HDP 37 cinayeti inkâr etti!

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar; 2014 yılında Kobani'yi bahane eden HDP MYK üyeleri ile HDP eş başkanlarının çağrıları üzerine Türkiye genelinde 6 Ekim 2014 tarihinde başlatılan ve çok sayıda cinayet, adam öldürmeye teşebbüs, yaralama, alıkoyma, mala zarar verme, yağmalama, hırsızlık ve kundaklama olayına rağmen itidal çağrısı yapmak yerine HDP yöneticileri tarafından daha da körüklenerek 4 gün boyunca sürdürülen 6-7 Ekim olaylarında HDP'nin suçsuz olduğunu iddia etti.

Kobani olayları ile ilgili olarak 82 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmesine tepki gösteren HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, operasyonlarla Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Emine Ayla'nın aralarında olduğu çok sayıda partilinin gözaltına alındığını belirterek, yapılan operasyonların siyasi olduğu safsatasını ortaya attı.

Terör eylemlerinin HDP yöneticilerinin çağrıları üzerine başlatılmış olmasına rağmen Sancar, Kobani olaylarında HDP'nin suçunun olmadığını, HDP'nin sorumlu olduğuna dair somut delil bulunmadığını iddia etti.

Operasyonların HDP'yi etkisizleştirme ve bitirme amaçlı olduğu iddiasında da bulunan Mithat Sancar, HDP'nin susturularak muhalefetin sindirilmeye çalışıldığını ileri sürdü.

"Biz Kobani eylemleriyle ilgili adalet mücadelesinin de öncüsüyüz." diyerek 80 milyonun aklıyla alay eden Sancar, HDP Genel Merkezi'nde bu akşam Merkez Yürütme Kurulu'nun olağanüstü toplanacağını açıkladı.

6-7 Ekim olaylarında (Kobani eylemi) ne olmuştu?

"6-7 Ekim olayları" olarak da anılan "Kobani olayları" 6 Ekim 2014 tarihinde başlamıştı.

Terör örgütü DEAŞ'ın Kobani'yi kuşatmasının ardından terör örgütü PYD/YPG, hem Türkiye'nin Kobani'ye (Ayn el-Arap) karışmamasını istemiş hem de Türkiye üzerinden silah nakli yapmak istemişti.

62. Hükümet (AK Parti) hiçbir terör örgütüne destek vermeyince HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ, 6 Ekim 2014 tarihinde "Halklarımıza Acil Çağrı" başlıklı bir bildiri yayımlamış, bildiride "AKP iktidarının Kobane’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz." denilmişti.

Çağrı üzerine Türkiye genelinde sokağa çıkan PKK yanlıları, çok sayıda cinayet, adam öldürmeye teşebbüs, yaralama, alıkoyma, mala zarar verme, yağmalama, hırsızlık ve kundaklama eylemi gerçekleştirmişti.

Bu eylemlere rağmen HDP yönetimi geri adım atmamış, çağrılarını daha da güçlü bir şekilde dillendirerek aşağıdaki tablonun yaşanmasına neden olmuştu:

- 37 cinayet (nitelikli adam öldürme)
- 29 cinayete teşebbüs (adam öldürmeye tam teşebbüs)
- 3777 mala zarar verme olayı
- 25 alıkoyma olayı
- 395 hırsızlık olayı
- 15 yağma olayı
- 308 iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal suçu
- 13 Türk bayrağını yakma olayı
- 7 Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefet suçu
- 326 güvenlik görevlisinin yaralanması
- 435 vatandaşın yaralanması.

Olayların sembolik ismi hâline gelen Yasin Börü isimli genç, arkadaşları Ahmet Dadak ve Hasan Gökguz ile birlikte fakirlere kurban eti dağıtmak için evden çıkmış ancak PKK yandaşlarının saldırılarında şehit olmuşlardı.

Yasin Börü'nün bıçaklandığı, silahla defalarca vurulduğu, yüksekten atıldığı, başının taşla ezildiği, üzerinden otomobil ile geçildiği, cansız bedenine işkence edildiği ve son olarak cesedinin yakıldığı tespit edilmişti.

Olaylar hakkında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kürt kardeşimizin kanı Selahattin Demirtaş'ın ellerine bulanmıştır" ifadelerini kullanmıştı.