Meral Akşener: 2,5 sene oldu, hani bu sistemle uçuşa geçecektik?

Meral Akşener, gerçekleştirdiği açıklamada, 2021 yılına dair görüş ve değerlendirmelerde bulundu.

Yeni yılın Türkiye'ye, millete sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi dileğinde bulunan Akşener, Türkiye'nin en önemli problemlerinden birinin, gerçek gündemden bahsedilmemesi olduğunu, vatandaşların gerçek gündeminin, hayat pahalılığı, ekonomi, işsizlik, kadına şiddet ve salgın olduğunu dile getirdi.

Ülkenin yapay gündemleri konuşmak durumunda bırakıldığını ve son dönemlerden tekrar ısıtılan başörtüsü hususunun bunlardan biri olduğuna vurgu yapan Akşener, "Politikasını, sıkıştığı zamanlarda sarıldığı 'Başörtülü bacım.' sözü üzerine inşa edenlerin, 'vitrin süsü' yaklaşımıyla geldikleri konum, tek anlamıyla ibretlik." ifadelerini kullandı.

Ülkenin ekonomik problemlerine değinen Akşener, 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' şeklinde ucube bir yaklaşımla, ekonominin adeta duvara çarptığını söyledi.

Ekonominin en önemli unsurunun güven olduğunu her fırsatta dile getirdiğini söyleyen Akşener, "Bu kafa yapısı değişmediği müddetçe, ne kalkınma olur ne reform olur ne de vatandaşımızın derdine derman bulunur. Reform gerçekleştirebilmek için, önce vatandaşın halini görmek, derdini kendine dert edinmek gerekir. 'Önce memleket, önce millet.' demek gerekir." şeklinde konuştu.

"İstihdamı önceleyen bir strateji uygulanmalı"

Hükümetten işgücü verimliliğini ve istihdamı ön plana alan bir istihdam stratejisinin siyasi partiler üstü bir yaklaşımla uygulamaya konmasını talep eden Akşener, şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemizin partili cumhurbaşkanlığı sistemini daha fazla taşıması mümkün değil. Vatandaşımız dişini sıkıyor. Fakat bu böyle devam etmez. Gel, bu sağduyuya kulak kesil. Verdiğin hiçbir sözü tutamadın, ekonomi uçuşa geçmedi, vatandaşımız zenginleşmedi. Bu sistem ne millete ne de memlekete yaradı. Son iki senede, ülkemiz ekonomiden dış politikaya kadar her alanda geriye gitti, hep kaybeden oldu. Ülkemizin çıkışı, güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistemdedir. Kuvvetler ayrılığının olduğu, tüm kurumların milletimiz adına denetlenebildiği, yargının bağımsız olduğu, hükümetin ve tüm kurumların şeffaf olduğu, demokrasinin tam uygulandığı, milletin zengin ve huzurlu olduğu bir Türkiye'nin anahtarı işte tam olarak budur."