Bayburt'ta ata tohumu kırık buğdaylar toprakla buluşuyor

Köyündeki 400 dönümlük ata topraklarına yonca, arpa ve buğday eken Köprücü, organik tarımla uzun senelerdir uğraştığını, bu sebeple de elde ettikleri tohumların yapısının, bugünlere bozulmadan geldiğini aktardı. Tarlayı sürerek kırık buğday tohumlarını toprakla buluşturan Köprücü, suya ihtiyaç duymadan buğdayın yetiştiğini, kar ve yağmur sularının yıl içerisinde yeterli olduğunu aktardı. 

"Ata tohumuyla ata topraklarımızda organik tarım yapıyoruz" 

Yerli tohumlarla pek çok hububatın ekimini yaparak, hasat yapan ve yıl içerisinde 30 ton arpa ve 40 ton buğday mahsul alan Köprücü, devletin organik tarıma ciddi desteklerinin olduğunu aktardı. Köprücü kırık buğdayın geçmişinin 400 seneye dayandığını, genlerinin bozulmadığını, bu tarım yöntemiyle yerli tohumun devamının sağlanacağını ifade ederek, "Ata tohumuyla ata topraklarımızda devam ediyoruz. Kırık buğday, yonca olsun tüm hububatların yerli tohumlarla ekimini gerçekleştiriyoruz. Kırık buğdayın şöyle bir artısı var, hiç geniyle oynanmamıştır, bu buğdayın 400 seneye dayanan bir geçmişi var. Kırık buğdayın bir diğer niteliği ise şeker oranının düşük olması. Evimizde pek çok alanda ektiğimiz bu buğdayları kullanıyoruz. Ekmekte, unda, akla gelebilecek hamur işlerinin tamamında kullanıyoruz" açıklamasını yaptı. 

Devlet çiftçiye destek veriyor, devlet eliyle organik tarım gelişiyor 

Devletin çiftçiye desteklerinin çok önemli olduğunu söyleyen Köprücü, üreticinin yüksek düzeye gelmesi ve kaliteli ürünler ortaya koyması hedefiyle desteklerin yapıldığını aktardı. Organik tarıma ve ata tohuma devletin önem verdiğini ve desteğini esirgemediğini söyleyen Köprücü, "Devletimiz elinden geldiğince çiftçiye yardımcı oluyor. Özellikle ata tohumlarına desteği daha büyük. Mazot ve normal gübre desteğinin dışında ata tohumlarıyla gerçekleştirilen organik tarıma devletimizin ciddi desteğini görüyoruz. Dekar başına çok ciddi ücretler ödüyor. Devletimiz sağ olsun, var olsun" açıklamasını yaptı.

“Kırık buğday ekimi Bayburt'ta arttı" 

Kırık buğdayın Bayburt'ta kaybolmaya yüz tuttuğu sırada devletin destekleriyle yeniden buğday ekiminde hareketliliğin yaşandığını belirten Köprücü, "Bayburt'ta kırık buğday yok olmaya yüz tutmuş bir türdü. Devletin organik tarıma ilişkin gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde kentimizde kırık buğday ekimi bayağı bir artmaya başladı" şeklinde konuştu. 

"Buğdaylarımız tarladan ambara, ambardan soframıza geliyor" 

Kırık buğdayın öğütülerek un haline gelmesinin ardından unu mutfakta birçok yöresel lezzette kullandıklarını ifade eden Köprücü, "Toprakla buluşturduğumuz kırık buğday, tarladan ambara, oradan da soframıza kadar geliyor. Bu buğdaylar mutfakta pek çok alanda kullanılıyor. Bayburt'a has yöresel çorbamız olan kavut çorbasının yapımı aşamasında buğdaydan sağlanan un önemli bir yere sahip. Saclarda kavrulan buğday, değirmende una dönüştükten sonra kışın vazgeçilmez lezzeti olan kavut çorbasında kullanılıyor. Bayburtlular kavut çorbasını devamlı olarak tüketirler, lezzetli bir çorbadır. Bununla beraber kışın tükettiğimiz ayranlı çorbada kırık buğday konulur. Dediğim gibi kırık buğday mutfakta sık sık kullanılır ve Bayburtlunun vazgeçemediği bir türdür. İnşallah devletimizin desteğiyle şehrimizde kırık buğday ekiminin devamlılığı artacak, devletimiz var olsun, sağ olsun" sözlerini kullandı.