CHP'den Kaftancıoğlu için teklif!

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun 7 yıl önceki Twitter paylaşımı sebebiyle 9 yıl 8 ay hapis cezası almasının ardından Facebook, Twitter ve Instagram'daki paylaşımlara dava açma süresinin 6 ayla sınırlandırılması için kanun teklifi hazırladı.

SİYASET 30.09.2019, 13:18 30.09.2019, 13:32
CHP'den Kaftancıoğlu için teklif!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Twitter hesabından 7 yıl önce yaptığı paylaşımlar sebebiyle 9 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılması, ana muhalefet partisini harekete geçirdi. CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar, fikir beyanını içeren her türlü internet yayını, internet gazeteciliği çerçevesinde işlenen suçlar açısından dava açma süresinin, 5187 sayılı Basın Kanunu ile süresiz yayınlar için öngörülen 6 aylık süre ile sınırlandırılması için kanun teklifi hazırladı.

"Farklı düzenlemeler ciddi sıkıntılara yol açıyor"

CHP’li Tanal’ın TBMM Başkanlığı’na sunduğu teklifin gerekçesinde, fikir beyanı için kullanılan Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin niteliği itibarıyla bir "basın ve yayın yolu" olarak kabul edildiği, sosyal paylaşım siteleri üzerinden işlenen suçlar için Basın Savcılığının görevlendirilmesinin bunun somut ve basit bir örneği olduğu anımsatılarak, "Hal böyle iken; 5187 Sayılı Basın Kanunu ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında mevcut farklı düzenlemelerin uygulamada ciddi sıkıntılara sebep açtığı açıktır. Nitekim internet ortamında (basın yolu ile) işlenen bir suç açısından Basın Kanunu kapsamında dava açma süresi 6 ay iken; Türk Ceza Kanunu kapsamında bu süre suç tiplerine göre dahi farklılık göstermekte olup süresiz bırakıldığı haller dahi mevcuttur." ifadeleri kullanıldı.

"Yıllar önce yayımlanmış yazılar baskı unsuru olarak kullanılıyor"    

Mevcut yasal uyumsuzluktan doğan bu durumun, uygulamada ciddi hak ihlâllerine yol açtığı vurgulanan gerekçede, yıllar önce Twitter, Facebook ve Instagram’da yapılan paylaşımların vatandaşlar üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanıldığına işaret edilerek, "Basın Kanunu; süresiz yayınlara karşı açılacak olan davalar için süreler düzenlenirken esas amaç, yayınlanmış olan eserin ya da yapılmış olan paylaşımın uzun yıllar boyunca eser ya da paylaşım sahibi açısından bir baskı unsuru olarak kullanmasının önüne geçilmesi isteğidir. Nitekim uygulamada yıllar öncesinde internet ortamında yayımlanmış olan bir yazı, vatandaşlar üzerinde adeta birer tehdit ve baskı unsuru olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda Basın Kanunu kapsamında; süresiz yayın sayılan internet ortamında yapılan yayımlara ve fikir beyanlarını içerir paylaşımlara ilişkin olarak, Basın Kanunu’nun uygulanması gerektiği, bu şekilde gerek farklı yasal düzenlemelerin gerekse de bireylerin Anayasal ve Yasal hakları açısında zorunlu bir gerekliliktir." ifadelerine yer verildi.

"Dava açma süresi 6 aylık süreyle sınırlandırılmalı"

Yıllar öncesi yapılan bir paylaşımdan dolayı bireylerin soruşturma, kovuşturma ve hatta cezalarla karşı karşıya kalmasının açık bir şekilde insan hakkı ihlali olduğunun vurgulandığı teklifin gerekçesinde şöyle devam edildi: “Uygulamada Twitter, Facebook gibi basın yolu kabul edilen, şahsi fikir beyanlarında bulunulan platformlar kapsamında yapılan paylaşımın süresiz yayın olarak kabul edilerek Türk Ceza Kanunu veya Basın Kanunu kapsamında suç olarak kabul edilen yayımlar hakkında da yine aynı şekilde Basın Kanunu kapsamında 6 ay içerisinde dava açılması gerekmektedir. Nitekim yukarıda da açıklandığı üzere basın-yayın organı kabul edilen Twitter, Facebook vb. fikir beyanlarında bulunulan platformlarda paylaşılan fikir açıklamaları da niteliği itibariyle 5287 Sayılı Basın Kanunu kapsamında süresiz yayın olarak nitelendirilmektedir. Bu bağlamda Twitter, Facebook dâhil internet siteleri üzerinden yapılan paylaşım ve yayınların 5287 Sayılı Basın Kanunu’na göre 6 ay içerisinde davasının açılması gerekmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenen suçlar açısından; internet ortamında fikir beyanını içeren her türlü internet yayını veya internet gazeteciliği kapsamında işlenen suçlar açısından dava açma süresi, 5187 sayılı Basın Kanunu ile süresiz yayınlar için öngörülen 6 aylık süreyle sınırlandırılması gerekmektedir.”

İddianame 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Canan Kaftancıoğlu'nun sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar ile 'Cumhurbaşkanına hakaret' ve 'Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama' suçunu işlediği, terör örgütü PKK'nın kurucularından ve kadın örgütlenmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle kırmızı bültenle aranan ve Fransa'da öldürülen Sakine Cansız hakkında yaptığı paylaşımlar ile terör örgütünün propagandasını yaptığı, bir kısmı FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine yönelik yaptığı paylaşımlardan oluşan tweetleri ile de 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçlarını işlediği belirtilmişti. 

Ne olmuştu?

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 28 Haziran'da hâkim karşısına çıkmıştı.

Kaftancıoğlu, soruşturma aşamasından, iddianamenin oluşturulmasına kadar baştan sona hukuksuz bir süreçle karşı karşıya olduklarını ileri sürerek, "Hakkımda hazırlanan iddianamedeki suçlamaları asla kabul etmiyorum. Burada yargılanması gerekenler yargıya emir ve talimat verenlerdir. 6-7 yıl önce attığım tweetlerden dolayı ve en önemlisi 31 Mart zaferinden hemen sonra suçlanıyorum. Yıllar sonra bu söylemlerimin dava konusu edilmesinin tek bir sebebi var: O kaybetti, biz kazandık ve şimdi biz mevsimi başlıyor." demişti. 

Bir insan, bir kadın, bir anne, bir hekim ve bir siyasetçi olarak toplumsal olaylara ilişkin tepkiler vermesinden daha doğal bir durum olamayacağını aktaran Kaftancıoğlu, "Ben yazdıklarımın ve söylediklerimin bir suç olmadığını, tam tersi bu suçu işleyenleri kamuoyu önünde açık, net göstermek ve teşhir etmek olduğunu düşünüyorum. Bunun da asli siyasi ve toplumsal sorumluluğum olduğunu savunuyorum. Bir kez daha altını çiziyorum. Meselenin özü şudur: İstanbul’dan yanan umut ışığı birini rahatsız etti. O biri halktan, sandıktan karşılık bulamadığı için şahsım üzerinden toplumsal muhalefete gözdağı vermek istiyor." ifadelerini kullanmıştı.

Yorumlar (0)