Kılıçdaroğlu: Dikta yönetimine direnen bir medyamız var

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle bir basın toplantısı yaptı.

Kılıçdaroğlu, 7 gün 24 saat boyunca kamu hizmetini yerine getiren, halkın haber almasını sağlayan fedakar gazetecilerin Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı ve medyanın daha özgür gazetecilerden oluşması gerektiğini söyleyerek yapılması gerekenleri bir bir sıraladı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından önemli satır başları şu şekilde:

“Sizler günün 24 saati çalışıyorsunuz. Bize haberleri ulaştırıyorsunuz. Hepinize teşekkür ediyorum. Fakat yaşamış olduğunuz sorunlar da var. Yüzlerce gazeteci işsiz biliyoruz. Yıpranma hakkınız vardı, o da elinizden alındı. Tekrar konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız.

Yaşanan tüm sorunlara karşın görevlerinizi büyük bir kararlılıkla yapıyorsunuz. Kaleminizi satmıyorsunuz. Medya vesayeti kabul etmez, etmemeli. Sizlere minnet borçluyuz.

Gazeteciler haber kaynaklarını açıklamak ve buna ilişkin tanık olmaya zorlanamaz. Kamu görevidir gazetecilik.

“Dikta yönetimine direnen medyamız var”

Yaşanan baskılara karşı kalemini satmayan, özgür bir şekilde haber yaparak karşısına çıkan tüm baskılara direnen bir medyamız var. Tüm dünyaya örnek olacak bir medyamız var. Dikta yönetimine direnen bir medyamız bulunuyor. 12 Eylül askeri darbesinde dahi bu kadarını görmemişti.

Sayın Erdoğan gideceğini görüyor ve şimdi iktidarımı nasıl sürdürebilirim diye düşünüyor. Zulüm ile iktidar olmaz. Zulümle iktidar olanın sonu erken olur. Erdoğan kendi sonunu görüyor.”

Kılıçdaroğlu’ndan gazeteciliğinden daha özgür yapılabilmesine ilişkin tavsiyeler…

Kılıçdaroğlu, Çalışan Gazeteciler Günü’nde medyanın daha özgür olması ve gazetecilik mesleğinin daha iyi koşullarda icra edilebilmesi için de önerilerini şöyle sıraladı:

“-Bir medya sahibi başka bir faaliyette olmamalı. Aktif olarak siyasette yer almamalı.

-Gazetelerin dağıtımı tüm medya sahiplerinin ortak olduğu bir şirket tarafından kontrol edilmeli.

-Medyada sendikalaşmak zorunlu olmalı. Gazeteci patronuna karşı özgür olmalı. Yaptığı haberinin arkasında rahatça durabilmeli.

-Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun tekrar yapılandırılması gerekli. Siyasi partilere tanınmış olan kontenjan yeniden değerlendirilmeli.

-Gazeteciler gazetecilik faaliyetleri kaynaklı iddialar sebebiyle tutuklanmamalı.

-İnternet medyasını kapsayan bir Basın İlan Kurumu yapılandırılmasına gidilmeli.

-Reyting sistemi evrensel unsurlara uygun denetlenebilir ve şeffaf bir biçime getirilmeli.

-Basın kartları meslek örgütlerinin ortak bir şekilde katılımıyla oluşturulacak kurumca verilmeli. Gazeteciler kimin gazeteci olup olmayacağına karar veren mercii olmalı.

-Sansür, evrensel kriterler haricinde yasaklanmamalı.

-Sosyal medya üzerinde, alternatif medyada yayınlanmış olan haberlere ilişkin bağımsız bir denetim mekanizması oluşturulmalı.”