MHP lideri Devlet Bahçeli: Ülkemiz kutupyıldızı gibi parlıyor

MHP lideri Bahçeli, grup toplantısında Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde iki ülkeyle de konuşabilen ülke konumunda olan Türkiye’nin bütün dünyanın dikkatini çektiğini söyleyerek, “Türkiye bir kutupyıldızı gibi parlamaktadır.” dedi.

SİYASET 15.03.2022, 13:39
MHP lideri Devlet Bahçeli: Ülkemiz kutupyıldızı gibi parlıyor

MHP lideri Bahçeli, Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya krizindeki diplomasi trafiğine ilişkin, “Hem Ukrayna hem de Rusya ile konuşma yapabilen bir Türkiye herkesin dikkatlerini çekmektedir. Son 1 haftada ülkemizi ziyaret eden hükümet ve devlet başkanlarının hüviyetlerine baktığımızda bunların tesadüf olmadığı görülecektir. Ülkemiz bir kutupyıldızı gibi parlamaktadır.” şeklinde konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı. Bahçeli’nin konuşmasından önemli satırbaşları şu şekilde oldu:

“Her canlı nefes alır fakat insan olmak için nefes almaktan çok daha fazlası gereklidir. Geçtiğimiz 14 Mart Tıp Bayramı, taşımış olduğu anlamın yanında feragatin, vefanın, özverinin bütün sağlık çalışanlarımızda nasıl bayraklaştığını gösteren özel bir gündür. Hemşirelerimize, doktorlarımıza, hasta bakıcılarımıza bizler ne yapsak azdır. Onlara gönül borcumuzu ödememiz kolay değildir.

Sağlık çalışanları için yeni haklar

Ülkemizde maalesef 2 sene içerisinde 96 bin insanımız yaşamını yitirdi. Can kayıplarımız isü sürüyor. Koronaivrüs varyantlarla ve mutasyonlarla yaşamın her alanını doğrudan tehdit ediyor. Salgın her yeri etkisi altına aldı. Bizlere düşen öncesinde tedbir alıp ardından ise tevekkül etmektir. Koronavirüs ile mücadelede bütün sağlık çalışanlarımızın olağanüstü bir gayreti olmuştur. Gece-gündüz demeden fedakarlık anıtı oldular.

Doktorlarımız başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımızın isteklerini görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu 5 adet müjdenin oldukça yerinde olduğunu düşünüyoruz. Cumhur ittifakı ve Milliyetçi Hareket partisi olarak sağlık çalışanlarımızın yanındayız.

Türk Tabipler Birliği’ne tepki

Koronavirüs hastalığının şiddetlendiği zamanda vatandaşlarımıza korku salan, onları endişeye sevk eden küçük bir azınlığın kara propagandalarını da unutmuş değiliz.

Türk Tabipleri Birliği kara propagandanın sevk ve idaresinin gerçekleştirildiği yer olarak karşımızda durmaktadır. Bunlar mesleğe başlarken etmiş oldukları Hipokrat yeminini çiğnemişlerdir.

Şimdi de Türkiye’yi terk ediyorlarmış hekimlerimiz… Bunu diyorlar. Kalbinde vatan sevgisi bulunan hekimlerimizin bir yere gittikleri yok. Türk Tabipleri Birliği yönetimine çöreklenen bir avuç Türkiye karşıtıdır. Gidişleri olsun fakat dönüşleri olmasın. Bunların dışında giden olursa kendi keyifleri bilir.

Çanakkale Zaferi’nin 107’nci senesi…

Unutmamak gerekir ki her gecenin bir hesabı vardır. Bu sabahın ışığı ufukta görülmüştür. Basmış olduğumuz yerleri bizler toprak deyip de geçmedik, altındaki binlerce kefensiz yatanı düşündük. İstikbalimiz uğruna vahşi senaryoların sayfaları yakıldı.

Çanakkale, kınalı kuzuların şeref madalyasıdır. 107 sene evvel tarihin seyrini, akışını değiştiren muhteşem bir vatan savunması Çanakkale’de görülmüştür. Bölgesel ve küresel senaryolar çöpe atılmıştır. Bu cennet vatanımızı almak istediler ama vermedik. 7 düvel toplanarak üzerimize geldi ancak eğilmedik. Hedef olan yalnızca milletimiz ve devletimiz değil, koskoca bir tarihimizdi. Düşmanı karada bitirdik, denizde batırdık.

Çanakkale bir şuur, ufuk ve gururdur. Aziz şehitlerimizin zafer emanetidir. Bu emanet bizim başımızın üzerindedir ve hiçbir şekilde lekelenmeyecektir.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’na tepki

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı iki günlük Diyarbakır gezisinde, “Kirli tarihimiz ile yüzleşmemiz gerekir” deyip konuşmuş. Tarihimize kirli sözünü söylemek vatan, millet sevgisinden nasibini almamaktadır, namertliktir. Kast etmiş olduğu Türk milletinin ve tarihiyse önce kendisinin Çanakkale’ye dönüp bakmasını, ardından ise zillet emeklerini gözden geçirerek aklına başına alması tavsiyesini vermek isterim.

Kılıçdaroğlu, kendisiyle ve tarihiyle yüzleşebilir, bizce herhangi bir sakınca yoktur. Fakat Türk tarihi ile yüzleşmek, söylemeye çalıştığı buysa bu tarih CHP Genel Başkanı’nın tarihi değildir, buna hakkı da bulunmamaktadır. Diyarbakır’da farklı, Yozgat’ta farklı konuşan siyasetçiye güven olmaz.

Kılıçdaroğlu, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kızılderililerden özür dilediğini söylemiş. Eğer bir katliam varsa özür de olmalıdır. Kızılderililer soykırım görmüştür. Eğer Kılıçdaroğlu mert ise ağzındaki baklayı çıkarsın da görelim. Kılıçdaroğlu, söyler misin, Türk milleti neden ve kimden özür dileyecek. Senin meselen nedir? Türkiye kimlere özür borçlu?

Kılıçdaroğlu milletin huzurunda özrünü dilemeli ve çürük siyasetinden pişman olduğunu söylemelidir. Yoksa bunun sonuçlarına katlanacak ve bir mankurt gibi hatırlanacaktır.

1915 Çanakkale Köprüsü

18 Mart tarihinde açılışı gerçekleştirilecek olan Çanakkale Köprüsü’nde başta emeği geçenler olmak üzere herkese gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. 1915 Çanakkale Köprüsü pırlanta bir eser olarak herkeste hayranlığa sebep olacaktır.

107 sene önce bayrağı ve vatanı için şehit düşen kahramanlarımızı bir defa daha şükranla, minnetle yad ediyorum.

Rusya-Ukrayna savaşı

Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşın bugün 20. günü. İka taraf arasında yaşanan çatışmalarda yoğunluk görülmektedir. Artış gösteren sivil kayıplar, bombalanmış olan şehirler vicdanlarımızı sızlatmaktadır. Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan ateşkes, barışın inşası için takibi zaruri genel geçer tek yol diyalog ve diplomasidir. Savaşan taraflarla beraber uluslararası toplum sorumlu hareket etmek durumundadır. Karadeniz’in kuzeyini yeni bir Suriye’ye çevirmenin kimseye faydası yoktur. Tarafımız barıştır, tutumumuz ilkeseldir, tavrımız ise diyalogların yerleşmesidir.

Ülkemizi yaptırımlara zorlayan çevreler dürüst ve samimi değildir. Yaptırım şemsiyesinin altında toplanan ülkelerin eşdeğer mükellefiyet altına girmediklerini görüyoruz. Bizden talep edilmiş her ne varsa orantısızdır.

Kimi siyasi partilerin Rusya’ya ağır düzeyde yaptırımlar uygulanmasını istemeleri, S400 konusunu gündeme getirmeleri, başkalarının ajandalarına göre hareket ettiklerini bizlere göstermektedir. Taşeron siyasetçilerin Türkiye sevgileri yalnızca laftadır. Ülkemizin konumu, tedbirli, temkinli ve çok boyutlu bir siyaset takibini gerekli kılmaktadır.

Her rüzgara yelken açmak ile devlet yönetmek ayrı şeylerdir. Türkiye’nin Ukrayna-Rusya politikası oldukça dengelidir. Hiç kimse ezbere konuşmasın. Hiç kimse gelişmelere yabancı ülkelerin başkentlerinden bakmasın. Türkiye, barış müdafisidir.

“Birleşmiş Milletler’de reform zorunludur”

Rusya-Ukrayna arasında süren savaş uluslararası düzenin defolarını gözler önüne çıkarmıştır. II. Dünya Savaşı’nın ardından kurulmuş olan müesses nizam yaralanmıştır. Birleşmiş Milletler silahların susması, kanın durmasına ilişkin herhangi bir şey yapamamıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dünyayı tıkamış, insanlığın önüne takoz koymuştur.

Dünyanın her yerinde savaşa karşı düzenlenen protestolar gerçekleştirilmiş ve yaptırım kararları birbirini kovalamıştır. Irak’ta 1 milyon Müslüman öldürülürken bunlar neredeydi? ‘Ölmek istemiyorum’ diyen Ukraynalı kız çocuğunu NATO Genel Sekreteri duydu da 2014’te Suriyeli çocuğun ‘Sizi Allah’a şikayet edeceğim’ sözünü kimse duymadı.

Bunlar yaşanırken insanlığın vicdanı neredeydi? Ortadaki bu çelişkinin açıklamasını kim yapabilecek? Aylan bebekten tutun da koltuk değneğiyle dolaşmaya zorlanan çocuklara dek yaşanan bu dramı görmeyenler, hissetmeyenler bizlere ne anlatacak ve kime ne söyleyecek?

Ahlaki hesaplaşmalar olmadan güvenli ve huzurlu bir dünyanın ihyası hayaldir. Devamlı bir öteki oluşturup küresel hakimiyet ve nüfuz mücadelesi yürütmek zulümdür, haksızlıktır ve ölümdür. Bizler susmayacağız ve zalime zalim demeye devam edeceğiz.

“Ülkemiz bir kutupyıldızı gibi parlıyor”

Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan barışın canlanabilmesi maksadıyla olağanüstü bir çaba göstermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın diploması trafiği, Dışişlerimizin gayretleri tebrike layıktır. Hem Ukrayna hem Rusya ile konuşabilen bir Türkiye herkesin dikkatini çekmektedir. Son 1 hafta içerisinde ülkemizi ziyaret eden hükümet ve devlet başkanlarının kimliklerine bakıldığında bunların tesadüfi olmadığını görmek mümkün olacaktır. Ülkemiz bir kutupyıldızı gibi parlamaktadır.

Rusya-Ukrayna arasında süren savaşı Türkiye’nin İHA satmak amacıyla çıkardığını iddia eden gazeteci kiniyle Türk vatandaşlığını dahi hak etmediğini söylemeliyim. Bu tipler hastadır. Ya tedavi edilmedir ya da vatan hainidir ve gereği derhal yapılması lazımdır.

CHP liderine: Ergen gibi davranmaktan vazgeç

Geçtiğimiz hafta Kılıçdaroğlu’na sorular yönelttim. Bize Twitter üzerindeki emojiyle cevap vermiş. Emojiyi bırak ve bize asıl hedefini söyle. Ergenler gibi olmaktan vazgeç de kafanın içindeki asıl gündemden söz et biraz. Yanındaki bölücüler konuşurken sessizliğe gömüldün. Sözde Kürt sorununu tanıdığını duyurdun. Diyarbakır’da teröristlerle görüşüp onlara ümit mi verdin? Diyarbakır Cezaevi’nde işkence görenleri anımsadın da şehitlerimize bir Fatiha okudun mu?

Kılıçdaroğlu annelerden kaçmıştır. Bu annelerin yavrularını HDP kaçırdı. Tepkin en ufak düzeyde bile oldu mu? Bugünkü CHP, HDP’nin kostüm giymiş hali. Atatürk’e bugünkü CHP ihanet etmiştir.

Kılıçdaroğlu “Bu ülkeyi barıştıracağız” diye söz sarf etmiş. Kılıçdarolğu, Türkiye barış yanlısı bir ülke olarak bütün dünyada parmakla gösterilirken, Diyarbakır’daki sözlerine ne demeli? Yalanlarınıza aldanacak birisi bulunamayacaktır.

Ülkemizde barış vardır. Bu durumda barıştıracağım demek, Türkiye’de savaş olduğunu söylemektir. Kılıçdaroğlu, yine yan yattın, yine çaktın, ters köşedesin.

Kılıçdaroğlu iktidar olduğunda sarosçu Kavala’yı, terörist Demirtaş’ı serbest bırakacağını söylemiş. Öcalan’ı da teröristleri de hapisten çıkartacak mısın? Savcı ve hakim değilsin. Senin hukuk anlayışın bu mudur? İktidara gelmemiz masal konusudur fakat teröristleri serbest bırakmak hukuk tanımaz bir durumdur.

Bu zillet ittifakının pusulası bozuk, dümeni kırıktır, rotası karanlıktır. Ülkemiz zillete teslim edilemez. Kılıçdaroğlu ve diğerlerinin eline eğer fırsat geçerse, milletimiz, devletimiz, istikbalimiz heba olacaktır. Devletimiz emin ellerdedir.

Siyasi Partiler Kanunu

Milliyetçi Hareket Partisi’nin temsilcileri ve AK Parti tarafından hazırlanmış olan Siyasi Partiler Kanunu Meclis’e sunulmuştur. kanun teklifimizin kabul edileceğini düşünüyor ve sizlerden aktif olarak Genel Kurul’a katılmanızı rica ediyorum.”

Yorumlar (0)