MHP lideri Bahçeli'den çok sert TTB tepkisi: Derhal kapatılmalıdır

MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. 

Bahçeli’den Nevruz mesajı

Nevruz mesajıyla konuşmasına başlayan Bahçeli, şunları söyledi:

"Cemrenin suya, havaya, toprağa düşmesine rağmen karlı hava koşulları malumdur. Kar, bir taraftan hayatın akışını olumsuz bir şekilde etkilerken, gelecek ayların verimli geçeceğini bizlere müjdelemektedir. Bu bahar farklı bir güzellikte olacaktır. Asırlar boyunca Nevruz, Türk coğrafyalarında huzur, barış, dirlik ve birliği sembolize eden günün adıdır. Kardeşlik ve dostluğun, bolluk ve bereketin timsalidir. Nevruz bir doğruluş atılımı, diriliş adı, yeni güne yürüyüş adımıdır. Doğudan batıya, güneyden kuzeye aynı irade, inanç ve istekle bir araya gelen gönüller, bu toprakları vatan yapmış, var olacağımızı sonsuza kadar kanıtlamıştır. Her şeyi beraber paylaşan aziz millet, hiçbir koşulda bölücü emellere müsaade etmeyecektir. Nevruz'u şiddete malzeme etmek isteyenler, zillete sözcülük yapmaya çalışanlardır. HDP'nin sözde Nevruz kutlamaları ağır tahriklere yol açmıştır. Korsan Nevruz etkinlikleri düzenlenmiş, millet ve devlet karşıtları Türk'ün bahar bayramını gölgelemeye kalkmıştır. Kan içici vampirlere asla imkan ve fırsat verilmeyecektir. Nevruz, Türk milletinin hürriyet arzusunun kabararak taştığı Ergenekon ateşidir. Geniş bir coğrafyada varlık mücadelesi sergileyen bütün soydaşlarımızın Nevruz bayramını bir kez daha kutluyorum. Kış mevsiminden sonra bahara kapı açan bugünün, kardeşlik ve barışın habercisi olmasını diliyorum.”

Çanakkale Zaferi: “Atatürksüz Çanakkale diyenlere sesleniyorum”

18 Mart Çanakkale Zaferi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli, şunları söyledi:

“Çanakkale denilince akla gelen ilk şey; imanın teknolojiye karşı zaferi ve kahramanlığın şanlı direnişidir. 'Atatürksüz Çanakkale' diye bağıranlara sesleniyorum; Diğer kahramanlarımız gibi Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale'nin her zerresindedir. Hiçbir densiz, hiçbir kemiksiz aziz Atatürk ve Çanakkale üzerinden bir kutuplaşma sayfası açmaya kalkmamalıdır. Çanakkale Türk toplumunun namus kilididir. Mermilerin birbiriyle çarpıştığı Çanakkale, Türkiye'nin önsözüdür. Kime çektiğimiz ortadadır. Bizim feyzimizin kaynağı bellidir. Türkiye'yi adeta kötüleme yarışına giren müfterilerinin soyunun dayandığı yer meçhuldür. 18 Mart 2022'de bir yandan Çanakkale Zaferi'ni andık diğer yandan ise muazzam bir eserin açılışına tanıklık ettik. Böylece Avrupa ile Asya 6'ncı defa birbirine bağlanmıştır. Bu önemli eser, çok büyük çalışmaların sonucunda 1 sene önce faaliyete geçirilmiştir. 9 kentimiz birbirine bağlanmıştır. 1915 Çanakkale Köprüsü, ulaştırma hedeflerimizi gerçeğe dönüştürecek önemli bir yatırım hamlesidir. Anlayamadığımız garabet, 1915 Çanakkale Köprüsü'nden rahatsız olanların kendilerini ele vermeleridir. Halkımızın kalbi Gelibolu'da atarken, diğer yanda bazılarının nifak üretimi hızlanmıştır. Medya organlarından bazıları önyargılarının esiri olmuş, geçiş ücretini gerekçe göstererek karalama kampanyasına bel bağlamışlardır. CHP'liler bir kez daha hazımsızlık örneği göstermişler, milyarlarca vurgun yapıldığını öne sürmüşlerdir. Be gafiller! Siz de o köprüden geçeceksiniz. Neden telaşlanıyorsunuz? Bu köprü Türkiye’nin gururudur, millete hiç mi sevginiz kalmadı? Köprüden geçmem derseniz, yüzerek geçebilirsiniz. Bu zihniyeti tanıyoruz. Asıl hedefleri Çanakkale Zaferi'dir. Bu tarihi hezimetin acısını yaşıyorlar.”

TTB’ye tepki: “TTB kapatılmalıdır”

Konuşmasında Türk Tabipler Birliği’ne tepki gösteren Bahçeli, TTB’nin kapatılması gerektiğini söyledi ve şunları aktardı:

“Ülkemize ve milletimize hizmet eden her meslek üyesinin başımızın üstünde yeri vardır. Peşin hükümle kimseye bakmayız. Her meslek üyemizin, her insanımızın fikir ve düşünce hürriyetine saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyoruz. Kriterlerimiz oldukça berraktır. Türkiye'ye nefret besleyenler karşı cephemizdir. Terör örgütüne methiyeler düzen ve ihanete çanak tutanlar, hazırladıkları baldıran zehrini zemzem diye yutturmaya kalkan köksüzlerdir. Haine göz yummak ihanete ortaklıktır. Türk Tabipler Birliği, Türk doktorlarını asla temsil edemez. Nerede bir melanet bulunuyorsa TTB Başkanı ve temsilcileri oradadır. Bunlar, PKK'nın da yanındadır, HDP'nin yolunu takip edenler, zillete düşen bunlardır. Bu kişilere doktor demek, Tabipler Birliği'nde Türk adının yer almasına sessiz kalmak en korkunç bühtandır. TTB'ye tepkimiz, yönetimine çöreklenmiş olan 3-5 şahsa yöneliktir.”

Uzman çavuş davası: “Askerimize saldırının karşısındayız”

Muğla’da bir doktor ile uzman çavuş arasında yaşanan gerilim ve medyaya yansıyanlarla ilgili değerlendirmeler yapan Bahçeli, şunları kaydetti:

“Muğla'da uzman çavuşumuzun maruz kaldığı muamele bizleri üzmüştür. Doktora yönelik saldırının karşısında olacağımız gibi ancak askerimize yönelik saldırının da karşısındayız. Meclis'e iletilen Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda değişiklik yapılması teklifini koşulsuz destekleyeceğiz. Zor bir süreçten geçerken en küçük provokasyonun neticeleri ağır olabilir. Ne postanede, ne hastanede, ne adliyede, ne mahkemede insanlık değerleri insan olmaktan doğan kazanımlar asla çiğnenmemelidir. 1970'lerde vurulan bir dava arkadaşımız Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne götürülmüştü. Müdahaleye ihtiyacı vardı. Yaralı bir şekilde hastaneye götürülen arkadaşımızın Ülkücü olduğunu gören birkaç doktor müsveddesinin 'Bırakın gebersin' sözleri aklımızdadır. Hangi inançta, kitapta bu tarz bir barbarlığa cevaz vardır. Doktor görünümlü o insanlık fukaralarının çatı kuruluşu ise TTB'dir. Kandil'deki mağarada teröriste pansuman uygulayan teröristten ne farkı vardır? Terörle mücadeleye tepki gösteren bu şahıs değil midir? HDP ile sağlık sistemini kurgulamaktan söz eden bu şahıs değil midir? Bu sebeple sesleniyorum; TTB kapatılmalıdır. Gereken hukuki takibat başlatılmalıdır. Hukuk önünde yöneticilerden hesap sorulmalıdır.”

Ukrayna-Rusya savaşı: “Barış özlemimiz diri”

Rusya-Ukrayna krizine ilişkin değerlendirmeler yapan Bahçeli, Türkiye’nin ara bulucu rolüne dikkat çekti ve şunları aktardı:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın koordine ettiği diplomasi, barış hasretini ve özlemini diri tutmaktadır. Ukrayna Devlet Başkanı’nın müzakereye hazır olduğunu ifade etmesi dikkatleri Putin'e yöneltmiştir. Dışişleri Bakanımızın ifadelerine baktığımızda Ukrayna ile Rusya’nın pozisyonunda bir yakınlaşma olduğu görülmektedir. Türkiye, ateşkes kararı ve sivil kayıplarının engellenmesi adına çaba göstermektedir. Putin'in aklıselim çizgisine gelmesi dileğimiz ve temennimizdir. Ukrayna'nın Karadeniz'e döşediği mayınların boğaza geleceği yönündeki iddia önemlidir, önlem alınmalıdır. Silahların susma zamanı gelmiştir. Diyalog yoluyla her sıkıntının aşılması mümkündür. Devletimizin arabuluculuğuyla masumların yaşamı kurtulacaktır. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın son bulmasının tek yolu bu devletlerin liderlerinin, Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla birlikte bir araya gelmesidir. Kan duracaksa eğer en akla uygun çözüm budur. Bu tarz bir zirve bölgemize barış ve huzur getirecek, ekonomik ve siyasi sıçramanın ilk adımı olacak. Rusya ile Ukrayna liderleri ciddi bir yükümlülükle karşı karşıyadır. Türkiye destekleyici bir düşünceye sahip olduğunu kanıtlamıştır.”

Batılı devletlere Zelenskiy tepkisi: “İkiyüzlülük…”

Batılı devletlerin, Ukrayna Lideri Zelenskiy’e yönelik tavırlarına tepki gösteren Bahçeli, şunları aktardı:

“Batı, Ukrayna lideri üzerinden kumar oynamaktadır. Ukrayna liderini konuşturup, ayakta alkışlayan devletler ikiyüzlüdür. Rusya'ya yönelik yaptırımların bir benzeri Türkiye'ye de reva olarak görülmüyor mu? Nasıl bir müttefikliktir bu? Mücadele ettiğimiz örgütlere desteklerini açıkça verenler, NATO şemsiyesi altında bizimle beraber olanlardır. Hiçbir devlet, bize adalet dersi vermeye kalkamaz, istikamet çizemez. Türkiye, felaketlere direnen kahraman bir neslin eseridir. Son karar ve söz Türk milletinindir.”

Kuytul operasyonu: “Önlem alınmazsa, Gülenlerin önü alınamayacak”

Adana’daki Kuytul operasyonu ile ilgili de konuşan Bahçeli, operasyona destek verdi ve şunları söyledi:

“Anlayışımıza göre devlet; düzen, hukuk, gelecek ve güvenlik demektir. Devletin hukuk sınırlarındaki gücü meşrudur. Devletin 3 unsurundan birisi; egemenliğini yıpratacak, sulandıracak hiçbir örgüte, oluşuma, derneğe, yapıya ya da vakfa tahammülümüz asla olamayacaktır. Din kisvesine gizlenip darbeye kalkışan FETÖ'cü hainlerden ders çıkarmamak, hafıza kaybını gösterecektir. Adana’da yaşanan olayların iç yüzünü tespit ve tefrik etmek gerekir. Vakıfların nasıl kurulduğu kanunlarla belirlenmiştir. Furkan Vakfı adlı KHK ile kapatılan örgütün provokasyonlarının ardından istenmeyen görüntüler ortaya çıkmıştır. Bunlarda yanlış ile doğru, batıl ile hak birbirine girmiştir. Bu ajan provokatörlerin ve din tacirlerinin eylemlerine polis ekipleri müdahale etmiştir. Asayişsizliğe müsaade verilmemiştir. Vakfın meczup başkanının iffetsiz tavırları, nezdimizde yok hükmündedir. Sayın Soylu, soyadı gibi soyludur. Layığıyla da görevini yerine getirmektedir. Bu vakfın kimin kuyusu, kimlerin kumandasında olduğunu milletimiz az çok bilmektedir. Bugün önlem almazsak gelecek dönemde yeni 15 Temmuzların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Tedbir almazsak terör örgütü elebaşı Gülenlerin önü alınamayacaktır."