Tarihin en prestijli bisiklet turu: Tour de France

Tarihin en prestijli bisiklet turu olan Tour de France’da (Fransa Bisiklet Turu) heyecan kaldığı yerden devam ediyor. 24 Temmuz’a kadar devam edecek yarışlarda 22 takımdan toplam 176 sürücü, 3228 kilometrelik yarışı birinci sırada tamamlayabilmek için kıyasıya mücadele edecek. Oldukça ilginç bir hikayeye sahip olan bisiklet turunda sürücüler yarışı kazanabilmek oldukça yoğun miktarda yiyecek tüketiyorlar. Doğanın eşsiz manzaralarına tanıklık edebileceğiniz bu bisiklet turunda birçok soruya da yanıt bulabilirsiniz: Bir sürücü bisiklet sürerken kaç watt enerji üretir? Bisiklet üzerinde dengeyi nasıl sağlanır? Uzman ve acemi sürücüleri birbirinden ayıran temel farklılıklar nelerdir? Hepsi ve daha fazlası haberin ayrıntısında yer alıyor…

SPOR 07.07.2022, 23:16 08.07.2022, 09:06
Tarihin en prestijli bisiklet turu: Tour de France

Günümüzün en popüler ve prestijli bisiklet yarışı Tour de France (Fransa Bisiklet Turu) oldukça ilginç bir geçmişe sahip. 1903 yılında yeni kurulmuş bir spor gazetesinin en yakın rakibinin tirajına ulaşabilmesi için düzenlenen Fransa Bisiklet Turu o günden bugüne oldukça değişti. 20’nci yüzyılın başlarında Fransa’da en popüler spor gazetesi 80 bin abonesi olan Le Velo gazetesiydi. Daha sonra Fransa’da Dreyfus olayı patlak verdi. Fransız Genelkurmay’ında görev yapan Yahudi bir askerin Almanya’ya bilgi sızdırmak ve vatana ihanet suçundan haksız yere aldığı hapis cezası ülkede moralleri bozdu. Casuslukla itham edilen Yüzbaşı Alfred Dreyfus’un davası süresince toplum ikiye bölündü. Kimileri Dreyfus’un masum olduğunu düşünürken kimileri ise suçlu olduğunu düşünüyordu. Düşünce farklılıkları nedeniyle Le Velo gazetesinde de bölünmeler yaşandı. Gazetenin bazı çalışanları 1899 yılında gazeteden ayrılarak L’Auto adında kendi gazetelerini kurdu. Gazetenin editörü ise ödüllü bir bisikletçi ve spor gazetecisi olan Henri Desgrange’dı.

1947 yılından beri aralıksız düzenleniyor

1903 yılına gelindiğinde gazetenin sadece 20 bin abonesi vardı. Le Velo’nun başarısına ulaşmak isteyen Desgrange ve ekibi satışları artırmak için bir bisiklet turu düzenledi. 19 Ocak 1903 tarihinde Fransa Bisiklet Turu’nun duyurusu L’Auto gazetesinde yayımlandı. İlk yarışa sadece 60 bisikletçi katıldı ve yarış sadece 6 etaptan oluşuyordu. Yarışı kazanan Maurice Garin 12 bin Franlık ödülün de sahibi oldu. Bu miktar o dönemde çalışan bir insanın 1 yıllık maaşına tekabül ediyordu ve bu ödül halkın büyük ilgisini gördü. 1923 yılına gelindiğinde L’Auto günde 500 bin tiraj alan bir gazeteye dönüşmüştü. 1933 yılında ise 850 bin tiraja ulaşmıştı çünkü L’Auto o dönemde Fransa Bisiklet Turu ile ilgili haber yapma yetkisine sahip tek gazeteydi. Fransa Bisiklet Turu Birinci Dünya Savaşı sırasında 5 yıl, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise 8 yıl yapılamadıysa da 1947 yılından beri her yıl aralıksız olarak gerçekleştiriliyor. Yarışın başarısı gazeteden bağımsız bir hale gelerek uluslararası spor arenasında da kabul gördü. Turun heyecanı pek çok filme, belgesele, edebiyat dünyasında önemli romanlara ve hatta müzik albümlerine bile konu oldu.

Doğanın eşsiz manzaralarına tanıklık etmek

Bu yılki Tour de France yarışmasına sürücü olarak katılsaydınız yarışmanın 17. etabında ilk olarak rakımda yaklaşık 400 metre kademeli bir artışla yaklaşık 112 kilometre bisiklet sürmeniz gerekecekti. Ama henüz işin eğlenceli kısmına gelmediniz: Hautes-Pyrénées dağları. Zira insanların Tour de France gibi yarışmaları takip etmesinin en büyük nedenlerinden biri de doğanın eşsiz manzaralarına tanıklık etmek. Sonraki 64 km boyunca rakımda 1.6 kilometrelik artışla üç dağ zirvesine tırmanmanız gerekecek. Hayatınızın en zinde gününde 17’nci etabı bile bitiremeyebilirsiniz ve 17’nci etap, 23 günde tamamlanması gereken turun 21 etabından sadece biri.

Turu yalnızca seçkin birkaç sporcu tamamlayabiliyor

Spor fizikçileri yukarıda 17’nci etap için tanımlandığı gibi bisiklet turlarını arazi verileri ve fizik yasalarını kullanarak modelliyor. Ancak bu turları tasarlayanlar bile dünyanın en ünlü bisiklet yarışını tamamlamak için gereken fiziksel yetenekleri anlamakta güçlük çekiyor. Fransa Bisiklet Turu'nu yalnızca seçkin birkaç insan tamamlayabiliyor. Geri kalanımızın sadece hayal edebileceği şeyi yapabilmelerinin nedeni, bu sporcuların muazzam miktarda güç üretebilmeleridir. Bisiklet sporunda güç, bisikletçilerin enerji yakma hızına bağlıdır ve bu enerji yedikleri yiyeceklerden gelir.

Mikrodalga fırını çalıştırabilecek kadar enerji üretiyorlar

Bir bisikleti hareket ettirmek için sürücü kaslarından gelen enerjiyi bisiklet aracılığıyla tekerleklere aktarır. Sürücü enerjiyi ne kadar hızlı harcarsa, güç o kadar büyük olur. Bu enerji aktarım hızı genellikle watt ile ölçülür. Tour de France bisikletçileri, çoğu insana kıyasla inanılmaz uzun süreler boyunca muazzam miktarda güç üretme yeteneğine sahiptir. Bisikleti hobi amaçlı olarak kullanan ve zinde olan birisi 20 dakika boyunca kesintisiz olarak 250 watt ila 300 watt arasında güç üretebilir. Tour de France bisikletçileri aynı zaman diliminde 400 watt'ın üzerine kadar çıkabiliyor. Bununla birlikte bu profesyoneller, dik bir yokuşta kısa süreli hızlanmalarda 1.000 watt'a kadar ulaşabilirler. Kabaca ifade etmek gerekirse bu değer bir mikrodalga fırını çalıştırmak için yeterli güçtür.

Yerçekimi, sürtünme kuvveti ve hava direnci ile savaşmak

Ancak bir sürücünün bisikletine harcadığı enerjinin tamamı bisikleti ileri hareket ettirmek için harcanmaz. Sporcular aynı zamanda, tekerlekler ve yol arasındaki sürtünme kayıpları ve hava direnci ile de mücadele eder. Yokuş aşağı inerken yerçekiminden yardım alırlar ancak yokuş tırmanırken yerçekimi ile savaşmak zorunda kalırlar. Bisikletçilerin harcadıkları güç ile bağlantılı yerçekimi, hava direnci ve sürtünme etkileri de dahil olmak üzere işin tüm fiziği modele dahil edildiğinde bilim insanları tipik bir Tour de France sürücüsünün yarışın yaklaşık 80 saatinde ortalama 325 watt harcaması gerektiğini tahmin ediyor. Ortalama bir bisiklet sürücüsünün sadece 20 dakika boyunca 300 watt üretebildiğini hatırlatmakta fayda var.

Kaslarımızdaki verimlilik yüzde 100 değildir

Bununla birlikte kaslarımız, herhangi bir makine gibi, gıda enerjisinin %100'ünü doğrudan enerjiye dönüştüremez. Örneğin kaslar, yüzme gibi aktiviteler için kullanıldığında %2; kalp ile ilgili enerji harcamalarında ise %40 verimli olabilir. Lynchburg Üniversitesi eğitim görevlisi John Eric Goff tarafından gerçekleştirilen modelde sporcuların ortalama olarak %20 verimlilik ile enerji ürettikleri kabul edildi. Tour de France'ı kazanmak için gereken enerjinin yanı sıra bu verimliliği de hesaba katarak, kazanan sporcunun ne kadar yiyeceğe ihtiyacı olduğu tahmin edilebilir.

Yiyecekleri kilometrelere dönüştürmek

21 etabı tamamlayan en iyi Tour de France bisikletçileri, yarış sırasında yaklaşık 120.000 kalori ya da etap başına ortalama yaklaşık 6.000 kalori yakar. Bu yılki 17. etap gibi daha zorlu bazı dağ etaplarında yarışçılar yaklaşık 8.000 kalori yakacaklar. Bu büyük enerji kayıplarını telafi etmek için sporcular reçel ruloları, enerji çubukları ve ağız sulandıran jeller gibi yiyecekler tüketiyorlar. Böylece besinleri çiğnemek için de ekstra olarak enerji harcamayarak verimliliklerini de arttırıyorlar.

200 yılık bir serüven

İnsanlar, 1817 yılında "Drezin" ya da "Velespit" olarak adlandırılan araçlarla başlayarak 200 yıla yakın bir süredir bisiklet benzeri araçlar kullanıyor. Bisiklete binmek ve bisikleti dengelemek basit ve zahmetsiz gibi görünse de, bir sürücü tarafından kullanılan iki tekerlekli araçların gerçek kontrol süreci hala biraz gizemli. Araştırmacılar, matematiksel denklemleri kullanarak, sürücüsü olmayan bir bisikletin kendini nasıl dengeleyebileceğini açıklayarak bunun gerçekleşmesi için kritik olan bisiklet tasarım özelliklerini belirleyebiliyorlar. Bununla birlikte, bir bisikletin bir sürücü ile stabilitesini yani dengede kalma kabiliyetini matematiksel olarak ölçmek ve tanımlamak çok daha zordur. Zira özellikle sürücü yeteneği büyük ölçüde değişebilir. Bu konuda araştırmalar yürüten bir ekip farklı dengeleme teknikleri kullanıp kullanmadıklarını araştırmak için uzman ve acemi sürücüleri laboratuvarda bir araya getirdi.

Bisiklet üzerinde dik durmanın fiziği

Bisikleti dengelemenin büyük bir kısmı, sürücü ve bisiklet sisteminin kütle merkezini kontrol etmekle ilgilidir. Kütle merkezi, sürücü ve bisikletin birlikte oluşturduğu tüm kütlenin yoğun olarak kabul edilebileceği noktadır. Düz sürüş sırasında, sürücü her zaman bu kütle merkezini tekerleklerin hizasında tutmalıdır. Bunu tekerleklerin ekseninden geçen hayali bir çizgi olarak düşünebilirsiniz. Bisiklet sürücüleri iki ana dengeleme stratejisi kullanabilir: bisikletin durumuna göre şekillenen direksiyon hareketleri ve vücut hareketi. Direksiyon dengeyi korumak için kritik öneme sahiptir ve bisikletin hareket etmesini sağlayarak bizi taşıyan destek tabanını kütle merkezinin altına getirir. Tek elinizle büyük bir sopayı dengede tuttuğunuzu hayal edin. Bir bisikleti yönlendirmek, sopayı dengede tutmak için gereken el hareketlerine oldukça benzer. Bisiklete göre ayarlanan sola ve sağa eğilme gibi vücut hareketleri ise direksiyondan daha küçük bir etkiye sahiptir, ancak kütle merkezini ayarlayarak bir sürücünün denge düzeltmeleri yapmasına izin verir. Bir bisikleti dengelemek için direksiyon kesinlikle gereklidir, oysa vücut hareketleri şart değildir. Dengeyi sağlamak için kullanılan bu iki hareketin belirli bir kombinasyonu yoktur. Bir bisikleti dengelemek için temel strateji, Karl von Drais'in belirttiği gibi, direksiyonunuzu düştüğünüz tarafa yöneltmektir.

Acemi ve uzman sürücüler arasındaki temel fark

Sürücüler matematiksel denklemler kullanılarak tanımlanmış olsa da, yukarıda bahsedilen basit denklemler farklı yetenek seviyelerindeki sürücüler arasındaki farkları anlamak veya belirli bir bisikletteki belirli bir sürücünün dengesini tahmin etmek için pek kullanışlı değildir. Bu nedenle araştırmacılar hem acemi hem de uzman sürücüler tarafından kullanılan kontrol türlerini ve iki grup arasındaki farkları keşfetmek için bir deney gerçekleştirdi. Çalışmada uzman sürücüler kendilerini yetenekli bisikletçiler olarak tanımladılar. Bu sürücüler düzenli antrenman sürüşlerine çıkan, bir bisiklet kulübüne veya takımına üye olan, yılda birkaç kez yarış ve kapalı alanda antrenman yapan sürücülerden oluşuyordu. Acemi sürücüler ise bisiklet sürmeyi biliyorlardı, ancak bunu sadece ara sıra eğlence veya ulaşım için yapıyorlardı. Bu nedenle kendilerini uzman olarak tanımlamadılar.

Hareket yakalama sistemleri ile test edildi

Deneyler sürücülerin silindirler üzerinde tipik bir dağ bisikleti sürdükleri, hareket yakalama sistemlerinin yer aldığı bir laboratuvarda gerçekleştirildi. Silindirler, bisikletin ileri ve geri gitmesini engeller ancak yanal harekete izin verir. Bisikletler dışarıda olduğu gibi pedal çevirerek, direksiyonu çevirerek ve eğilerek dengeyi korumak için bir sürücüye ihtiyaç duyarlar. Bisikletin tüm hareketini ölçebilmek için sensörler monte edildi ve bir hareket yakalama sistemi kullanıldı. Silindirlerin altındaki bir kuvvet platformu, kütle merkezinin yanal konumunun hesaplanmasına olanak sağladı. Böylelikle bir sürücünün nasıl eğildiği ve dengesini nasıl sağladığı daha iyi anlaşıldı.

Uzman sürücüler az ama öz hareket ediyor

Hem acemi hem de uzman binicilerin düşük hızlarda benzer denge performansı sergilediği görüldü. Ancak daha yüksek hızlarda, uzman sürücüler daha küçük ama daha etkili vücut hareketlerinin yanı sıra daha az direksiyon hareketi yaparak üstün denge performansı elde ettiler. Hızdan bağımsız olarak, uzman sürücüler direksiyonu daha küçük hareketlerle ve daha az kullandılar. Uzman sürücülerin vücut hareketlerini acemi binicilere göre daha etkili kullanabildikleri ve bunun da hem dengeyi sağlamak için aşırı direksiyon kullanımına hem de vücut hareketlerine olan talebi azalttığı sonucuna varıldı.

Farklılıklar ne anlama geliyor?

Bu çalışmalara rağmen, insanların bisikleti nasıl sürdüğü ve bisikleti nasıl dengelediği konusunda hala öğrenilecek çok şey var. Bisikletler üzerinde gerçekleştirilen araştırmalar, tipik bir bisiklet yolculuğunun yalnızca bir kısmını oluşturan düz çizgi sürüşü ile sınırlıdır. Dünyanın her yerinde, uzman sürücüler, ince hareketlerle bisikleti nasıl kontrol edeceklerini biliyorlar. Gerçekleştirilen çalışmada, farklı beceri seviyelerine sahip sürücüler arasında ölçülebilir farklılıklar olduğu ortaya koyuldu. Ama bu farklılıkların anlamları hâlâ belirsiz. Farklılıklar, acemi sürücüler için daha yüksek bir kaza riskiyle bağlantılı mı? Yoksa farklılıklar, saatlerce süren antrenman sürüşleriyle ince ayarlanan farklı bir kontrol tarzını mı yansıtıyor? Tüm bu araştırmalar bir yana 1 Temmuz 2022 tarihinde başlayan Fransa Bisiklet Turu’nda heyecan kaldığı yerden devam ediyor. 24 Temmuz’a kadar devam edecek yarışlara 22 takımdan toplam 176 sürücü katılıyor. Danimarka’nın Kopenhag şehrinden başlayıp Fransa’nın Paris kentine kadar sürecek kıyasıya yarışta toplamda 3228 kilometre mesafe kat edilecek. Siz de tarihin en eski ve mücadeleci yarışmalarından birine tanıklık etmek isterseniz 24 Temmuz tarihine kadar Fransa Bisiklet Turu’nu takip edebilirsiniz.

HABERNEDİYOR.COM | TAYFUR BAL - ÖZEL HABER

Yorumlar (0)