Denizden sofralara midye serüveni!

Sokak lezzetlerinin en sevilen deniz mahsullerinden biri olan midye, çorbasından dolmasına, tavasından pilavına birçok şekilde tüketiliyor.

Türkiye'de yıllık tüketimi yaklaşık 1 milyon ton olan midyeye ilişkin bilgi veren midye dolma üretim tesisi mühendislerinden Su Ürünleri Mühendisi Mahmut Ergün, "Ağır metal taşıyan bölgede yetişmiş midyeyi sürekli tüketen bir kişide yıllar sonra belirtiler ortaya çıkar. Yoğun bir ağır metal söz konusuysa bu tüketim kişinin felç olmasına bile yol açabilir. Halk arasında bir söylenti olan midyenin adet görme durumu söz konusu da değil, ancak vatandaş midyeyi güvendiği yerlerden tüketmeli" diye konuştu.

Midyenin harmanlanabileceği birçok tüketim şeklinin yanı sıra denizden toplanmasında da yaşanan zorluklar dikkat çekiyor.

İşlenmesi, hazırlanması ve pişirilmesi esnasında hava kirliliği, böcek ve kurtlanma gibi dış etkenlere de kolayca maruz kalabilirken, midye dolmanın yüksek pH ve besin örüntüsü, mikroorganizmaların üremesi için güçlü bir ortam olarak vuku buluyor.

Midyenin Türkiye’deki üretimini Avrupa Birliği de destekliyor. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından tüketime hazır ürünler kategorisine dâhil edilen midyenin sağlıklı bir deniz ürünü olarak değerlendirilebilmesi için yetiştirildiği önem büyük önem arz ediyor.

“Ağır metal bulunan sularda yetişen midyeler felce neden olabilir!”

Ergün, Karaburun’da dalgıçların denizden çıkararak midyeleri 14 ay sonra hasat yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Hasat sonrası fabrikalarda işlenen midyeler açılarak temizleniyor ve pirinç ile dolduruluyor. Ardından 90 derecede yarım saat boyunca pişirilen midyeler, dayanma süresi olan 24 saati aşmadan satış noktalarına götürülüyor. Midye çiftliklerinde 'B bölgesi', ağır metal taşımayan bölgeyi ifade ediyor. 'A bölgesi' ise tertemiz olan bir yer demek. Ancak bazen bu ikisi dışında, ağır metal taşıyan bölgelerde merdiven altı üretimler yapılıyor. Bunun risk oranı çok yüksek. Onaylı olmayan yerlerde şartlar uygun değildir. Burada tüketicinin güvenilir yerlerden midye satın alması gerekiyor. Ağır metal taşıyan bölgede yetişmiş midyeyi sürekli tüketen bir kişide yıllar sonra belirtiler ortaya çıkar. Yoğun bir ağır metal söz konusuysa bu tüketim, kişinin felç olmasına dahi yol açabilir."

İzmir Bornova’da bulunan midye dolma üretimi tesisinde 55 kadın işlemede, hasatında 3 dalgıç 2 mühendis toplam 200 kişi çalışıyor. Ergün, midyelerin dişi ve erkek olmalarına göre ayrıldığını ifade ederek, "Midyeler hava aydınlık olduğu zaman çoğalıyor. Halk arasında bir söylenti olan midyenin adet görme durumu söz konusu değil. Midyenin hasat boyuna gelmesi ortalama 14 ay sürüyor. Midye ne kadar çok beslenirse o kadar et verimi artar" diye konuştu.

“Türkiye'de midye talebinin en yüksek olduğu şehir İzmir”

Midye üreticisi Serkan Alak, “Midye yetiştiriciliği, fabrika ve satış noktasını işletiyoruz. Balıklıova'daki çiftlikte midye yetiştiriciliği yapıyoruz. Çiftlikte dalgıçlarımız tarafından yetiştirilen midyeler fabrikamıza gelerek işleniyor. Fabrikada midyelere yıkama, açma, sarma işlemleri uygulanıyor. Avlanma yasakları artınca, hammaddeye ulaşmak zorlaştı. Avrupa Birliği de midye üretimini destekliyor. Hammadde bulunabilirse işletmemizde en az 600 kişiye daha istihdam sağlanabilir. İzmir, Türkiye'nin midye talebi en yüksek olan şehri. Burada herkes midyeyi seviyor. İzmirliler atıştırmalık bir çekirdek gibi midye yiyor” ifadelerini kullandı.

Uzun kuyruklar oluşuyor!

İzmir'de midye satın almak üzere uzun kuyruklarda bekleyen vatandaşlardan Kadir Kocagül, “İzmir halkı olarak hepimiz seviyoruz.

Sıcak ve taze olan yerlerden midye satın alıyoruz. Bazı yerlerde yediğimiz midyelerden rahatsız olduğumuz zamanlar da oldu. Bu yüzden artık sürekli güvendiğimiz yerlerden midye tüketiyoruz” dedi.

Midye kuyruğunda bekleyen Okan Pınar adlı bir vatandaş ise "Uzun kuyruklarda beklemeye değiyor. Hep aynı yerlerden midye satın alıyoruz. Seyyardan almıyoruz. İşletmelerde hiç değilse muhatap olacağımız kişiler belli" diye konuştu.