Kılıçdaroğlu'ndan korkutan uyarı! "Derin bir krizin içine giriyoruz"

Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her birimizin endişeleri, düşünceleri var. Endişelerimiz yok etmek durumundayız.” sözlerini kullandı. Son dönemdeki sığınmacı tartışmalarına değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülkemiz bir kaçak istilası altındadır” açıklamasını yaptı. Öte yandan sığınmacılar ve ekonomide yaşanan gelişmelere dikkat çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye, derin bir krizin içine doğru adım adım giriyor" açıklamasını yaptı.

SİYASET 10.05.2022, 15:32 10.05.2022, 16:03
Kılıçdaroğlu'ndan korkutan uyarı! "Derin bir krizin içine giriyoruz"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

“Barışı getirmek zorundayız”

İçinde bulunulan karamsar atmosferden çıkmak zorunda olduklarını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Ülkemize huzuru, barışı getirmek zorundayız. Ülkemizi, içinde olduğumuz karamsar atmosferden çıkarmak durumundayız. Neyi, nasıl yapacağımızı anlatıyoruz, nasıl devleti yöneteceğimizi anlatıyoruz. Devlet herhangi bir şahsa indirgenemez. Herkese düşen sorumluluklar, yükümlülükler var. Devlet şahsileştirilemez. İki konunun şahsileştirildiğini anlıyoruz. Dış politika ve ekonomi. Bir kişi, ekonomide ‘ben ne dersem odur’ dedi. Enflasyon, dolar başını aldı gidiyor. Her açıklanan program, biraz daha kötüye doğru götürüyor. Devlette şahsileştirme olmamalı, olmaz. Gelişmenin 21. yüzyıldaki karşılığı, küçük detaylarda iş bölümü yapan ülke gelişmiş ülkedir. Her konunun uzmanı var. Dış politika da ayrıca şahsileştirildi. Bir tehlike daha mevcut, egemen yönetimlerin talebiyle yapmaya çalıştığınızda daha çok derin problemler yaratıyorsunuz" 

Suriye politikası: “En tutarlı söylem CHP’de”

Suriye meselesi ile ilgili konuşan CHP lideri, "Bu açıdan iddialıyım. En tutarlı söylemde bulunan, en ciddi çalışan, 2011 yılından beri en tutarlı söylemleri ifade eden tek partinin ismi CHP'dir. Biz, her ortamda komşumuzda yaşanan bir savaşın bize yansımalarını dile getirdik. Bizi suçladılar. Egemen güçlerin isteğiyle bizi suçladılar. Tarih, “CHP doğruları söyledi” diyor. Vicdanının sesini dinleyen sokaktaki vatandaş da bunu görüyor. Eylül 2011'de Suriye yönetimiyle temasa geçtik, 'yanlış yapıyorsunuz' diye ilettik. 2012’nin Aralık ayında muhalefetle temasa geçtik ve 'uzlaşın, barışın’ dedik. 2012’nin Nisan ayında Meclis’e bir genel görüşme önergesi sunduk. Suriye'de savaş var, ‘Meclis’in dış politikayı milli bir çerçeveye oturtması lazım’ dedik. Bunların hepsini reddettiler. 2011'in Eylül ayından 2022’nin Mayıs ayına kadar CHP, 91 araştırma önergesi verdi. 336 soru önergesi ve 6 genel görüşme verildi. 432 soru önergesine yanıt verilmedi. Bu tarz bir devlet yönetimi olmadı, hiç olmadı. 2012’nin Nisan ayında İstanbul’da, Arap Baharı konferansı gerçekleştirdik. İktidarın yapamadığını biz burada yaptık. Arap dünyasından birtakım aktörleri buraya davet ettik. 24 Ağustos 2012'de hadiseler gittikçe büyüdü, Türkiye çözüm sunamıyor. Erdoğan'a bir mektup gönderdim. Mektupta 'Sayın Başbakan, Türkiye’nin güvenliği başta olmak üzere taşımacılığı, huzuru ve turizminde olumsuz etki yapmayı sürdürmektedir. Uluslararası Suriye konferansını toplayın' dedim. Yine olmadı. Erdoğan, 5 Eylül 2012'de, 'Emevi Camisi'nde namaz kılacağız' diye bir açıklama yaptı. Devlet yönetiminde ortaya çıkan şahsileşmeyi görüyor musunuz? Bu tavır, Türkiye'yi bu duruma getirdi. Beyefendi gidip namaz kılacaktı, 3,6 milyon Suriyeli şu an Türkiye'de. Bu tablo karşısında aklı başında bir insan milletin huzuruna çıkamaz. 2013 yılında 'Kabahat Suriyeli insanlarda değil, sınırlarını düzgün kontrol edemeyende' demiştim. 2013’ün Şubat ayında Sosyalist Enternasyol'de Suriye çalışma grubu kurduk. Biz komşularımızı ve ülkemizi seviyoruz. Hiç kimsenin burnunun kanamasını istemiyoruz. 2013’ün Mart ayında BM Genel Sekreteri'ne mektup yolladım. Türkiye'deki olaylara vurgu yaptım, Suriye'deki olayların bitmesi gerektiğini kendisine ilettim, BM'nin bu konuda ağırlığını koymasını gerektiğini kendisine bildirdim.”

“Türkiye’yi göçmen hapishanesine çevirdiler”

Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Eylül 2013'te 'Sınırlar, o devletin namusudur. Suriye'de sınır mevcut mu? Kimlerin, 900 km'lik sınırdan girdiği ya da çıktığı belli değil' diyorum. İnsanlar silahlarıyla geliyor. Türkiye’de terör estiriyor. Türkiye’ye göç dalgası geldi, yüzbinler, milyonlar, 3,6 milyona yaklaştı. Gelen göçmenler Türkiye'de kalmak istemiyor, gelişmiş devletlere gitmeye çalışıyor. Akdeniz'den botlarla her birisi Batı'ya gitmeye çabalıyor. Akdeniz, sığınmacı mezarlığına evrildi. AB 'Bize yollamayın, tedbir alın' şeklinde baskı kurdu. '3 milyar euro ödeme yapacağız' diyorlar. Ben 2016’da ne demişim; 'Biz de burada diyoruz ki 6 milyar euro'yu gerekirse size biz ödeyelim sığınmacıları orada siz tutun.' Rest mi rest. Ülkeyi yöneten kişi, resti çekmesi gereken kişi. ‘Geri kabul anlaşmasını imzalamayın’ dedik. 2016’nın Haziran ayında biz bir komisyon kurduk, ortaya çıkan raporu kamuoyuyla paylaştık. ABD, bir süre sonra desteğini çekti. Tercihini başka taraftan yana kullandı. 5 Aralık 2017, Erdoğan açıklama yapıyor, 'Ey ABD! Ya biz Özgür Suriye Ordusu'nu seninle kurduk. Senden önceki Obama hükümetiyle kurduk' diyor. Emparyal yönetimler maşa kullanır. Emperyal güçlerin maşası Erdoğan'dır. Adeta Türkiye'yi göçmen hapishanesine çevirdiler, bize terör kaldı, vatandaşlar burada perişan oldu. Erdoğan AK Parti grubunda bunu itiraf etti.”

“Evlatlarımız şehit oluyor”

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“11 Mayıs 2013, Reyhanlı'da patlama yaşandı. 53 evladımız, kardeşimiz şehit oldu. Günahı kimin boynuna? Sorumlusu kim? Suriye'yi bu duruma kim getirdi? Şimdi baba ve annelere 270 TL ödeniyor. 'Dünya lideriyim' diye konuşuyor ya en son sırada olursun. Rüzgargülünden hiçbir şekilde lider olmaz. Suriyeliler, gencecik, fidan gibi geziyor. 2017’nin Nisan ayında diyorum; 'Fidan gibi gençleri El-Bab'a yollayacağız, Suriyeliler burada gezecek.' Kendi çocuklarımız orada şehit ediliyor, bu ülkenin iktidarındaki kişi şehitlerin hesabını sormak yerine dakikalarca Putin'in kapısında bekliyor. Biz, bu bölgedeki problemin çözülmesini arzuluyoruz, barışın Ortadoğu'ya gelmesini istiyoruz. Bu kapsamda proje ürettik. 2018’in Mayıs ayında seçim bildirgemizde Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağımızı deklare ettik. Ortadoğu'da barışı yeniden tesis etmek zorundayız. Ortadoğu politikasında, tarihin bize verdiği sorumluluk çerçevesinde geleceği inşa eden yegane partiyiz. CHP, Uluslararası Suriye Konferansı'nı 28 Eylül 2018'de düzenledi. Bütün ilgili devletlerden akademisyenler, temsilciler, Suriye'den iki taraf katıldı. Bugün Suriyeliler, emeği sömürülen bir toplum olarak aramızda yer alıyor. Bunu da açıkça itiraf ediyorlar. İçişleri Bakanı, ‘İşverenlere kızıyor. Suriyeli’ye iş ver, sömür, sigortasını yaptırma. Bu Suriyeliler ne olacak diyeceksin.' Senin bildiğin iş sahibi bu değil. Vicdanı olan izinli ve sigortalı işçi çalıştırır. İlk kez böyle bir tabloyla karşılaşıyoruz. İktidar 'sigortasız çalışıyor, kaçak çalışıyorlar’ diyor. Tüm dünyaya kendilerini ihbar ediyorlar. Bir diğer raporu da 16 Eylül 2021'de hazırladık. İstanbul’da 8 Ekim 2021'de bir toplantı düzenledik. Hangi tedbirleri alacağımızı, Suriye ile ilişkilerimizi nasıl düzelteceğimizi, mal ve can güvenliğini nasıl sağlayacağımızı, okullarını, kreşlerini ve yollarını nasıl yapacağımızı teker teker anlattık. İktidarı uyarıyoruz! Oturun, konuşun diyoruz.”

“Ülkeyi kurtaracak olan CHP’dir”

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının devamı şu şekilde:

“Henüz uslanmış değiller. 'İstanbul'a sığınmacı almıyoruz' şeklinde hâlâ açıklama yapıyorlar. 1-6 Mayıs arasında kaçak göçmen yakalandığını kendileri açıklıyor. 'Sınırlarımız Cumhuriyet tarihinin en düzenli ve kontrollü sürecini yaşıyor' diyor. Gazetelerde, televizyonlarda çıkan haberler, 7 Haziran 2020 tarihinde ‘61 göçmen Van Gölü'nde boğularak öldü.’ 4 Ağustos 2021 tarihinde 'Van'da 300 göçmen TIR dorsesinde yakalandı.' Hani güvenliydi?"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Temel problem ne? Devleti şahsileştirmek ne anlama gelir? Dışişleri Bakanlığı'nı burada devre dışı bırakmaktır. Sarayda bulunan bir avuç şahısla dış politikayı kurarsanız ülke bu duruma gelir. Ülkeyi, içinde bulunduğu bu durumdan kurtaracak tek partinin adı CHP'dir" şeklinde konuştu.

“Ülkemiz derin bir krizin içine doğru sürükleniyor”

"Sığınmacılar ile ilgili hiçbir politika yok" sözlerini kullanan Kemal Kılıçdaroğlu, "Denetimsizlik var mı, elbette var. 100 bin kırmızı çizgileriydi ama şu an milyonlar oldu. Başıbozukluk var mı, elbette var. Kimsenin yetkisi bulunmuyor. Plansızlık var, öngörü yok. Sığınmacılar ile ilgili politikasızlık ve ekonomide ortaya çıkan buhranı yan yana getirdiğiniz zaman Türkiye derin bir krize doğru adım adım sürükleniyor. Göçmenler veya sığınmacılar ile ilgili toplumsal tepki ortaya çıkmışsa bu oldukça tehlikeli. Bu tepkiye bir şekilde son vermek gerekiyor. Memleket bu durumda olduğu için Recep Tayyip Erdoğan, hemen hemen saat başı fikir değiştiriyor" açıklamasını yaptı.

“Kaçak istilası altındayız”

Afgan mültecilerin göç rotasına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Afgan göçmenler ile ilgili sizlere bilgi vereyim. İran'a geliyorlar. Tahran'da bulunan Azadi Parkı'nda bir araya geliyorlar. Buradan 3  farklı merkeze doğru yönlendiriliyor. Burada 30-40 kişilik gruplarla önce misafir ediliyorlar, ardından Türkiye'ye gönderiliyor. Peki bu nedir? Bu organizasyonu 3 büyük şebeke düzenliyor. Uyuşturucu kaçakçılığı da ayrıca yapıyorlar. Van'da İran sınır kapısını ziyaret ettim, yetkililerle bir görüşme gerçekleştirdim. Kendilerine 4 soru iletmiştim. Ama kimseden yanıt yok" şeklinde konuştu.

“Gettolar ortaya çıktı”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Ülkemiz bir kaçak istilası altında. İnsanlarımızın mahalleleri ellerinden gitti, her geçen gün gerginlik artıyor. Gettolar ortaya çıkmaya başladı. Her an ne olacağı belli değil, buralar bomba gibi… Bunu akılcı ve sağduyulu politikalarla çözmek durumundayız. Gerginliğin artmasının hiç kimseye, hiçbir şekilde bir faydası yok. '2 senede onları göndereceğim vaadim’ var. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın" açıklamasını yaptı.

Yorumlar (0)