Kılıçdaroğlu: "Devletin yatırımlarını 5'li çete belirliyor"

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin olağan toplantısında gündemi değerlendirdi. Sözlerinde çoğunlukla AK Parti’ye yüklenen Genel Başkan, “kısa çalışma ödeneği” ile konuşmasını başlattı: “Kısa çalışma ödeneği 456 gün ve işsizlik aylığı da 433 gün sürdü. Sorunlar hala devam ediyor. Bu uygulamaların bu ay sonunda bitmemesi gerek. Bu uygulamaları keserseniz işsizlik patlar. Biz iktidar olduğumuzda işsizlikle mücadele için tüm sağlık ve eğitim kadrolarında atamalar yapacağız. İşsizliğe ‘Dur!’ diyeceğiz. Erdoğan, ‘Hiç açık yok tam aksine fazlalık var.’ diyor. Doğru, sarayda öğretmen açığı yok. Herkes 3-4-5 yerden maaş alıyor.” 

“Biz, inancın siyasete alet edilmesine karşıyız” 

“Biz, inancın siyasete alet edilmesine karşıyız. Başbakanlar ve bakanlar idam edildi. Gencecik evlatlarımız ölüme yollandı. Hepimiz üzülüyoruz. Asılan her insanın ismini bir yerlere verdik. Siyasi idamlara karşı çıktık şimdi de çıkmaya devam edeceğiz. Mısır’daki idamlara da karşıyız.” 

Erzurum temasları 

“21-22 Haziran’da toplam 55 CHP’li, Erzurum’a çıkarma yaptı. Uzun zamandır Erzurum’dan vekil çıkaramıyoruz. Biz de gittik, oradakileri dinledik. Gitmedik mi? Gittik. Arkadaşlarımız tüm ilçelerini gezdi. Herkes, ‘Yardımlar kesilir mi?’ endişesinde. İhtiyaç sahibi kardeşlerim, yardımlar kesilmeyecek. Tam aksine, artacak. Bakın CHP’li belediyelere! Tüm yardımlar arttı. Oradaki durum hiç iç açıcı değil. İşsizlik had safhada. Erzurum’a en kısa zamanda tekrar gideceğiz.” 



“Devletin iyi yönetilmediğini hepimiz biliyoruz” 

“Sara, ‘Ben devletim.’ diyor. Devlet denilen kurum çürümeye başladı. Ekonomi ve hukuk alanlarında devlet, kayıt dışına çıkıyor. Önce bakanlıkların teftiş kurullarını kapattılar. Neden? Çünkü yolsuzluk olduğunda incelenecekti. Bunlara gerek olmadığını düşündüler. Devlette liyakati tamamen kaldırdılar. Ardından yandaşlarını getirdiler. Bürokrasi robotlaştı. Öyle ki Serik’te bakanların, valinin, belediye başkanının önünde rüşvet tartışması yapılır hale geldi. Savcı ne yaptı peki? Parayı kimin aldığını sorun bir tane savcı olmadı. Türkiye, Avrupa’nın en büyük kara para aklama ülkelerinden biri. Bu ülke, tarihinde böyle büyük bir rezaleti hiç görmedi. Kadın ticareti, uyuşturucu ne varsa kabul ettiler. Bunlar haramla besleniyor. Bu paraları kim alıyor? Bugün ülkede rüşvetsiz iş yapılamıyor.” 

“Devletin yatırımlarını 5’li çete belirliyor” 

“Eskiden Devlet Planlama Teşkilatı kurumu vardı. Yatırımlarda öncelikler belirlenirdi. Hukuk ve ekonomi kayıt dışına çıkartıldıktan sonra devletin tüm yatırımlarını 5’li çeteler belirlemeye başladı. Devlet, tüm büyük yatırımlarını bunların desteğiyle yapıyor. Buna, cumhuriyet tarihinde ilk kez tanık oluyoruz. Bunların hepsi de kapalı kapılar ardında yapılıyor. Hepsine verilen rüşvet ortak.” 

“Devleti yönetenin vergileri nereye harcadığını söylemesi gerek” 

“Kayıt dışı olmanın en büyük özelliği, hangi paranın nereye gittiğinin bilinmemesi. Bunun önüne şeffaf olarak geçilir. Devleti yönetenin vergileri nereye harcadığını söylemesi gerek. Örneğin en güçlü kurumlarımızdan biri olan ve şamaroğlanına dönen Merkez Bankası’dır. Damat ve kayınpeder, 128 milyon doları buharlaştırdı. Devleti yönetenler, topluma örnek olmalıdır. İsrafta kaçınmalı ve vergi ödemelidir.” 



İstanbul Sözleşmesi 

“Erdoğan şahsım hükümeti, Türkiye’yi felakete sürüklüyor. Bu kadar ağır konuşmama rağmen beni mahkemeye de vermiyorlar. Erdoğan, anayasaya da AYM’nin kararına da saygı duymadığını belirtiyor. Hukukun da devletin de kendisi olduğunu söylüyor. Öyle bir noktadayız ki kadına ve çocuğa şiddeti engelleyecek İstanbul Sözleşmesi de bir gecede kaldırıldı. ‘Ben kaldırdım.’ diyor. Sen kimsin? AYM, anayasaya uysun da sözleşmeyi tekrar uygulamaya koysun. Yolsuzlukları kapatmak için özel çaba harcıyorsunuz. Bunlara vicdan yeter mi? Hukuk kalmadı. Mersin Limanı’na kokain geldi, yakalandı ama dava açan yok. Brezilya’dan İzmit’e kokain geldi, dava açan yok. Ekonomi mafyaya teslim olmuş durumda.” 

10 bin dolar alan siyasetçi 

“Kayıt dışılılık büyüdüğünde rüşvetler de büyür. Rüşveti de kamu görevlisi alır. Devletin Bakanı Süleyman Soylu televizyon programında ‘Her ay bir siyasetçiye 10 bin dolar ödeniyor.’ dedi. Peki Erdoğan ne dedi? Tık yok! Rüşveti savunana hala oy vermeye devam edecek misiniz? Devleti soyulacak bir organa dönüştürenlere oy verecek misiniz? Kendinize bunu sorun. Ekonomi kayıt dışına çıkınca ve siyasi otorite rüşvetten beslenince vatandaşa para kalmıyor. Maaşa nasıl zam yapsınlar? TÜİK, enflasyonu küçük bir rakam olarak yayınlıyor; bunlar da emeklinin, memurun ve işçinin parasını çalıyor. Bu paralar da başta 5’li çete olmak üzere bunların takımlarına gidiyor. Devlette çürüme var. Merkez Bankası ve BDDK gibi bağımsız olması gereken kurumların hepsi bağımlı. Bunların TBMM’ye bilgi vermesi gerekirken bunlar Meclis’e bile gelmiyor. Parlamentonun bu denli aşağılandığı bir dönemi daha önce yaşamamıştık. Yargı dik durabilseydi bu rezillikleri yaşamazdık. Ama öyle bir tablo var ki karşımızda, hakimler karar verirken bile saraya bakıyor.”