya ilçesinde bundan yaklaşık 96 sene önce Türkiye’nin ilk çeltik fabrikası faaliyete başlamıştı. İlk fabrikanın kurulduğu bu topraklarda, 9 bin dekarlık ekim alanı üzerinde bir kez daha çeltik ekimine başlandı. 

Olgunlaşma süreci 130 günü buluyor

Pirinç üretimi ile meşhur olan bölgede Sarıkılçık ve Osmancık gibi pirinç çeşitleri yetiştirilerek, vatandaşların sofralarına hazırlanıyor. Senede ortalama 8 bin tona yakın pirinç üretiminin yapıldığı Tosya’da, yerel çiftçiler su altındaki tarlalarda emek harcayarak çeltiklerin olgunlaşması için ter döküyor. Çalışmalar esnasında tırmıktan küreğe kadar pek çok malzeme kullanan çiftçiler arasında kadınlar da önemli bir rol oynuyor. Ekilen çeltikler, 130 gün sonunda olgunlaşma evresini tamamlıyor. 

“Burada ortalama 160 dönüme yakın bir ekim alanında çalışıyoruz”

Çeltik ekimi ile ilgili görüşlerini paylaşan Çevlik Köyü Muhtarı Mahir Sarı, bölgede bin dekar genişliğindeki alanda üretim yaptıklarını belirterek, “Uzun yıllardır bu işin içindeyiz. Ailem de bu işi severek yapıyor. Burada ortalama 160 dönüme yakın bir ekim alanında çalışıyoruz. Bu sene ekim sezonu Ramazan ayına rastladı. Çiftçilerimizin geneli oruçlu vaziyette. O sebeple de biraz zorluyor doğal olarak. Ama çok şükür, Allah bir şekilde kolaylığını veriyor. Üretimimizi aksatmadan çalışmalara devam ediyoruz” şeklinde konuştu. 

“Hasat sezonu gelene kadar her türlü denetimine ve bakımına dikkat ediyoruz”

Çeltik ekiminin detaylarını anlatan Muhtar Sarı, “Öncelikle ekim alanlarımızı sürüyoruz. Sonrası su verme işlemini yapıyoruz. Ardından düzleme adı verilen keşanı oluşturuyoruz. Tohum atıldıktan sonra ilaçlama ve gübreleme aşamasına geçiyoruz. Hasat sezonu gelene kadar her türlü denetimine ve bakımına dikkat ediyoruz. Ortalama 130 güne kadar yetişme sürecini tamamlıyor. Bu 130 günlük süreç içerisinde gözümüz kulağımız her daim bu alanlarda oluyor” ifadelerini kullandı. 

“Tüm emekçi kardeşlerime kolaylıklar diliyorum”

Tarım alanlarında çalışan bir diğer çiftçi Mehmet Sarı da yaklaşık yarım asırdır tüm köy halkının bu mesleği yaptığını dile getirerek, “Ekimi tamamladıktan sonra bol bol burada kontroller yaparız. Suyu inceleriz. Eylül ayında genelde bu son buluyor. Hasada kadar bu şekilde devam ediyoruz. Bu sene ekimi Ramazan ayında yaptık. Oruçlu olduğumuz için, haliyle biraz zorladı. Çeltik üretimi bildiğiniz gibi su ile yapılıyor. Su içinde çalışıyoruz ama susuzuz bir anlamda. Allah bir kolaylığını veriyor, herhangi bir şikâyetimiz yok çok şükür. Çalışmayı sürdürüyoruz. Tüm emekçi kardeşlerime de kolaylıklar diliyorum” dedi.

“Ramazan ayında elbette çalışmak kolay olmuyor”

Görüşlerini paylaşan Mehmet Taşpınar ise yaptığı açıklamada, “Ben kendimi bildim bileli bu işin içerisindeyim. 13 yaşında başladım. O gün bugündür üretmeye devam ediyoruz. Ramazan ayında elbette çalışmak kolay olmuyor. Suyun içindeyiz. Açlık var, susuzluk var. Yoruluyoruz. Ama Allah da emeklerimizi görüyor elbette. Hem orucumuzu tutup hem ekmeğimizi kazanmanın peşindeyiz. Çoluğumuz çocuğumuz buradan gelecek rızıkla büyüyor. Çeltik üretimi gerçekten çok zor. Sofralara gelen pirincin bin bir türlü aşaması var. Sık sık buraları denetliyoruz, kontrol ediyoruz. Kuru kalması da kötü, sulu kalması da kötü. Dengeyi iyi tespit etmek ve ona göre ayarlamak gerekiyor. Basit bir iş değil, herkesin altından kalkabileceği bir meslek de değil” ifadelerini kullandı. 

“Yaklaşık 44 senedir bu işi yapıyorum”

Kadın çiftçilerden Emine Taşpınar da uzun süredir bu mesleği yaptığını belirterek, “Kolay bir iş değil ama bizler de kadınlar olarak emeğimizi ortaya koyuyoruz. Yeri geliyor sıcak havada çalışıyoruz, yeri geliyor dondurucu soğukta mücadele ediyoruz. Ramazan ayına kısmetmiş bu sene. Rızkımızı da bu şekilde çıkarmaya çalışıyoruz. Oruçlarımızı da bırakmadan işimizi yapmaya gayret ediyoruz. Ben yaklaşık 44 senedir bu işi yapıyorum. Pirinç üretimi bir tecrübe ve sabır istiyor. Biz de ömrümüzü bu işe adamış vaziyetteyiz” şeklinde konuştu.